Âl-i Beytine ve Ashabına ve fütuhat-ı İslâmiyeye ait ihba-
rat-ı gaybiyesidir ki,
Zülfikar’
da, Mu’cizat-ı Ahmediye
(
AsM
)
kısmında nakl-i sahih ile seksen vakıanın aynen ha-
ber verdiği gibi çıkması, meselâ Hz. osman
(
rA
)
mushaf
okurken, Hz. Hüseyin
(
rA
)
kerbelâ’da şehit edilmeleri ve
Şam ve İran ve İstanbul’un fetihleri ve Abbasi devletinin
zuhuru ve Cengiz ve Hülâgû onu mağlûp ve mahvetme-
si gibi seksen ihbar-ı gaybî mu’cizatı, nakl-i sahihle ve ta-
rih ve siyer kitaplarına istinaden tafsilen yazması gibi, ih-
bar-ı gaybînin sair nevileriyle ve Muhammed’in
(
AsM
)
hak-
kaniyetine delâlet eden pek çok vakıat-ı istikbaliye ile za-
man-ı istikbal dahi kuvvetli ve küllî bir surette risalet-i
Muhammediyeye
(
AsM
)
ve sadıkıyetine şahadet eder de-
mektir.
Dokuzuncu, Onuncu, On Birinci, On İkinci
Şahadetlere işaret eden,
@ p
Ú/
?n
«r
dG u
?n
M p
án
Ln
Qn
óp
H /
¬p
?j/
ó°r
ün
J /
‘
r
ºp
¡p
JÉ s
«p
æ«/
?n
j p
I s
ƒo
?p
H p
?'
’r
G p
In
OÉ¡n
°ûp
Hn
h
@ p
Ú/
?n
«r
dG p
ør
«n
Y p
án
Ln
Qn
óp
H /
¬p
?j/
ór
°ün
J /
‘
r
ºp
¡p
fÉn
Á/
G p
?Én
ªn
µp
H p
ÜÉn
ë°r
Un
’r
Gn
h
@ p
Ú/
?n
«r
dG p
ºr
?p
Y p
án
Ln
Qn
óp
H /
¬p
?j/
ór
°ün
J /
‘
r
ºp
¡p
JÉn
?«/
?r
ën
J p
Is
ƒo
?p
H p
ABÉ n
«p
Ø°r
Un
’r
Gn
h
(1)
@p
Ú/
?n
«r
dÉp
H p
äGn
ón
gÉ°n
ûo
Ÿr
Gn
h p
?r
°ûn
µ`r
dÉp
H /
¬p
àn
dÉn
°Sp
Q '
¤n
Y r
ºp
¡p
?o
HÉn
£n
àp
H p
ÜÉn
£r
bn
’r
Gn
h
Yani, Muhammed’in
(
AsM
)
sadıkıyetine ve hakkaniye-
tine küllî şahadetlerden,
Dokuzuncusu
:
(2)
n
?«/
FBG n
ôr
°Sp
G »/
æn
H p
ABÉ n
«p
Ñr
fn
Én
c »/
às
eo
G o
ABÉ n
ªn
?o
Y
sırrına
mazhar ve salâvatlarda Âl-i İbrahim Aleyhisselâma mu-
kabil olan Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın
aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât ve
selâm onun üzerine olsun’ anla-
mında Hz. Muhammed’e dua.
aleyhisselâm:
Allah’ın selâmı onun
üzerine olsun.
Âl-i Beyt:
Hz. Muhammed’in (asm)
ailesinden olan, Hz. Muhammed’in
(asm) ev halkı.
Âl-i İbrahim:
Hz. İbrahim’in nes-
linden gelenler ve onun manevî
yolunda yürüyenler.
Âl-i Muhammed:
Hz. Muham-
med’in (asm) neslinden gelenler.
ashap:
Sahabeler, Hz. Peygambe-
ri (asm) görmüş ve onunla konuş-
muş olan Müslüman kimseler.
delâlet:
delil olma, gösterme.
fetih:
zafer, galebe.
fütuhat-ı İslâmiye:
İslâmın zafer-
leri, fetihleri.
hakkaniyet:
hak ve adalete uy-
gunluk, hak ve doğruluktan ayrıl-
mama.
ihbarat-ı gaybiye:
geçmiş veya
gelecek zamana ait verilen ha-
berler.
ihbar-ı gaybî:
gayba ait haber,
geçmiş veya gelecek zamana ait
haber.
istinaden:
istinat ederek, daya-
narak, güvenerek, delil kabul ede-
rek.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
mağlûp:
boyun eğme, yenilme,
yenilmiş olma.
mahv:
yok etme, ortadan kaldır-
ma, bitme.
mazhar:
bir şeyin çıktığı görün-
düğü yer; nail olma, şereflenme.
mu’cizat:
mu’cizeler, Allah tara-
fından verilip, yalnız peygamber-
lerin gösterebilecekleri büyük ha-
rika işler.
mu’cizat-ı ahmediye:
Peygam-
ber Efendimizin (asm) gösterdiği
mu’cizeler.
mukabil:
karşılık.
mushaf:
Kur’ân sahifelerini topla-
yan cilt, Kur’ân’ın ciltlenmiş hâli;
Kur’ân.
nakl-i sahih:
şüphe duyulmayan,
doğru, gerçek haber bildirilmesi.
nevi:
çeşit, tür.
risalet-i Muhammediye:
kâinatın
nuru ve şuuru olan Hz. Muham-
med’in (asm) peygamberliği.
sadıkıyet:
sadıklık, doğruluk, sa-
dâkat.
sair:
diğer, başka, öteki.
salâvat:
Hz Muhammed’e rahmet
ve esenlik dileme, salât ve selâm
etme; ‘Allahümme salli ala seyyi-
dinâ Muhammedin ve ala âli
seyyidinâ Muhammed’ deme.
sır:
gizli hakikat.
siyer:
Hz. Muhammed’in (asm)
hayatının bütün safhalarını an-
latan, Peygamberimizin vasıf-
larını nakleden eserler.
suret:
biçim, şekil, tarz.
şahadet:
şahit olma, şahitlik,
tanıklık.
şehit:
Allah’ın ve yüce dininin
adını yüceltme uğrunda canı-
nı feda ederek savaşta vuru-
lup ölen Müslüman.
tafsilen:
tafsilli bir şekilde,
uzun uzadıya, ayrıntılı olarak.
vakıa:
vuku bulan, olan şey.
vakıat-ı istikbaliye:
gelecek-
le ilgili olaylar, gelecekte mey-
dana gelecek hâdiseler, olay-
lar.
zaman-ı istikbal:
gelecek za-
man.
zuhur:
ortaya çıkma.
1.
Hakkalyakin derecesindeki tasdikleriyle ve kuvvetli yakinleriyle Ehl-i Beytinin, aynelyakin
derecesindeki tasdikleriyle ve kemal-i imanlarıyla Ashabının, ilmelyakin derecesindeki tas-
dikleriyle ve kuvvetli tahkikatlarıyla Asfiyanın ve kat’î keşfiyat ve müşahedeleriyle onun
risaletinde ittifak eden aktabın şahadetiyle...
2.
Ümmetimin âlimleri Benîisrailin peygamberleri gibidir. (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:64.)
o
n
B
eŞinci
Ş
ua
| 986 | Şualar