vazifesine kavuştum. İnşaallah bu kabahatim affolmuştur.
Hem Risaletü’n-Nur’da, hem hizmet-i Kur’âniyede bizle-
ri sebkat eden Hüsrev, Rüştü, Hafız Ali, Hulûsî, Sabri gi-
bi halis Kur’ân şakirtlerini ve kıymettar kardeşlerimi şefa-
atçi ederek o kusurumun affını bütün ruhumla Kur’ân’dan
ve Üstadımdan rica ediyorum. Ben itiraf ediyorum ki,
tembelliğimin cezası olarak fevkalme’mul bir şefkat toka-
dı yedim.
Risale-i Nur’un tembel bir şakirdi,
fakat elmas kalemli kardeşlerinin
gayret ve faaliyetiyle iftihar eden
Mehmed Feyzi
* * *
RİSALE-İ NUR ŞAKİRTLERİNDEN MEHMED
FEYZİ VE EMSALİNE HİTABEN BEYAN EDİLEN
BİR HAKİKATTİR
Kardeşim Feyzi
Madem sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benze-
mek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın. Eskişehir
Hapishanesinde, Allah rahmet etsin, mühim bir şeyh-i
mürşit ve cazibedar bir Nakşi evliyasından bir zat, dört ay
mütemadiyen Risaletü’n-Nur’un elli-altmış şakirtleri için-
de ve celpkârane onların içlerinde sohbet ettiği hâlde,
yalnız birtek şakirdi muvakkaten kendine çekebildi.
ğışlanmasını dileme.
şefkat:
karşılıksız sevgi besleme,
içten ve karşılıksız merhamet.
şeyh-i mürşit:
doğru yola iletici
önder.
vazife:
görev.
vilayet:
il.
zat:
kişi, şahıs.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 69 |
M
ÜHİM
P
ARÇALAR
beyan:
açıklama, bildirme,
izah.
cazibedar:
çekici, cazibeli.
celpkârâne:
bir yere çağırıp
çeker gibi, çekip götürürcesi-
ne.
elmas:
çok değerli.
emsal:
benzerler.
evliya:
veliler, Allah dostları.
fevkalme’mul:
umulanın üs-
tünde, umulandan çok fazla.
hakikat:
gerçek, esas.
halis:
samimî, her amelini yal-
nız Allah rızası için işleyen.
hitaben:
hitap ederek, söyle-
yerek.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’an
hizmeti.
iftihar:
övünme.
inşaallah:
‘Allah izin verirse’
manasında kullanılan bir dua.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
kusur:
eksiklik, özür, suç, ka-
bahat.
madem:
...den dolayı, böyle
ise.
muvakkaten:
geçici olarak
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
mütemadiyen:
sürekli olarak,
devamlı.
Nakşî:
Hz. Şah-ı Nakşibend’in
kurduğu tarikat ve bu tarikata
mensup olan.
rahmet:
şefkat, merhamet,
bağışlama ve esirgeyicilik.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın te-
meli ve sebebi olan manevî
varlık.
sebkat:
geçme, ilerleme.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şefaat:
birinden başkasının
kusurlarının veya suçunun ba-