Sözler - page 115

mevsimde birçok defalar tecdit etmek, hadsiz bir cûd ve
sahaveti gösterir. Böyle nihayetsiz bir cûd ve sahavet,
öyle tükenmez hazineler ve rahmet, hem daimî, hem ar-
zu edilen her fley içinde bulunur bir dâr-› ziyafet ve ma-
hall-i saadet ister. Hem kat’î ister ki, o ziyafetten telez-
züz edenler, o mahall-i saadete devam etsinler, ebedî kal-
s›nlar; tâ zeval ve firakla elem çekmesinler. Çünkü,
ze-
val-i elem lezzet oldu¤u gibi, zeval-i lezzet dahi elemdir
.
Öyle sahavet, elem çektirmek istemez.
Demek, ebedî bir Cenneti, hem içinde ebedî muhtaç-
lar› ister. Çünkü, nihayetsiz cûd ve seha, nihayetsiz ihsan
etmek ister, nimetlendirmek ister. Nihayetsiz ihsan ve ni-
metlendirmek ise, nihayetsiz minnettarl›k, nimetlenmek
ister. Bu ise, ihsana mazhar olan flahs›n devam-› vücudu-
nu ister; tâ daimî tenaumla o daimî in’ama karfl› flükür ve
minnettarl›¤›n› göstersin. Yoksa, zeval ile ac›laflan cüz’î
bir telezzüz, k›sac›k bir zamanda öyle bir cûdusehan›n
muktezas›yla kabil-i tevfik de¤ildir.
Hem dahi, meflher-i sanat-› ‹lâhiye olan aktâr-› âlem
sergilerine bak, yeryüzündeki nebatat ve hayvanat›n
ellerinde olan ilânat-› Rabbaniyeye dikkat et,
(HAfi‹YE)
me-
hasin-i rububiyetin dellâllar› olan enbiya ve evliyaya
kulak ver. Nas›l müttefikan Sâni-i Zülcelâl’in kusursuz
SÖZLER | 115
O
NUNCU
S
ÖZ
ihsan:
iyilik etme.
ilânat-› Rabbaniye:
Allah’›n ilân-
lar›.
ilânname:
duyuru.
in’am:
nimetlendirme.
kabil-i tevfik:
ba¤daflan.
kat’î:
tereddüde mahal b›rakma-
yan.
k›yas:
benzetme yapma.
lezzet:
zevk, haz, keyif.
mahall-i saadet:
saadet ve mut-
luluk yeri.
mazhar:
eriflmifl, kavuflmufl.
mehasin-i rububiyet:
rububiye-
tin güzellikleri.
mehasin-i sanat:
sanat güzellik-
leri.
meflher-i sanat-› ‹lâhiye:
Allah’›n
sanat›n›n teflhir yeri.
minnettar:
bir iyili¤e karfl› min-
net duyan.
mu’cizekâr:
mu’cize gösteren.
muhtaç:
ihtiyac› olan.
mukteza:
gereklilik
murassa:
süslenmifl.
musanna:
sanatl›.
münakkafl:
nak›fll›, resimli
müttefikan:
el birli¤iyle.
müzeyyen:
süslenmifl, süslü.
nebatat:
bitkiler.
nihayetsiz:
sonsuz.
nimet:
iyilik, ihsan, ba¤›fl.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme.
sahavet:
cömertlik, el aç›kl›¤›.
sanatperver:
sanata düflkün.
Sâni:
her fleyi sanatla yapan Al-
lah.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi olan ve her fleyi sanatla
yaratan, Allah.
seha:
cömertlik, el aç›kl›¤›.
flükür:
görülen bir iyili¤e karfl›l›k
hoflnutluk.
tecdit:
yenileme, tazeleme.
telezzüz:
tad alma.
tenaum:
nimetlenme.
zeval:
sona erme, yok olma.
zeval-i elem:
s›k›nt›n›n yok ol-
mas›.
zeval-i lezzet:
lezzetin sona er-
mesi.
zîfluur:
fluur sahibi, bilinçli.
ziyafet:
misafire yedirip içirme.
aktâr-› âlem:
âlemin dört bir
yan›.
arzu:
istek, heves.
cûd:
cömertlik, el aç›kl›¤›.
cüz’î:
az.
daimî:
sürekli, devaml›.
dâr-› ziyafet:
ziyafet yeri,
dünya.
dellâl:
ilân edici.
devam-› vücut:
varl›¤›n de-
vam›.
ebedî:
sonu olmayan, sürekli.
elem:
ac›, üzüntü.
enbiya:
peygamberler.
evliya:
keramet sahibi olan-
lar.
firak:
ayr›lma.
gayet:
son derece, oldukça.
hazine:
zengin ve de¤erli
kaynak.
hikmet:
her fleyin belirli ga-
yelere yönelik olarak, manal›,
faydal› ve tam yerli yerinde
olmas›.
HAfi‹YE:
Evet, kemik gibi bir kuru a¤ac›n ucundaki tel gibi incecik bir
sapta gayet münakkafl, müzeyyen bir çiçek ve gayet musanna ve muras-
sa bir meyve, elbette gayet sanatperver, mu’cizekâr ve hikmettar bir Sâ-
niin mehasin-i sanat›n› zîfluura okutturan bir ilânnamedir. ‹flte, nebatata
hayvanat› dahi k›yas et.
1...,105,106,107,108,109,110,111,112,113,114 116,117,118,119,120,121,122,123,124,125,...1482
Powered by FlippingBook