Öyle ise, insann iki maafl var: Biri cüzîdir, hayvanî-
dir, muacceldir; ikincisi melekîdir, küllîdir, müecceldir.
fiimdi, insann vazifesiyle maafl ve terakkiyat ve teden-
niyat, geçen yirmi üç adet Sözlerde ksmen geçmifltir;
hususan On Birinci ve Yirmi Üçüncüde daha ziyade be-
yan edilmifl.
Onun için flurada ihtisar ederek kapy kapyoruz. Er-
hamürrâhimînden rahmet kaplarn bize açmasn ve flu
sözün tekmiline tevfikini refik eylemesini niyaz ile, kusu-
rumuzun ve hatamzn affn talep ile hatmediyoruz.
Beßinci Dal
Beflinci Daln Befl Meyvesi var.
BRNC MEYVE:
Ey nefisperest nefsim, ey dünyaperest
arkadaflm! Muhabbet, flu kâinatn bir sebeb-i vücududur,
hem flu kâinatn rabtasdr, hem flu kâinatn nurudur,
hem hayatdr. nsan kâinatn en cami bir meyvesi oldu-
¤u için, kâinat istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin
çekirde¤i olan kalbine derç edilmifltir. flte flöyle nihayet-
siz bir muhabbete lâyk olacak, nihayetsiz bir kemal sa-
hibi olabilir.
flte, ey nefis ve ey arkadafl! nsann, havfa ve muhab-
bete alet olacak iki cihaz, ftratnda derç olunmufltur.
Alâküllihâl, o muhabbet ve havf, ya halka veya Hâlka
müteveccih olacak. Hâlbuki halktan havf ise, elîm bir be-
liyyedir; halka muhabbet dahi belâl bir musibettir. Çün-
kü, sen öylelerden korkarsn ki, sana merhamet etmez
af: ba¤fllama.
alâküllihâl:
ister istemez.
beliyye:
felâket, belâ.
beyan:
anlatma.
cami:
toplayan, ihtiva eden.
cihaz:
alet.
cüzî:
az, kymetsiz.
derç:
koyma, yerlefltirme.
dünyaperest:
dünyaya düflkün.
elim:
ac.
Erhamürrâhimîn:
merhamet e-
denlerin en merhametlisi olan
Allah.
ftrat:
yaratlfl, mizaç.
Hâlk:
her fleyi yoktan var eden,
yaratc; Allah.
hata:
yanlfl.
hatim:
sona erdirmek, bitirmek.
nefisperest: nefsin arzularna aflr
derecede uyan.
havf:
korku.
hayvanî:
hayvanca.
hususan:
bilhassa, özellikle.
ihtisar:
ksa kesme, özetleme.
istilâ:
kaplama, ele geçirme.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
kemal:
yetkinlik, mükemmellik.
ksmen:
ksmî olarak.
kusur:
eksiklik.
küllî:
külle ilgili, umumî.
lâyk:
uygun, yakflr.
melekî:
meleklerdeki gibi, me-
lekçe.
merhamet:
acma, esirgeme,
rahmet etme, esirgeme.
muaccel:
peflin.
muhabbet:
sevgi.
musibet:
belâ, bafla gelen ac du-
rumlar.
müeccel:
sonraya braklmfl.
müteveccih:
yönelen.
nefis:
kötü vasflar nitelikleri
kendinde toplayan, kötülü¤e
sevk eden, flehevî istekleri
kamçlayp hayrl ifllerden al-
koyan güç.
nefisperest:
nefsine düflkün,
nefsini seven.
nihayetsiz:
sonsuz.
niyaz:
dua.
nur:
ziya, flk.
rabta:
ba¤.
rahmet:
Allahn kullarn esir-
gemesi.
refik:
yardmc.
sebeb-i vücut:
varlk sebebi.
talep:
istek.
tedenniyat:
gerilemeler.
tekmil:
tamamlamak.
terakkiyat:
ilerlemeler.
tevfik:
Allahn yardm.
vazife:
görev.
ziyade:
fazla.
574 | SÖZLER
Y
RM
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ