kuvvetimizle talep ediyoruz. Yüce üstadımıza ve masum
nurcu kardeşlerime kendimle beraber beraat verilmesini
talep ediyorum.
Ispartalı
Mustafa Gül
FAEB
KÜçÜKiBrahiM’iNMÜdafaaSIdIr
Afyon Ağır Ceza Mahkemesine
Sayın Hâkimler!
Bize isnat edilen suç hem yersizdir, hem de dünyaya
aittir, siyasîdir. Hâlbuki, siyaset yapacak insanlar olup ol-
madığımızı zaten ilk bakışta siz muhterem hâkimler çok-
tan anlamışsınız. esasen bu soğuk ve yabancı isnat, eğer
faraza yüzde yüz tahakkuk edeceğini yüzlerce salâhiyetli
kimseler temin etseler, benim de aklım şimdikinden yüz
defa fazla olsa, risale-i nur’un ve onun çok muhterem
müellifinin bende bıraktığı manevî intiba ile bütün mev-
cudiyetimle bu geçici ve tükenici siyasî lezzet ve macera-
dan kaçıp ahirete iman ve cehennemden kurtulmak yo-
lunda sarf ederim. gerek risale-i nur’un kıymetli müelli-
fine hürmetimiz ve bağlılığımız ve gerekse risale-i nur’-
un okunması, yazılması ve nur talebeleriyle muhabere
Şualar | 909 |
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
ait.
talebe:
öğrenci.
talep:
isteme, dileme.
temin:
sağlama.
ahiret:
dünya hayatından son-
ra başlayıp ebediyen devam
edecek olan ikinci hayat.
beraat:
temize çıkma; bir da-
vanın neticesinde suçsuz ol-
duğu anlaşılma.
esasen:
aslında, temelinde,
doğrusu.
faraza:
farz edelim ki, öyle sa-
yalım ki, söz gelişi.
hürmet:
saygı.
iman:
inanç, itikat.
intiba:
bir kişi veya olayın zi-
hinde bıraktığı iz, izlenim, te-
sir.
isnat:
dayandırma, mal etme,
bir şeyi bir kimseye ait gös-
terme.
macera:
olup biten, cereyan
eden, baştan geçen şey.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
mevcudiyet:
mevcut olma,
varlık.
muhterem:
saygı değer, hür-
mete lâyık, saygın.
muhterem:
saygı değer, hür-
mete lâyık, saygın.
müdafaa:
savunma.
müellif:
eser telif eden, ya-
zan.
nurcu:
Bediüzzaman Said Nur-
sî’nin eserlerine ve fikirlerine
taraftar olan, Risale-i Nur’ları
okuyup neşreden kimse.
salâhiyet:
yetki, bir işe karış-
maya veya vazife icabı bir işi
yapmaya, bir harekette bu-
lunmaya hakkı olma.
sarf:
harcama.
siyaset:
hükümet etme, dev-
let idaresi, politika.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete