Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 399

Kur’ân diyor, ölmemiştir, diridir,
Her birisi Hakkın arslan eridir,
Türbeleri yürekleri titretir,
Ey âyine-i rahmet-i âlem Risaletü’n-Nur!
Armağansın çünkü asil millete,
Düşmeyelim birgün bile zillete,
Götür bizi şanlı büyük devlete,
Ey misal-i rahmet-i âlem Risaletü’n-Nur!
Eyleyeler nurun ile hep savlet,
Zaferlerle şanlar bulur bu millet,
Şarka, garba ziya salsın bu devlet,
Ey bizlere rahmet-i âlem Risaletü’n-Nur!
Nurdan kanadın, hem sağlam kolun var,
Nurdan senin hakka giden yolun var.
Kabul et, bir kemter Feyzi kulun var,
Ey bu asırda rahmet-i âlem Risaletü’n-Nur!
(1)
o
¬o
JÉn
cn
ôn
Hn
h$G o
ân
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ`r
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
Üstadım, Efendim Hazretleri,
(2)
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
?p
d k
án
ªr
Mn
Q s
’p
G n
?Én
ær
?n
°Sr
Qn
G BÉn
en
h
ayetinin nurlarından,
Nurun sayesinde alabildiğim bir zerreyi bu şekilde yazdım,
ve huzur-i irfanınıza sundum. Kabulünü rica ederim, se-
lâmlarımızı sunar ve mübarek ellerinizi öperiz efendimiz.
Bîçare talebeniz
Hasan Feyzi
(Rahmetullahi aleyhi ebeden daima)
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 399 |
G
ÜZEL
M
EKTUPLAR
asr:
yüzyıl.
ayet:
Kur’an’ın her bir cümlesi
âyine-i rahmet-i âlem:
kâina-
tın rahmet aynası.
bîçare:
çaresiz, zavallı
garp:
batı, Batı’da kalan bölge-
ler.
hâk:
Allah.
hâk:
doğru, gerçek, hakikat.
huzur-i irfan:
tefekkürle elde
edilen bilginin sahibi olan kim-
senin huzurunda bulunma,
yanında hazır olma.
kemter:
daha aşağı, kıymet-
siz, değersiz.
misal-i rahmet-i âlem:
âle-
min rahmet timsali.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu
nur:
aydınlık, parıltı, ışık.
rahmet-i âlem:
kâinattaki
rahmet.
Rahmetullahi aleyhi ebeden
daima:
ebedî ve daimî olarak
Allah’ın rahmeti onun üzerine
olsun
Risaletü’n-Nur:
Nur Risalesi,
Bediüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
savlet:
şiddetli hücum, saldır-
ma.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme
1.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı üzerinize olsun.
2.
Seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik. (Enbiya Suresi: 107.)
şan:
şöhret, ün; yüksek makam.
şan:
şöhret, ün; yüksek makam.
şark:
doğu, doğu bölgeleri.
talebe:
öğrenci
zerre:
en küçük parça, molekül,
atom
zillet:
hor ve hakir görülme, alçal-
ma.
ziya:
ışık, aydınlık, nur.
1...,389,390,391,392,393,394,395,396,397,398 400,401,402,403,404,405,406,407,408,409,...560
Powered by FlippingBook