Hangi kuvvet bu ittifakı bozar?
Resaili’n-Nur
bu asra ge-
len işarat-ı Kur’âniyeye hususî bir medar-ı nazar olduğu-
na kimin şüphesi varsa, Kur’ân’ın kırk vecihle mu’cizesi-
ni ispat eden
mu’cizat-ı Kur’âniye
namındaki Yirmi Be-
şinci Söz ve Yirminci Sözün İkinci Makamına ve haşre
dair Onuncu Söz ve Yirmi Dokuzuncu Sözlere baksın,
şüphesi izale olmazsa, gelsin parmağını gözüme soksun.
Yirmi İkinci Ayet ve Ayetler:
Hem Yunus, hem Yusuf, hem Ra’d, hem Hicr, hem
Şuara, hem Kasas, hem Lokman surelerinin başlarında
bulunan
(1)
p
ÜÉn
à`p
µ
r
dG o
äÉn
`j'
G n
?r
?p
J
ilân-ı kudsîsidir.
Yirmi birinci ayetin hatimesinde bunun münasebet-i
maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise, bu ayet-
te üç
ä
bin iki yüz eder ve iki
?
, iki
?
yüz eder, yekûnu
bin üç yüz; bir
…
, bir
Ü
dört veya beş, mecmuu bin üç
yüz on altı veya on yedi ederek, Resaili’n-Nur Müellifi bir
inkılâb-ı fikrî ile ulûm-i mütenevviayı Kur’ân’ın hakaikına
çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına te-
vafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden
deriz:
O tevafuk remzeder ki,
“Bu asırda Resaili’n-Nur deni-
len otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektub ve otuz bir
adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki ayetlerin
ayetleridir. Yani, hakaikının alâmetleridir ve hak ve
alâmet:
belirti, işaret, iz.
asr:
yüzyıl.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
beyan:
açıklama, bildirme, izah.
cifrî:
cifir hesabına ait.
dair:
alakalı, ilgili.
hâk:
doğru, gerçek, hakikat.
hakaik:
hakikatler, doğrular, ger-
çekler.
haşr:
kıyametten sonra bütün in-
sanların bir yere toplanmaları, Al-
lah’ın ölüleri diriltip mahşere çıkar-
ması.
hatime:
son, nihayet.
Hicr:
Kur’ân-ı Kerîm’in 15. suresi.
hikmet:
İlâhî gaye, yüksek bilgi,
fayda.
hususî:
özel.
ilan-ı kutsî:
mukaddes ve yüce
ilan.
inkılâb-ı fikrî:
fikrî değişiklik.
ispat:
doğruyu delillerle gösterme.
istinaden:
istinat ederek, dayana-
rak.
işarat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın işa-
retleri.
ittifak:
birleşme, birlik oluşturma.
izale:
giderme, ortadan kaldırma.
Kasas:
Kur’ân-ı Kerîm’in 28. suresi.
Mekke’de (52 ve 55. ayetler Medi-
ne’de) inmiştir. 88 Ayettir.
Kitab-ı Mübin:
kâinattaki olayları
cereyan ettiren Allah’ın kudretine
ait nizam ve intizam esaslarını, ka-
nunlarını ihtiva eden manevî ki-
tap; kudret kitabı.
Lokman:
Kur’ân-ı Kerîm’de 31. su-
re, Mekke’de nazil olmuştur.
makam:
yer, durak.
mecmu:
toplam, tüm.
medar-ı nazar:
göz önünde
bulundurulması gereken.
Mu’cizat-ı
Kur’âniye:
Kur’ân’ın mu’cizeleri.
mu’cize:
benzerini yapmak-
tan insanların aciz kaldığı şey.
müellif:
eser telif eden, yazan.
münasebet-i manevîye:
ma-
nevî münasebet, yakınlık, irti-
bat.
nam:
ad.
Neml:
Kur’ân-ı Kerîm’in 27. su-
resi. Mekke’de nazil olmuştur.
93 ayettir.
Ra’d:
Kur’ân-ı Kerîm’in 13. su-
resi. Medine’de nazil olmuştur.
43 ayettir.
remz:
işaret, gizli ve kapalı bir
surette ifade etme.
Sure:
Kur’ân-ı Kerîm’in ayrıldı-
ğı 114 bölümden her biri.
Şuara:
Kur’ân-ı Kerîm’in 26. su-
resi. Mekke’de (224-227. Ayet-
leri Medine’de) nazil olmuştur.
227 ayettir.
tevafuk:
uygunluk; belli sıra,
ölçü ve münasebetler içerisin-
de birbirine denk gelme.
ulûm-i mütenevvia:
çeşitli
ilimler.
vecih:
cihet, yön.
yekûn:
toplam.
Yunus:
Kur’ân-ı Kerîm’in 10.
suresidir. Mekke’de (40, 94, 95
ve 96. ayetleri Medine’de) na-
zil olmuştur.
1.
Bu ap açık kitabın âyetleridir. (Yusuf Suresi: 1.)
B
İRİNCİ
Ş
UA
| 142 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ