CENNET-İ KUR’ANİYENİN SEMERATINDAN
BİR SEMERENİN İHTİVA ETTİĞİ
Habbe
: rónjƒoc ?/e ¬sÑ`nM
r
ºn
ªn
ær
Ñn
°T r
?n
j r
ó«/
gr
ƒn
J p
A?n
ƒr
«n
e r
Rn
G r
ôo
> r
ºn
àr
Nn
Qp
O p
ñÉn
°T r
øn
e
(1)
r
ó«/
ér
ªn
J pD
ƒo
drD
ƒo
d r
Rn
G r
ôo
> r
ºn
jr
Rn
G
w
o
?n
Ós
°ùdGn
h o
In
Ó°s
üdGn
h p
¿Én
Á/
’r
G p
?Én
ªn
cn
h p
?n
Ór
°Sp
’r
G p
øj/
O '
¤n
Y ! o
ór
ªn
ër
dn
G
p
¿Én
Á/
’r
G p
QGn
ƒr
fn
G o
™n
Ñr
æn
en
h p
?n
Ór
°Sp
’r
G p
In
ôp
FBG n
O o
õ`n
cr
ôn
e n
ƒo
g …/
òs
dG
p
¿
m
ós
ªn
ëo
e '
¤n
Y
(2)
@ p
¿Gn
ôn
ªn
?r
dG n
?Gn
OÉn
en
h p
¿Gn
ƒn
?n
Ÿr
G n
?Gn
OÉn
e n
Ú/
©n
ªr
Ln
G /
¬p
Ñr
ë°n
Un
h /
¬p
d'
G = '
¤n
Yn
h
İ’lemEyyühe’l-Aziz!
Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla ba-
kılırsa, nur-i Muhammedî (
AsM
) o kitabın kâtibinin kale-
minin mürekkebidir. Eğer o âlem-i kebir bir şecere tahay-
yül edilirse, nur-i Muhammedî hem çekirdeği, hem seme-
resi olur. Eğer dünya mücessem bir zîhayat farz edilirse,
o nur, onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edi-
lirse, o nur onun aklı olur. Eğer pek güzel şaşaalı bir
cennet bahçesi tahayyül edilirse, nur-i Muhammedî
âlem:
dünya, cihan; bütün yaratıl-
mışlar.
âlem-i kebir:
büyük âlem, kâinat.
cennet-i Kur’âniye:
Kur’ân bah-
çesi.
farz:
bir netice elde etmek için
gerçek olarak kabul edilen bir tah-
minde bulunma.
habbe:
yuvarlak ve ufak tane, çe-
kirdek.
ihtiva:
içine alma, kapsama.
i’lem eyyühe’l-aziz:
ey aziz kar-
deşim, bil ki!.
kâtip:
yazan, yazıcı.
mücessem:
tecessüm etmiş,
cisimlenmiş.
nazar:
bakış, bakış açısı.
nur:
aydınlık, parıltı, ışık.
nur-i Muhammedî:
Hz. Mu-
hammed’in nuru, ışığı.
ruh:
hayat ve canlılık veren
şey.
semerat:
semereler, meyve-
ler.
semere:
meyve, yemiş.
şaşaalı:
parlak, gösterişli.
şecere:
ağaç.
tahayyül:
hayale getirme, ha-
yalinde canlandırma.
tasavvur:
bir şeyi zihinde dü-
şünme, tasarlama.
zîhayat:
hayat sahibi.
1.
Habbe şöyle diyor: Ben tevhid meyveleriyle yüklü bir ağaç dalıyım. Ve tevhid incileriyle do-
lu bir denizin suyunun damlasıyım.
2.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
İslâm dini ve mükemmel imanı ihsan eden Allah’a hamd olsun. İslâmın dairesinin merkezi
ve iman nurunun kaynağı olan Muhammed’e, onun bütün aile efradı ve Ashabına gece ve
gündüz ile ay ve güneş devam ettiği sürece salât ve selâm olsun.
h
aBBe
| 186 | Mesnevî-i nuriye
