zamanın bir mürşididir; talebelerine bir vird-i ekber ola-
bilir diye kaleme aldım ve bütün risalelerin hususi men-
baları, madenleri olan binden ziyade ayat-ı Kuraniyeyi
kendi Kur’ân’ımda evvelce işaretler koyup bir Hizb-i
Azam-ı Kur’anî yapmak niyet ettim; şimdi bu “Hizb-i
Azam” ve bu “Vird-i Ekber” Risale-i Nur mensuplarına,
bazı eyyam-ı mübarekede okunması için, bir zaman size
de göndermek hakkınız var. İnşaallah, bir zaman sonra
size gönderilecek. Bazı kelimelerini tercüme ve bir kısım
kayıtlarını tefhim için vakit bulsam gayet kısa haşiye ile
birşey yazacağım.
Umum kardeşlerime ve hizmet-i Kur’âniyede bütün ar-
kadaşlarıma hasret ve iştiyakla binler selam.
Said Nursî
* * *
EMİN VE TAHSİN VE HİLMİ’NİN
BİR FIKRASIDIR
(YİRMİ YEDİNCİ MEKTUBUN FIKRALARI İÇİNE
GİRMEYE MÜNASİP GÖRÜLDÜ)
Bugünlerde ziyade bir hassasiyetle risalelere bakıldığın-
dan, inayetin himayeti dahi bir nevi hassasiyetle ikramını
gösterdi. Gayet cüz’i bir numunesi şudur ki:
Risale-i Nur Şakirtlerine maişet cihetinde bir ikram-ı
İlâhi ve küçük, fakat şayan-ı hayret ve gayet lâtif bir teva-
fuk, bir vakıadır. Risaletü’n-Nur hizmetinin şüphesiz
ayat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın ayetle-
ri.
cihet:
yön.
cüz’î:
küçük, az.
evvelce:
daha önce.
eyyam-ı mübareke:
mübarek
günler.
fıkra:
kısım, bölüm.
gayet:
son derece.
hasret:
özlem.
hassasiyet:
hassaslık, dikkatlilik,
ihtimamlılık.
haşiye:
dipnot.
himayet:
koruma, esirgeme.
Hizb-i âzam:
Risâle-i Nur’da geçen
Kur’ân ayetlerinin toplandığı ese-
rin adı.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’an hizme-
M
ÜHİM
P
ARÇALAR
| 54 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ
ti.
hususî:
özel.
ikram:
bağış, ihsan, bir şey
sunma.
ikram-ı İlâhî:
Allah’ın ikram ve
ihsanı.
inayet:
yardım, ihsan, lütuf.
inşaallah:
‘Allah izin verirse’
manasında kullanılan bir dua.
iştiyak:
göreceği gelme, özle-
me.
latîf:
güzel, hoş.
maden:
asıl, esas, kaynak.
maişet:
geçim, geçinme.
menba:
kaynak.
mensup:
bir şeye veya kimse-
ye bağlı olan, üye.
münasip:
uygun.
mürşit:
irşat eden, doğru yolu
gösteren, rehber, kılavuz.
nevî:
çeşit, tür.
nümune:
örnek.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
Risaletü’n-Nur:
Nur Risalesi,
Bediüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şayan-ı hayret:
şaşılacak,
hayret verici şey.
talebe:
öğrenci.
tefhim:
anlatma, açıklama,
bildirme.
tevafuk:
uygunluk; belli sıra,
ölçü ve münasebetler içerisin-
de birbirine denk gelme.
umum:
bütün.
vakıa:
vuku bulan, olan şey,
olay.
vird-i ekber:
en büyük dua, zi-
kir.
ziyade:
çok, fazla.