Şualar - page 979

nev-i beşerin medar-ı iftiharı, eşref-i mahlûkat olduğuna
imza bastığı gibi, her zamanda üç yüz elli milyon ehl-i
imanın
(1)
p
?p
YÉn
Ø`r
dÉn
c o
Ön
Ñ° s
ùdn
G
sırrınca, her gün işledikleri bü-
tün hasenatlar ve hayırların bir misli Muhammed Aley-
hissalâtü Vesselâmın defter-i hasenatına girmesi ve o tek
şahsiyet-i Muhammediye
(
AsM
)
, yüzer milyon, belki mil-
yarlar âbid-i muhsin kadar küllî bir ubudiyete ve füyuzata
mazhar bir makam kazanması, o zatın
(
AsM
)
risaletine pek
kuvvetli şahadet edip imza basar.
İKİNCİ İŞarET:
Benim virdimde her vakit tefekkürle
baktığım yirmiden ziyade şahadetlere işaret eden:
k
án
©r
an
O /
?p
Qƒo
¡o
X p
In
OÉn
¡n
°ûp
H o
Ú/
en
’r
G p
ór
Yn
ƒr
dG o
¥p
OÉn
°U $G o
?ƒo
°Sn
Q l
ós
ªn
ëo
e
m
OÉn
?p
àr
Yp
Gn
h m
¿Én
Á/
G i'
ƒr
bn
Ép
Hn
h m
án
©j /
ôn
°Tn
h m
ás
«p
en
Ór
°Sp
Gn
h m
øj/
O p
?n
ªr
cn
Ép
H /
¬p
às
«u
eo
G n
™n
e
u
ºn
Jn
Gn
h m
?«/
?r
Ñn
J u
ºn
Yn
Ép
Hn
h m
äGn
ƒn
Yn
On
h m
äÉn
LÉn
æo
en
h m
In
ƒr
Yn
O '
¤r
Yn
Ép
Hn
h m
In
OÉn
Ñp
Yn
h
(2)
@ Én
¡n
d n
?r
ãp
e n
’ m
äGn
ôp
ªr
ão
e m
äÉn
bp
QÉn
N m
án
fÉn
àn
e
Kısa bir nevi tercümesi ve meali:
Y
Anİ
, M
UHAMMed
İn
(
AsM
)
rİsAletİne ŞAHAdet eden
,
Birincisi:
on bir hâlâtından çıkan bir hüccet-i risalettir.
evet, okumak ve yazmak öğrenmediği ve ümmî oldu-
ğu hâlde, on dört asrın ukalâsını, feylesoflarını hayrette
bırakan ve edyan-ı semaviyede birinciliği kazanan bir
dinle birden, tecrübesiz ve def’aten meydana çıkması
emsal kabul etmez bir hâlet olduğu gibi, sözlerinden,
Şualar | 979 |
o
n
B
eŞinci
Ş
ua
füyuzat:
feyizler, manevî bolluk
ve bereketler, inayetler.
hâlât:
hâller, durumlar, vaziyet-
ler.
hâlet:
hâl, durum.
hasenat:
güzellikler, iyilikler.
hüccet-i risalet:
peygamberlik de-
lili.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
makam:
yer, mevki.
mazhar:
bir şeyin çıktığı görün-
düğü yer; nail olma, şereflenme.
meal:
mana, anlam, mefhum.
medar-ı iftihar:
iftihar sebebi,
övünme sebebi.
misil:
kat; eş.
nev-i beşer:
insanoğlu, insanlar.
nevi:
çeşit, tür.
risalet:
elçilik, resullük, peygam-
ber olarak gönderilme.
sır:
gizli hakikat.
şahadet:
şahit olma, şahitlik, ta-
nıklık.
şahsiyet-i Muhammediye:
Hz.
Muhammed’in (asm) şahsiyeti, ki-
şiliği.
tefekkür:
derin düşünme; eşya-
nın hakikatini, yaratıcının sırlarını
kavramak ve ibret almak için zih-
nen ve kalben düşünme.
ubudiyet:
kulluk.
ukalâ:
akıllılar, akıllı olanlar.
ümmî:
okuma yazması olmayan,
okumamış.
virt:
zikir; belli zamanlarda, belli
sayıda, belli duaların zikir olarak
belli biçimde ve düzenli şekilde
okunması.
zat:
kişi, şahıs.
ziyade:
çok, fazla.
âbid-i muhsin:
Allah’a görür
gibi ibadet eden kul.
aleyhissalâtü vesselâm:
‘sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun’ anlamında Hz. Muham-
med’e dua.
asır:
yüzyıl.
def’aten:
birdenbire, bir defa-
da, anî olarak.
defter-i hasenat:
iyilikler, gü-
zellikler defteri, insanların yap-
tığı iyiliklerin yazıldığı manevî
defter.
edyan-ı semaviye:
semavî
dinler, Allah tarafından gön-
derilmiş olan hak dinler.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri.
emsal:
örnekler, benzerler.
eşref-i mahlûkat:
mahlûka-
tın en eşrefi, yaratılmışların en
şereflisi; insan.
feylesof:
felsefe ile uğraşan,
filozof.
1.
Bir şeye sebep olan yapan gibidir.
2.
Ümmî olduğu hâlde en ekmel bir din ve İslâmiyet ve şeriatla ve en kavi bir iman ve itikat
ve ibadetle ve en yüksek bir davet ve münacat ve dua ile ve eamm bir tebliğ ve emsal-
siz harika ve en faydalı, en etemm bir metanetle def’aten zuhurunun şahadetiyle, Sadı-
ku’l-Va’di’l-Emîn olan Muhammed (
ASM
) Allah’ın Resulüdür.
1...,969,970,971,972,973,974,975,976,977,978 980,981,982,983,984,985,986,987,988,989,...1581
Powered by FlippingBook