Sözler - page 566

fiu dört nev’i, ayr› ayr› vezaif-i ubudiyetle mükellef et-
mifltir:
Birinci k›s›m
: Temsilde memlûklara misal, melâike-
lerdir. Melâikeler ise, onlarda mücahede ile terakkiyat
yoktur, belki her birinin sabit bir makam›, muayyen bir
rütbesi vard›r. Fakat, onlar›n, nefs-i amellerinde bir
zevk-i mahsusalar› var, nefs-i ibadetlerinde derecatlar›na
göre tefeyyüzleri var. Demek o hizmetkârlar›n›n mükâfa-
t› hizmetlerinin içindedir. Nas›l insan mâ, hava ve ziya ve
g›da ile tegaddi edip telezzüz eder; öyle de, melekler zi-
kir ve tesbih ve hamd ve ibadet ve marifet ve muhabbe-
tin envar›yla tegaddi edip, telezzüz ediyorlar. Çünkü, on-
lar nurdan mahlûk olduklar› için g›dalar›na nur kâfidir.
Hatta nura yak›n olan rayiha-i tayyibe dahi onlar›n bir
nevi g›dalar›d›r ki, ondan hofllan›yorlar. Evet, ervah-› tay-
yibe, revayih-i tayyibeyi sever.
Hem melekler, Ma’budlar›n›n emriyle iflledikleri ifller-
de ve Onun hesab›yla iflledikleri amellerde ve Onun na-
m›yla ettikleri hizmette ve Onun nazar›yla yapt›klar› ne-
zarette ve Onun intisab›yla kazand›klar› flerefte ve Onun
mülk ve melekûtunun mütalâas›yla ald›klar› tenezzühte
ve Onun tecelliyat-› cemaliye ve celâliyesinin müflahede-
siyle kazand›klar› tenaumda öyle bir saadet-i azîme var-
d›r ki, akl-› befler anlamaz, melek olmayan bilemez.
Meleklerin bir k›sm› âbiddirler, di¤er bir k›sm›n›n ubu-
diyetleri ameldedir. Melâike-i arziyenin amele k›sm› bir
nevi insan gibidir. Tabir caiz ise, bir nev’i çobanl›k eder-
ler, bir nev’i de çiftçilik ederler.
âbid:
ibadet eden, kulluk eden.
akl-› befler:
insan akl›.
amel:
fiil, ifl.
amele:
çal›flan.
caiz:
uygun.
derecat:
dereceler.
emir:
buyruk.
envar:
nurlar, ›fl›klar.
ervah-› tayyibe:
iyi, temiz ruhlar.
hamd:
methetme, övme.
hizmet:
bir iflin yap›lmas› için ça-
l›flma.
hizmetkâr:
hizmetçi.
ibadet:
Allah’a karfl› kulluk vazi-
fesini yapma.
intisap:
mensup olma, ba¤lanma.
kâfi:
yeter.
k›s›m:
çeflit, nevi.
mâ:
su.
ma’bud:
kendisine ibadet edilen
‹lâh.
mahlûk:
yarat›lm›fl.
makam:
mevki.
marifet:
bilgi.
melâike:
melekler.
melâike-i arziye:
dünyadaki ifl-
lerle vazifeli melekler.
melek:
Allah’›n nurdan yaratt›¤›,
emirlerine tam itaat eden mah-
lûk.
melekût:
eflya ve olaylar›n gö-
rünmeyen iç yüzü.
memlûk:
köle.
misal:
örnek.
muayyen:
belirli.
muhabbet:
sevgi.
mücahede:
savaflma, mücadele.
mükâfat:
arma¤an, ödül.
mükellef:
vazifeli, memur.
mülk:
sahip olunan, üzerinde ta-
sarruf hakk› bulunan fley.
müflahede:
‹lâhî s›rlar› ve tecelli-
leri seyretme.
mütalâa:
inceleme, iyice düflün-
me.
nam:
ad, isim.
nazar:
bak›fl.
nefs-i amel:
amelin kendisi.
nefs-i ibadet:
ibadetin kendisi.
nev(i):
çeflit.
nezaret:
gözetme, bak›fl.
nur:
par›lt›, ziya.
rayiha-i tayyibe:
güzel, hofl ko-
ku.
revayih-i tayyibe:
güzel, hofl ko-
kular.
rütbe:
mertebe, paye.
saadet-i azîme:
büyük mutluluk.
sabit:
yerinde duran, de¤iflme-
yen.
fleref:
manevî büyüklük, yücelik.
tabir:
söz.
tecelliyat-› celâliye:
Allah’›n
büyüklü¤ünün tecellileri.
tecelliyat-› cemaliye:
Ce-
nab-› Hakk›n Cemal isminin
tecellileri.
tefeyyüz:
feyizlenme.
tegaddi:
beslenme.
telezzüz:
lezzetlenme, lezzet,
tad alma.
temsil:
misal getirme.
tenaum:
nimetlenme.
tenezzüh:
gezinti, dolaflma.
terakkiyat:
terakkiler, yük-
selmeler.
tesbih:
Allah’› bütün kusur ve
noksan s›fatlardan uzak tut-
ma.
ubudiyet:
kulluk.
vezaif-i ubudiyet:
kulluk va-
zifeleri, ödevleri.
zevk-i mahsusa:
özel zevk.
zikir:
Allah’› anma.
ziya:
›fl›k.
566 | SÖZLER
Y
‹RM‹
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
1...,556,557,558,559,560,561,562,563,564,565 567,568,569,570,571,572,573,574,575,576,...1482
Powered by FlippingBook