Mesnevi-i Nuriye - page 357

evet, bu ayetlerin sarahatine göre, ölüm zeval, firak,
adem kapısı ve zulümat kuyusu olmayıp, ancak sultan-ı
ezel ve ebed’in huzuruna girmek için bir medhaldir. Bu
beşaretin işaretiyle kalb adem-i mutlak korkusundan,
eleminden kurtulur.
evet, küfrün tazammun ettiği cehennem-i maneviyeye
bak!
(1)
»/
H …/
ór
Ñn
Y u
øn
X n
ór
æp
Y Én
fn
G
hadis-i kudsîsi sırrınca, Ce-
nab-ı Hak kâfirin zan ve itikadını daimî bir azab-ı elîme
kalbeder. sonra, iman ve yakinle, Cenab-ı Hakkın lika-
sından sonra, rızasından sonra, rü’yetinden sonra mü’-
minler için hâsıl olan lezzetlerin derecelerine bak! Hatta,
cehennem-i cismanî, arif olan mü’min için, asiye kâfirin
cehennem-i manevîsine nispeten cennet gibidir.
Arkadaş!
Âlem-i bekaya delâlet eden berahinden maada, arka-
sında saflar teşkil edip dualarına bir ağızdan “Âmin,
âmin” söyleyen enbiya, evliya, sıddıkîn imamları, Mah-
bub-i ezelî’nin Habib-i ekremi Muhammed Aleyhissalâ-
tü Vesselâmın tazarruatı, duaları, âlem-i bekada insanın
bekasına pek büyük bürhan ve kâfi bir vesiledir. Çünkü,
kâinatı serâpâ istilâ eden şu hüsünler, güzellikler, cemal-
ler, kemaller, o Habibin tazarruatını işitmemek veya ka-
bul etmemek kadar çirkin, kabih, kusur, naks addedi-
lecek bir şeye müsaade eder mi? Cenab-ı Hak bütün ne-
kaisten, çirkin şeylerden münezzeh, müberra değil mi-
dir? elbette münezzehtir.
Mesnevî-i nuriye | 357 |
o
nuncu
r
isale
manevî ıztırap.
enbiya:
nebîler, peygamberler.
firak:
ayrılık, hicran.
Habib-i ekrem:
en cömert sevgili,
Allah’ın sevgilisi olan Hz. Muham-
med (asm).
habip:
sevilen, sevgili.
hadis-i kudsî:
kudsî hadis, mana-
sı Peygamberimize vahiy veya il-
ham edilen, sözü Peygamberimi-
ze ait olan hadis.
hâsıl:
meydana gelme, ortaya çık-
ma.
hüsün:
güzellik.
istilâ:
kaplama, yayılma.
kabih:
kötü, çirkin, fena, yakışık-
sız, ayıp.
kâfir:
Allah’ı ve İslâmiyeti inkâr
eden, dinsiz.
kalbolma:
bir hâlden diğer bir ha-
le geçme, dönüşme.
kemal:
olgunluk, mükemmellik,
kusursuz, tam ve eksiksiz olma.
küfür:
imansızlık, dinsizlik.
lika:
görme, kavuşma, buluşma.
maada:
başka, gayri, -den başka.
Mahbub-i ezelî:
ezelî sevgili, var-
lığının başlangıcı olmayan ve bü-
tün yaratılmış tarafından sevilen
Allah.
medhal:
girecek yer, kapı.
müberra:
temize çıkmış, aklan-
mış; müstesna, azade.
mü’min:
iman eden, inanan.
münezzeh:
arınmış, tenzih edil-
miş, uzak.
naks:
noksan, eksiklik.
nekais:
eksiklikler, noksanlıklar;
eksikler, noksanlar.
nispeten:
nispetle, kıyaslayarak.
rıza:
razı olma, hoşnutluk.
rü’yet:
görme, bakma, seyretme.
saf:
dizi, sıra.
sarahat:
ifadedeki açıklık, açık an-
latım.
serâpâ:
baştan ayağa kadar, ön-
den sona, tamamıyla, bütünüyle,
bütün, hep.
sıddıkîn:
sıddıklar, doğru sözlü
olanlar, samimiyetle iman etmiş
olan ve bunun gereğine tam ola-
rak uyanlar.
sır:
gizli hakikat.
sultan-ı ezel ve ebed:
ezel ve
ebed sultanı; varlığının başlangıcı
ve sonu olmayan kudret ve hâki-
miyet sahibi sultan, Allah.
tazammun:
ihtiva etme, içine al-
ma, içinde bulundurma.
tazarruat:
tazarrular, yalvarışlar,
yalvarmalar.
teşkil:
oluşturma, şekillendirme.
vesile:
aracı, vasıta.
yakin:
kesin bilme, şüpheden sıy-
rılarak son derece doğru ve kuv-
vetli bilme.
zeval:
sona erme, yok olma.
zulümat:
karanlıklar.
addedilme:
sayılma, öyle ka-
bul edilme.
adem:
yokluk.
adem-i mutlak:
mutlak yok-
luk, tam yokluk.
âlem-i beka:
sonsuzluk âlemi,
ahiret.
aleyhissalâtü vesselâm:
‘sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun’ anlamında Hz. Muham-
med’e dua.
arif:
bilen, bilgide ileri olan, ir-
fan sahibi.
asi:
isyan eden, başkaldıran.
azab-ı elîm:
elem ve ıztırap
veren azap, ceza.
beka:
bâkîlik, ebedîlik, son-
suzluk.
berahin:
deliller, ispatlar, bür-
hanlar, hüccetler, kanıtlar.
beşaret:
müjde.
bürhan:
delil, ispat, hüccet.
cehennem-i
cismanî:
cehennemde bedenen azap
çekme, bedenen cehennem-
de bulunma.
cehennem-i manevî:
duygu-
sal, ruhsal ve fikirsel sıkıntı,
azap.
cehennem-i maneviye:
duy-
gusal, ruhsal ve fikirsel sıkıntı,
azap.
cemal:
güzellik.
delâlet:
delil olma, gösterme;
alâmet, işaret.
elem:
dert, üzüntü, maddî-
1.
Kulum beni nasıl bilirse, onunla öyle muamele ederim. (Buharî, Tevhid: 15; Tevbe: 1.)
1...,347,348,349,350,351,352,353,354,355,356 358,359,360,361,362,363,364,365,366,367,...528
Powered by FlippingBook