Şualar - page 771

MÜjdELivETaBiriçIKMIşLâTifBirrÜYa
Bana hizmet eden Ali geldi, dedi:
“Ben rüyada gördüm ki, sen Hüsrev’le beraber pey-
gamber Aleyhissalâtü Vesselâmın elini öptün.”
Birden, bir mektup aldım ki, Hüsrev’in hattıyla yazılan
Asa-yı Mûsa
mecmuasını kabr-i Muhammedî Aleyhissa-
lâtü Vesselâm üzerinde hacılar görmüşler. demek, benim
bedelime, peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın manevî
elini, Hüsrev, kaleminin vasıtasıyla öpmüş ve rıza-i ne-
beviyeye mazhar olmuş.
{{{
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ª°r
SÉp
H
Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hapis Arkadaş-
larım!
Evve l â
: sureten görüşmediğimizden merak etmeyi-
niz. Bizler manen her zaman görüşüyoruz. Benim ehem-
miyetsiz şahsıma bedel, nurdan elinize geçen hangi risa-
leyi okusanız veya dinleseniz, benim adî şahsım yerine,
kur’ân’ın bir hadimi haysiyetiyle beni o risale içerisinde
görüp sohbet edersiniz. zaten ben de sizinle bütün duala-
rımda ve yazılarınızda ve alâkanızda hayalimde görüşü-
yorum ve bir dairede beraber bulunmamızdan her vakit
görüşüyoruz gibidir.
Şualar | 771 |
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
yasakları insanlara tebliğ eden elçi,
nebî.
rıza-i Nebeviye:
Peygamberimizin
rızası.
sureten:
suret olarak, görünüş iti-
barıyla, şekilce, şekil olarak.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
tabir:
yorum, yorumlama.
vasıta:
aracılık.
adî:
bayağı, aşağı, değersiz.
alâka:
ilgi, ilişki. bağ.
aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât
ve selâm onun üzerine olsun’
anlamında Hz. Muhammed’e
dua.
aziz:
muhterem, saygın.
bedel:
bir şeyin yerini tutan,
karşılık.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehemmiyetsiz:
önemsiz.
evvelâ:
birinci olarak, her şey-
den önce, ilk olarak.
hadim:
hademe, hizmetçi.
hat:
yazı, el yazısı.
haysiyet:
itibar.
kabr-i Muhammedî:
Hz. Mu-
hammed’in (a.s.m) kabri.
Kur’ân:
Allah tarafından vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e in-
dirilmiş, semavî kitapların so-
nuncusu.
lâtif:
güzel, hoş.
manen:
mana bakımından,
manaca.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
mazhar:
bir şeyin çıktığı gö-
ründüğü yer; nail olma, şeref-
lenme.
mecmua:
tertip ve tanzim edil-
miş şeylerin hepsi, koleksiyon.
müjde:
sevindirici haber, muş-
tu.
peygamber:
Allah tarafından
haber getirerek İlâhî emir ve
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
1...,761,762,763,764,765,766,767,768,769,770 772,773,774,775,776,777,778,779,780,781,...1581
Powered by FlippingBook