Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 59

ehemmiyetli bir vesile olurdu. Biz hem onları, hem daha
bahaneye medar olabilen başka şeyleri kaldırdık. O he-
yecanımızdan casuslar haber alıp anladılar ki, hazırlan-
dık. Daha hücum etmeden yalnız ikinci gün Emin, elinde
bir torba ile menzile girdi. Tam arkasında karakol komi-
seri, gizli, hissettirmeden girdi. Emin’in elinde kitaplar ye-
rinde yoğurdu gördü, tavrını değiştirdi.
Elhasıl
, Risaletü’n-Nur’un intişarına karşı gelen düşman
ve casuslara mukabil, birtek fare çıktı, planlarını zirüzeber
etti.
Evet Evet Evet Evet Evet Evet
Tevfik
Ahmed
Tahsin
Hilmi
Feyzi
Said Nursî
* * *
Aziz Kardeşlerim!
Sizinle pekçok alakadar ve görüşmeye çok müştakım
ve vaziyetinizi bu soğuk kışta merak eder, hayalen sizin-
le görüşürken bir-iki nokta hatıra geldi; beyan ediyorum.
B
İRİNCİSİ
:
On Dokuzuncu Sözün ahirinde Kur’ân’daki
tekrarın ekser hikmetleri Risale-i Nur’da dahi cereyan
eder. Bilhassa ikinci hikmeti tam tamına vardır. O hik-
met şudur ki: Herkes Kur’ân’a muhtaçtır. Fakat, herkes
her vakit bütün Kur’ân’ı okumaya muktedir olamaz, fa-
kat bir sureye galiben muktedir olur. Onun için, en mü-
him makasad-ı Kur’âniye, ekseri uzun surelerde derç edi-
lerek her bir sure bir Kur’ân hükmüne geçmiş. Demek
114 bölümden her biri.
vaziyet:
durum.
vesile:
aracı, vasıta.
zirüzeber:
altüst, karmakarışık,
darmadağın.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 59 |
M
ÜHİM
P
ARÇALAR
ahir:
son.
alâkadar:
ilgili, ilişki.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
bahane:
asıl sebebi gizlemek
için ileri sürülen uydurma se-
bep.
beyan:
açıklama, bildirme,
izah.
bilhassa:
özellikle.
cereyan:
akım, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
derc:
sokma, içine alma.
ehemmiyetli:
önemli.
ekser:
pek çok.
ekserî:
çoğu kısmı.
elhâsıl:
hasılı, netice itibariyle,
kısaca.
galiben:
çoğu zaman, çoğu
kere.
hayalen:
hayalî bir şekilde.
hikmet:
gaye, maksat.
hikmet:
İlâhî gaye, yüksek bil-
gi, fayda.
hücûm:
saldırma.
hükmüne:
yerine, değerine.
intişar:
yayılma, yaygınlaşma,
neşrolunma.
maksat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın
maksadı, gayesi.
medar:
sebep, vesile.
menzil:
ev, oda, yer.
mukabil:
karşılık.
muktedir:
iktidarlı, gücü ye-
ten.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müştak:
arzulu, fazla istekli,
iştiyak gösteren.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
Risaletü’n-Nur:
Nur Risalesi,
Bediüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
sure:
Kur’ân-ı Kerîm’in ayrıldığı
1...,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58 60,61,62,63,64,65,66,67,68,69,...560
Powered by FlippingBook