altıncısı
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
912
Fitne-i ahirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse
nefsine hâkim olamaz. Bütün ümmet emr-i pey-
gamberî (
AsM
) ile bin üç yüz seneden beri
(1)
...p
?És
L s
ódG p
í«°/
ùn
Ÿr
G p
án
ær
à p
a r
øp
e ...p
?És
L s
ódG p
í«°/
ùn
Ÿr
G p
án
ær
à p
a r
øp
e
diyerek dua etmişler.
Yedincisi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
913
süfyan büyük bir âlim olacak, ilmi ile dalâlete dü-
şecek ve çok âlimler ona tâbi olacak.
Sekizincisi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
914
deccalin dehşetli manevî fitnesi İslâmlar içinde
olacak ve o fitneden bütün ümmet istiaze edecek ve
etmiş olacak.
Dokuzuncusu
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
914
süfyanın vukuatı ve istikbale ait hâdisatı Şam’ın
etrafında ve Arabistan’da tasvir edilmiş. ravilerin
yanlış tevillerinin sebebi olduğu izah edilmiş.
onuncusu
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
915
eşhas-ı ahirzamanın tahribatçı olmalarıyla fevka-
lâde iktidarlarından bahsedilmiş.
on Birincisi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
915
“Ahirzamanda bir erkek kırk kadına nezaret ede-
cek” denilmiş, Bu hadis-i şerifin bir kısım tevili rus-
ya’da görülmüş.
Şualar | 1225 |
f
ihriST
İslâm:
Müslüman.
istiaze:
sığınma, bağlanma, gü-
venme.
istikbal:
gelecek, gelecek zaman,
ati.
izah:
açıkça ortaya koyma, açık-
lama yapma, bir konuyu ayrıntı-
larıyla ortaya koyma, eksiksiz an-
latma.
nefis:
kulun kötü ve günah olan
hâl ve huyları, süflî arzuları.
nezaret:
bakma, bakış, etrafı, gör-
me, seyir, manzara.
ravi:
rivayet eden, haber veren,
duyduğu sözü veya gördüğü ola-
yı başkalarına söyleyen, aktaran.
tâbi:
boyun eğen, uyan, itaat eden,
itaatte bulunan, bağlanan.
tahribat:
tahripler, yıkıp bozma-
lar.
tasvir:
anlatma, ifade etme.
tevil:
yorumlama, yorum.
ümmet:
Müslümanların tamamı;
bütün Müslümanlar.
vukuat:
vak’alar, vuku bulan şey-
ler, hâdiseler, olaylar.
ahirzaman:
dünyanın son za-
manı ve son devresi, dünya
hayatının kıyamete yakın son
devresi.
âlim:
çok okumuş, bilen, bil-
gili, bilgin.
bahis:
bahseden, araştıran, an-
latan.
dalâlet:
iman ve İslâmiyetten
ayrılmak, azmak, doğru yol-
dan ayrılma, azma, batıla yö-
nelme.
dehşet:
büyük korku hâli,
korkma, ürkme.
eşhas-ı ahirzaman:
ahirzaman
şahısları, ahirzaman nesli,
ahirzamanda yaşayan kimse-
ler.
fevkalâde:
alışılmıştan farklı,
olağanüstü, normalin üstün-
de.
fitne:
arabozan, fesat, karıştı-
rıcı.
fitne-i ahirzaman:
ahirzaman
fitnesi.
hâdisat:
yeni olan şeyler, hâ-
diseler, olaylar.
hadis-i şerif:
Peygamberimiz-
den aktarılan sözlerin genel
adı.
iktidar:
güç, kuvvet.
ilim:
bilme, biliş, bilgi; bir şe-
yin doğrusunu bilme.
1.
Mesih Deccalin fitnesinden [bizi koru Allah’ım] (Buharî, 1:211, 2:126, 8:97, 98,100, 9:75; Müs-
lim, 2:2200; Müsned, 2:185,186,141, 288, ...)