Sözler - page 106

Evet, ehl-i tahkikat›n ittifak›yla, flakk-› kamer ve par-
maklar›ndan su akmas› gibi bine bali¤ mu’cizat›ndan had
ve hesaba gelmez delâil-i nübüvvetinden baflka, Kur’ân-›
Azîmüflflan gibi bir bahr-i hakaik ve k›rk vecihle mu’cize
olan mu’cize-i kübra günefl gibi risaletini göstermeye kâ-
fidir. Baflka risalelerde ve bilhassa Yirmi Beflinci Sözde
Kur’ân’›n k›rka karip vücuh-u i’caz›ndan bahsetti¤imiz-
den burada k›sa kesiyoruz.
ÜÇÜNCÜ ‹fiARET
Hat›ra gelmesin ki, bu küçücük insan›n ne ehemmiye-
ti var ki, bu azîm dünya onun muhasebe-i a’mali için ka-
pans›n; baflka bir daire aç›ls›n? Çünkü, bu küçücük in-
san, camiiyet-i f›trat itibar›yla flu mevcudat içinde bir us-
tabafl› ve bir dellâl-› saltanat-› ‹lâhiye ve bir ubudiyet-i kül-
liyeye mazhar oldu¤undan, büyük ehemmiyeti vard›r.
Hem, hat›ra gelmesin ki, k›sac›k bir ömürde nas›l ebe-
dî bir azaba müstahak olur? Zira küfür, flu mektubat-› Sa-
medâniye derecesinde ve k›ymetinde olan kâinat› mana-
s›z, gayesiz bir derekeye düflürdü¤ü için, bütün kâinata
karfl› bir tahkir oldu¤u gibi, bu mevcudatta cilveleri, na-
k›fllar› görünen bütün esma-i kudsiye-i ‹lâhiyeyi inkâr ile
red ve Cenab-› Hakk›n hakkaniyet ve s›dk›n› gösteren
gayrimütenahi bütün delillerini tekzip oldu¤undan, niha-
yetsiz bir cinayettir. Nihayetsiz cinayet ise, nihayetsiz
azab› icap eder.
muhasebe-i a’mal:
amellerin
de¤erlendirilmesi.
müstahak:
hak eden, hak et-
mifl.
nak›fl:
iflleme, eser.
nihayetsiz:
sonsuz.
red:
kabul etmeme, tan›ma-
ma.
risale:
Risale-i Nur’un bölüm-
leri.
risalet:
peygamberlik, elçilik.
s›dk:
do¤ruluk, gerçeklik.
flakk-› kamer:
ay›n ikiye bö-
lünmesi.
tahkir:
hakaret etme, afla¤›-
lama.
tekzip:
yalanlama.
ubudiyet-i külliye:
bütün ya-
rat›klar›n ibadetlerini içine
alan kulluk.
vecih:
yön, taraf.
vücuh-u i’caz:
mu’cizelik
yönleri.
zira:
çünkü.
106 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ
azap:
ac› ve s›k›nt›.
azîm:
büyük.
bahr-i hakaik:
apaç›k hakikatler
denizi, gerçekler denizi.
bahsetmek:
anlatmak.
bali¤:
ulaflm›fl.
bilhassa:
özellikle.
camiiyet-i f›trat:
bir çok kabiliyet
ve özellikleri içine alan yarat›l›fl.
Cenab-› Hak:
Allah.
cilve:
görünme, yans›ma.
cinayet:
a¤›r suç.
delâil-i nübüvvet:
peygamberlik
delilleri.
delil:
kan›t.
dellâl-› saltanat-› ‹lâhiye:
‹lâhî
saltanat›n ilânc›s›.
dereke:
afla¤› derece.
ebedî:
sonsuz, sürekli.
ehemmiyet:
önem, de¤er, k›y-
met.
ehl-i tahkikat:
hakikatleri delille-
riyle bilen âlimler.
esma-i kudsiye-i ‹lâhiye:
Allah’›n
kutsal, mukaddes ve muazzez
isimleri.
gayesiz:
amaçs›z.
gayrimütenahi:
sonu olmayan.
had ve hesaba gelmez:
say›s›z
ve s›n›rs›z.
hakkaniyet:
hak ve adalete uy-
gunluk.
hat›ra gelmek:
akla gelmek, kal-
be gelmek.
icap etme:
gerektirme.
inkâr:
kabul etmeme.
ittifak:
bir konuda ayn› fikirde ol-
ma.
kâfi:
yeterli.
karip:
yak›n.
Kur’ân-› Azîmüflflan:
flan ve flere-
fi yüce olan Kur’ân.
küfür:
inkâr, red; Allah’›n varl›¤›-
na, birli¤ine inanmama.
mazhar:
nail olma, flereflenme,
kavuflma.
mektubat-› Samedâniye:
Ce-
nab-› Hakk›n isim ve s›fatlar›n›
anlatan, Allah’›n birli¤ini gösteren
varl›klar.
mevcudat:
varl›klar, yarat›lm›fllar.
mu’cizat:
mu’cizeler, ola¤anüstü
ve benzersiz eser ya da ifller.
mu’cize:
ola¤anüstü ve benzersiz
eser ya da ifl.
mu’cize-i kübra:
en büyük
mu’cize.
1...,96,97,98,99,100,101,102,103,104,105 107,108,109,110,111,112,113,114,115,116,...1482
Powered by FlippingBook