Şualar - page 689

çeviren bir adamı sevmemek bir suç olmasına imkân var
mıdır?
vv
[MahkemeninSaid’icezalandırmakiçinenkuv-
vetlitahminettiklerifıkradır.Said’ingizlidüşman-
larınakarşıDenizliMahkemesindeistimalettiği
busözünü,mahkemebütünbütünyanlışmana
vererekdevletevehükûmeteçeviriptecziyeye
sebepgöstermiş.]
“Bu inkılâpları mevki-i mer’iyete koyan devletin bir kı-
sım yeni kanunlarına cebr-i keyfî-i küfrî, cumhuriyete is-
tibdad-ı mutlak, rejime irtidad-ı mutlak ve Bolşeviklik ve
medeniyete sefahat-i mutlaka demiş.”
xx
[Mahkemeninkararnamesindehayretvetakdirle
yazılanbirfıkradır.]
risale-i nur’u yazmanın uhrevî ve dünyevî pek çok fay-
daları olduğu, bunların da:
1. ehl-i dalâlete karşı manen mücahede etmek.
2. üstadına neşr-i hakikatte yardım etmek.
3. Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmek.
4. kalemle ilmi tahsil etmek.
5. Bazen bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen te-
fekkürî ibadeti yapmak.
Şualar | 689 |
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
tecziye:
cezalandırma, ceza ver-
me.
tefekkürî:
tefekküre ait, düşünce
ile ilgili.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete ait.
Bolşeviklik:
Rus komünizmi
taraftarlığı.
cebr-i keyfî-i küfrî:
keyfî ola-
rak küfre zorlama, kanun ve
adalete aykırı küfrî bir baskı
yapma.
cihet:
yön.
dünyevî:
dünyaya ait.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yol-
dan çıkanlar, azgın ve sapkın
kimseler.
fıkra:
bent, madde, paragraf.
hükmüne:
yerine, değerine.
iman:
inanç, itikat.
imkân:
mümkün olma, olabi-
lirlik.
inkılâp:
değişme, dönüşme.
irtidad-ı mutlak:
tam dinsizlik,
dinin bütün kaidelerini red ve
terk etme.
istibdat-ı mutlak:
hiç bir hak
ve hürriyeti tanımayan tam
baskı, tam diktatörlük.
istimal:
kullanma.
kanun:
yasa.
kararname:
sorgu hâkiminin
hazırladığı, suçlamaya veya
aklamaya dair resmi yazı.
manen:
mana bakımından,
manaca.
mevki-i mer’iyet:
hürmet gös-
terilen makam, mevki.
mücahede:
savaşma, müca-
dele.
neşr-i hakikat:
hakikatın neşri,
doğruyu yaymak.
rejim:
devletin şekli ve hükü-
met tarzı.
sefahat-i mutlaka:
nefsin kötü
arzularına mutlak surette
uyma.
tahsil:
ilim öğrenme, bilgi edin-
me, öğrenim.
takdir:
kıymet verme, beğen-
me.
1...,679,680,681,682,683,684,685,686,687,688 690,691,692,693,694,695,696,697,698,699,...1581
Powered by FlippingBook