Tarihçe-i Hayat - page 563

tasdikleri, solunda selim kalplerin ve temiz vicdanlar›n
ciddî itminanlar› ve samimî incizaplar› ve teslimleri,
Kur’ân’›n fevkalâde harika, metin ve hücum edilmez bir
kal’a-i semaviye-i arziye oldu¤unu ispat ettikleri gibi alt›
makamdan dahi, onun ayn-› hak ve sad›k oldu¤una ve
beflerin kelâm› olmad›¤›na, hem yanl›fl olmad›¤›na imza
eden, baflta, bu kâinatta daima güzelli¤i izhar, iyili¤i ve
do¤rulu¤u himaye ve sahtekârlar› ve müfterileri imha ve
izale etmek âdetini bir düstur-i faaliyet ittihaz eden bu kâ-
inat›n Mutasarr›f›, o Kur’ân’a, âlemde en makbul, en
yüksek, en hâkimâne bir makam-› hürmet ve bir merte-
be-i muvaffak›yet vermesiyle onu tasdik ve imza etti¤i gi-
bi; ‹slâmiyetin menba› ve Kur’ân’›n tercüman› olan zat›n
(aleyhissalâtü vesselâm) herkesten ziyade ona itikat ve
ihtiram› ve nüzulü zaman›nda uyku gibi bir vaziyet-i nâ-
imâne de bulunmas› ve sair kelâmlar› ona yetiflememesi
ve bir derece benzememesi ve ümmiyetiyle beraber git-
mifl ve gelecek hakikî hadisat-› kevniyeyi gaybiyâne,
Kur’ân ile tereddütsüz ve itminan ile beyan etmesi ve
çok dikkatli gözlerin nazar› alt›nda hiçbir hile, hiçbir yan-
l›fl vaziyeti görülmeyen o tercüman›n bütün kuvvetiyle
Kur’ân’›n her bir hükmüne iman edip tasdik etmesi ve
hiçbir fley onu sarsmamas›, Kur’ân semavî, hakkaniyetli
ve kendi Hâl›k-› Rahîm’inin mübarek kelâm› oldu¤unu
imza ediyor.
Hem, nev-i insan›n humsu, belki k›sm-› azam› göz
önündeki o Kur’ân’a müncezibâne ve dindarâne irtibat›
ve hakikatperestâne ve müfltakane kulak vermesi ve çok
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 563
K
ASTAMONU
H
AYATI
ma, güvenme, gönül rahatl›¤›
içinde tereddütsüz kabul etme.
ittihaz:
kabul etme, sayma, tut-
ma, addetme.
izale:
zevale erdirme, yok etme.
izhar:
a盤a vurma, meydana ç›-
karma, aflikâr etme.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar.
kal'a-i semaviye-i arziye:
arz›n
semaya ait kalesi, göklere yükse-
len da¤lar.
kelâm:
söz, lâf›z, lâk›rd›.
lem'a:
par›lt›, parlay›fl, parlama.
makam-› hürmet:
hürmet, sayg›
makam›.
makbul:
kabul edilmifl olan, al›-
nan, reddedilmeyen.
menba:
kaynak, her hangi bir fle-
yin ç›kt›¤› yer.
mertebe-i muvaffakiyet:
baflar›
derecesi.
metin:
sa¤lam ve dayan›kl›, kavi,
berk.
Mutasarr›f:
tasarruf eden, tasar-
ruf sahibi olan, kendinde kullan-
ma hakk› ve salahiyeti bulunan,
her fleyin sahibi olan, mâlik.
müfteri:
iftira atan, kara çalan, if-
tirac›, baflkas›na suç isnat eden,
baflkas›n› yapmad›¤› bir fleyle
suçlayan.
nazar:
bak›fl, görüfl.
nokta-i istinat:
dayanak noktas›,
güvenme ve itimat noktas›.
nüzul:
Kur'ân'›n vahiy yoluyla Hz.
Muhammed'e indirilmesi.
saadet-i dâreyn:
iki cihan saade-
ti, dünya ve ahiret mutlulu¤u.
sad›k:
do¤ru, gerçek, hakikî, sah-
te olmayan.
sahtekâr:
düzenbaz.
samimî:
içten, candan, gönülden,
kalbî, menfaatsiz, riyas›z.
selim:
kusuru, noksan› olmayan,
sa¤lam, kusursuz, do¤ru.
semavî:
Allah taraf›ndan olan, ‹lâ-
hî.
sikke-i i'caz:
mu’cizelik iflareti,
sikkesi, damgas›.
tereddüt:
karars›zl›k, karar vere-
meme, bir konuda flüphede kal-
ma, duraksama.
teslim:
do¤rulama, do¤ru oldu¤u-
nu kabul etme.
ukul-i müstakime:
do¤ru yolda
olan ak›llar.
ümmîyet:
ümmî olufl, ümmî kim-
senin hâli, ümmîlik.
vahy-i semavî:
Allah taraf›ndan
melekler vas›tas›yla peygambere
gelen vahiy, semavî vahiy.
vaziyet-i nâimane:
uyur gibi va-
ziyet, uyurcas›na durum.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayr› fler-
den ay›rt etmeye yard›mc› olan
ahlâkî
duygu.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
âlem:
dünya, cihan.
ayn-› hak:
hakk›n, gerçe¤in
tâ kendisi.
befler:
insan, insanl›k, âde-
mo¤lu.
beyan:
anlatma, aç›k söyle-
me, bildirme, izah.
bürhan:
delil, ispat, tan›k,
hüccet.
düstur-i faaliyet:
çal›flma
prensibi.
fevkalâde:
çok güzel, çok iyi,
çok üstün.
gaybiyane:
gayb› görür, gö-
rünmeyeni bilir bir flekilde.
hâdisat-› kevniye:
olufl ve
ortaya ç›k›flla ilgili olaylar,
varl›klarla ilgili olaylar.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hakikî:
gerçek, sahici.
hakkaniyet:
hak ve adâlete
uygunluk.
hile:
aldatmaya, kand›rmaya
yönelik tertip, düzen, desise.
himaye:
koruma, esirgeme,
muhafaza etme.
hüccet:
delil, ispat, burhan.
hücûm:
sald›rma, hamle ile
ileri at›lmak.
hüküm:
emir, buyruk, ku-
manda, nüfuz.
ihtiram:
hürmet etme, sayg›
gösterme.
imha:
bozma, yok etme,
mahvetme, ortadan kald›rma,
y›kma.
incizap:
cezp edilme, kap›l-
ma, çekilme.
itikat:
bir inanca, bir fikre
ba¤lanma, inanma.
itminan:
inanma, birine inan-
1...,553,554,555,556,557,558,559,560,561,562 564,565,566,567,568,569,570,571,572,573,...1390
Powered by FlippingBook