Sözler - page 568

Melâikelerin flu hizmetleri, cüz-i ihtiyarîleriyle bir nevi
kisptir, belki bir nevi ubudiyet ve ibadettir; tasarruf-u ha-
kikîleri yoktur. Çünkü, her fleyde Hâl›k-› Külli fiey’e has
bir sikke vard›r; baflkalar› parma¤›n› icada kar›flt›ramaz.
Demek, melâikelerin flu nevi amelleri ise, onlar›n ibade-
tidir; insan gibi, âdetleri de¤ildir.
Ve bu saray-› kâinatta ikinci k›s›m amele, hayvanatt›r.
Hayvanat dahi, ifltiha sahibi ve bir nefis ve bir cüz-i ihti-
yarîleri oldu¤undan, amelleri “halisen livechillâh” olmu-
yor. Bir derece nefislerine de bir hisse ç›kar›yorlar. Onun
için Malikü’l-Mülk-ü Zülcelâl-i Velikram, kerîm oldu¤un-
dan onlar›n nefislerine bir hisse vermek için amellerinin
z›mn›nda onlara bir maafl ihsan ediyor.
Meselâ, meflhur bülbül kuflu;
(HAfi‹YE)
gülün aflk›yla ma-
ruf o hayvanc›¤›, Fât›r-› Hakîm istihdam ediyor. Befl ga-
ye için onu istimal ediyor:
•
Birincisi
: Hayvanat kabileleri nam›na, nebatat taife-
lerine karfl› olan münasebat-› fledideyi ilâna memurdur.
•
‹kincisi
: Rahman’›n r›zka muhtaç misafirleri hük-
münde olan hayvanat taraf›ndan bir hatib-i Rabbanîdir
ki, Rezzak-› Kerîm taraf›ndan gönderilen hediyeleri alk›fl-
lamakla ve ilân-› sürur etmekle muvazzaft›r.
•
Üçüncüsü
: Ebna-i cinsine imdat için gönderilen ne-
batata karfl› hüsnüistikbali herkesin bafl›nda izhar etmek-
tir.
âdet:
görenek, al›flkanl›k.
amel:
fiil, ifl.
amele:
iflçi.
bahis:
konu.
cüz-i ihtiyarî:
insana verilen za-
y›f, küçücük tercih gücü.
derece:
miktar.
ebna-i cins:
hemcins, ayn› türden
olanlar.
Fât›r-› Hakîm:
her fleyi bir mak-
sada uygun ve hikmetle benzer-
siz bir flekilde yaratan Allah.
gaye:
maksat, amaç.
hakikat:
gerçek.
halisen:
halis olarak, safî temiz.
Hâl›k-› Külli fley:
kâinatta mev-
cut olan her fleyin yarat›c›s›, Al-
lah.
has:
mahsus, özel.
hafliye:
dipnot.
hatib-i Rabbanî:
kendisini idare
ve terbiye eden Rabbinin emirle-
rini anlatan hatip, konuflmac›.
hayal:
insan›n zihninde tasarla-
y›p, canland›rd›¤› fley.
hayvanat:
hayvanlar.
hediye:
birine karfl›l›ks›z olarak
verilen fley.
hisse:
pay.
hüsnüistikbal:
güzel karfl›lama.
ibadet:
Allah’›n emrettiklerini ye-
rine getirme; kulluk.
icat:
vücuda getirme, yoktan var
etme.
ihsan:
ikram etme, lütuf.
ilân:
aç›klama, duyurma.
ilân-› sürur:
sevincin herkese du-
yurulmas›.
istihdam:
hizmet ettirme, çal›flt›r-
ma.
istimal:
kullanma.
ifltiha:
istek, arzu.
izhar:
gösterme.
kabile:
ayn› türden gelenler.
Kerîm:
“ikram ve ihsan› bol olan”
anlam›nda Allah’›n bir ismi.
kisp:
kiflinin kendi çabas›, emek.
livechillâh:
Allah için, Allah r›zas›-
na.
Malikü’l-Mülk-ü Zülcelâl-i Velik-
ram:
sonsuz büyüklük, haflmet,
güzellik, ikram ve bütün mülkün
gerçek sahibi olan Allah.
maruf:
bilinen.
melâike:
melekler.
meflhur:
tan›nm›fl.
muhtaç:
ihtiyaç içinde bulunan.
muvazzaf:
vazifeli, görevli.
münasebat-› fledide:
fliddetli
münasebetler.
nam›na:
ad›na, yerine.
nebatat:
bitkiler.
nefis:
can, hayvan nefsi, can›.
nev(i):
cins, tür; çeflit.
Rahman:
rahmeti bütün her-
kese yay›lan rahmet sahibi
Allah.
Rezzak-› Kerîm:
ikram sahibi
olan r›z›k verici; Cenab-› Hak.
r›z›k:
hayat› devam ettirme-
ye yetecek miktarda yiyecek.
saray-› kâinat:
kâinat saray›.
sikke:
damga, niflan.
flairâne:
flairce.
taife:
tak›m, k›s›m.
tasarruf-u hakikî:
gerçek ta-
sarruf, gerçek kullan›m, haki-
kî yönetme, idare etme.
ubudiyet:
kulluk.
z›mn:
iç.
568 | SÖZLER
Y
‹RM‹
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
HAfi‹YE:
Bülbül flairâne konufltu¤u için flu bahsimiz de bir parça flairâne
düflüyor. Fakat hayal de¤il, hakikattir.
1...,558,559,560,561,562,563,564,565,566,567 569,570,571,572,573,574,575,576,577,578,...1482
Powered by FlippingBook