fiimdi, ey nefis! Birkaç sözde katî ispat etmifliz ki, asl
mahiyetin kusur, naks, fakr, aczden yo¤rulmufltur ki, zul-
met karanl¤n derecesi nispetinde nurun parlakl¤n
gösterdi¤i gibi, zddiyet itibaryla sen onlarla Fâtr- Zül-
celâlin kemal, cemal, kudret ve rahmetine âyinedarlk
ediyorsun.
Demek ey nefis! Nefsine muhabbet de¤il, belki adavet
etmelisin, veyahut acmalsn, veyahut mutmainne olduk-
tan sonra flefkat etmelisin. E¤er nefsini seversençünkü
senin nefsin lezzet ve menfaatin menfleidir; sen de, lez-
zet ve menfaatin zevkine meftunsuno zerre hükmün-
de olan lezzet ve menfaat-i nefsiyeyi nihayetsiz lezzet ve
menfaatlere tercih etme. Yldz böce¤i gibi olma. Çünkü
o, bütün ahbabn ve sevdi¤i eflyay karanl¤n vahfletine
gark eder, nefsinde bir lemack ile iktifa eder. Zira, nef-
sî olan lezzet ve menfaatinle beraber bütün alâkadar ol-
du¤un ve bütün menfaatleriyle intifa etti¤in ve saadetle-
riyle mesut oldu¤un mevcudat ve bütün kâinatn menfa-
atleri, nimetleri iltifatna tâbi bir Mahbub-u Ezelîyi sev-
mekli¤in lâzmdr; tâ hem kendinin, hem bütün onlarn
saadetleriyle mütelezziz olasn. Hem, Kemal-i Mutlakn
muhabbetinden ald¤n nihayetsiz bir lezzeti alasn.
Zaten sana, sende senin nefsine olan fledit muhabbe-
tin, Onun zatna karfl muhabbet-i zatiyedir ki, sen suiis-
timal edip kendi zatna sarf ediyorsun. Öyle ise, nefsin-
deki
ene
yi yrt,
hüve
yi göster. Ve kâinata da¤nk bütün
muhabbetlerin, Onun esma ve sfâtna karfl verilmifl bir
SÖZLER | 577
Y
RM
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
Kemal-i Mutlak:
her yönüyle
tam mükemmel olan Allah.
kudret:
Allahn bütün varl¤ çev-
releyen ezelî kuvveti.
lemack:
küçük parlt.
lezzet:
zevk, haz.
Mahbub-u Ezelî:
varl¤nn bafl-
langc olmayan ve bütün yaratk-
lar tarafndan sevilen Allah.
mahiyet:
neden ibaret oldu¤u,
nitelik.
meftun:
tutkun.
menfaat:
fayda.
menfaat-i nefsiye:
nefse ait
menfaat.
menfle:
kaynak.
mesut:
bahtiyar.
mevcudat:
var olan her fley.
muhabbet:
sevme.
muhabbet-i zatiye:
Allahn zat-
na karfl duyulan muhabbet, sev-
gi.
mutmainne:
emin, tatmin olmufl.
mütelezziz:
lezzet alan.
naks:
noksanlk, eksiklik.
nefis:
can, sürekli kötülüklere
sevk eden flehvet ve gadap duy-
gularnn kayna¤.
nihayetsiz:
sonsuz.
nimet:
ihsan, ba¤fl.
nispet:
ölçü.
nur:
parlaklk, flk.
rahmet:
Allahn kullarn esirge-
mesi.
saadet:
mutluluk.
sarf:
harcama.
suiistimal:
kötüye kullanma.
sfât:
nitelikler, vasflar.
fledit:
fliddetli.
flefkat:
acyarak ve esirgeyerek
sevme.
tâbi:
uyan, ba¤l.
tercih:
seçme.
vahflet:
korku, güvensizlik.
zat:
flahs, kendi flahs, nefsi.
zddiyet:
karfltlk.
acz:
zayflk, âcizlik.
adavet:
düflmanlk.
ahbap:
dostlar.
alâkadar:
ilgili, münasebetli.
âyinedar:
yanstc, aynalk.
cemal:
Cenab- Hakkn lütuf
ve ihsan ile tecellisi.
derece:
miktar.
ene:
benlik.
esma:
isimler.
fakr:
fakirlik.
Fâtr- Zülcelâl:
sonsuz bü-
yüklük sahibi ve benzeri ol-
mayan fleyleri yaratan Allah.
gark:
batma, bo¤ulma.
hüve:
o; Allaha izafeten za-
mir.
iktifa:
yetinme.
iltifat:
gönlü hofl etme.
intifa etmek:
faydalanmak.
kâinat:
bütün âlemler.
katî:
kesin.
kemal:
olgunluk, mükem-
mellik.