Ey zailden, âcizlerden medet umup bağlanan!
Gir bu nurun âlemine, fânîleri çağırma.
Ayıl artık gaflet sarhoşluğundan, durma, uyan!
Hevesatın bir ejderhadır, kalbini kemirecek.
Yarın mesut olacaktır yoklukta Hakkı bulan.
Nura ver nakd-i ömrü, yarın sana verilecek,
Huzuruna uhrada ihtişamlar serilecek.
Risale-i Nur’un
Kusurlu Hadimi
Zekâi
* * *
w
(1)
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
?p
d k
án
ªr
Mn
Q s
’p
G n
?Én
ær
?n
°Sr
Qn
G BÉ n
en
h
ayetinin veraset-i Ah-
mediye (
ASM
) cihetinde, mana-i işarî noktasında, bu asır-
da o Rahmeten Lilâlemînin bir âyinesi ve hakikat-i
Kur’âniyenin bir hakikî tefsiri olan Risale-i Nur, o küllî
rahmetin bir cilvesi, bir numunesi olmasından, hakikat-i
Muhammediyenin (
ASM
) bir kısım evsafını, mana-i meca-
zî ile cüz’î bir vârisine verilebilir diye, bu parlak kasideye
ilişmedim. Yalnız hakikat-i Ahmediye (
ASM
) ile âyinesinin
farkına işareten bazı kelimeler ilâve edildi.
Said Nursî
âciz
zayıf, güçsüz, zavallı
âlem
dünya
asır:
yüzyıl.
ayet:
Kur’an’ın her bir cümlesi.
âyine:
ayna.
cihet:
yön.
cilve:
tecelli, görüntü.
cüz’î:
küçük, az.
evsaf:
vasıflar, nitelikler, özellikler.
fânî
ölümlü, geçici
gaflet
dikkatsizlik, endişesizlik, Al-
lah’tan uzaklaşıp nefsin arzularına
dalmak
hadim
hademe, hizmetçi
hakikat-ı Ahmediye:
Hz. Muham-
med’in (asm) manevî kişiliği.
hakikat-i Kur’âniye:
Kur’ân’ın ha-
kikatı, Kur’ân’ın ifade ettiği gerçek.
hakikat-i Muhammediye:
Hz
Peygamberin manevî şahsiyeti, İs-
lâmiyet’in aslı ve esası.
hakikî:
gerçek.
hevesat:
hevesler.
ihtişam
muhteşemlik, şanlı görü-
nüş, büyük gösteriş
işareten:
işaret ederek, belir-
terek.
kaside:
belli bir amaçla yazıl-
mış divan şiiri ve bu şiirin na-
zım şekli.
küllî:
umumî, genel, bütün
olan.
mana-i işarî:
yazı ve işaretler-
le ifade edilen mana.
mana-i mecazî:
mecazî mana,
bir kelimenin veya lâfzın ger-
çek anlamının dışında başka
bir anlamda kullanıldığındaki
mana.
medet
inayet, yardım, imdat
mesut
saadetli, bahtlı, mutlu
nakd-i ömür
ömür sermayesi,
hayat sermayesi.
numune:
örnek.
rahmet:
şefkat, merhamet,
bağışlama ve esirgeyicilik.
Rahmeten Lilâlemîn:
bütün
âlemlere rahmet olan, Hz. Mu-
hammed (asm).
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
tefsir:
Kur’ân’ın mana bakı-
mından izahı, açıklaması.
uhra
ahiret, öbür dünya.
vâris:
mirasçı.
veraset-i Ahmediye:
Hz. Mu-
hammed’in (asm) vârisliği,
Peygamberimizin tebliğ vazi-
felerine vâris olma.
zail
sone eren, yok olan
1.
Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya Suresi: 107)
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 392 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ