Mesnevi-i Nuriye - page 172

Zeylü’l-Hubab
(1)
W
Ö
yle
bir Allah’a hamd, medih ve senalar ederiz
ki, şu âlem-i kebir onun icadıdır ve insan deni-
len şu küçük âlem de onun ibdaıdır. Biri inşası, diğeri bi-
nasıdır; biri sanatı, diğeri sıbgasıdır; biri nakşı, diğeri ziy-
netidir; biri rahmeti, diğeri nimetidir; biri kudreti, diğeri
hikmetidir; biri azameti, diğeri rububiyetidir; biri mahlû-
ku, diğeri masnuudur; biri mülkü, diğeri memlûküdür; bi-
ri mescidi, diğeri abdidir.
evet, bütün bu şeyler eczasıyla beraber Allah’ın mülkü
ve malı olduğu, i’cazvari sikke ve mühürleriyle sabittir.
n
?p
JÉn
Yƒo
æ°r
ün
e n
™«/
ªn
Ln
h n
?o
óp
¡r
°ûo
f És
fp
G p
ABÉ n
ª s
°ùdGn
h ¢p
Vr
Qn
’r
G n
?ƒ t
«`n
b Én
j -n
G
n
?n
d n
?j/
ôn
°T n
B ’ n
?n
ór
Mn
h n
âr
fn
G s
’p
G n
¬'
dp
G n
B ’ *G n
âr
fn
G n
?s
fn
Ép
H n
?p
?r
?n
N n
™«/
ªn
Ln
h
n
?o
dƒo
°Sn
Qn
h n
?o
ór
Ñn
Y Gk
ós
ªn
ëo
e s
¿n
G o
ón
¡r
°ûn
fn
h n
?r
«n
dp
G o
܃o
àn
fn
h n
?o
ôp
Ør
¨n
à°r
ùn
fn
h
o
Öp
°SÉn
æo
j Én
ªn
c p
¬r
«n
?n
Y r
º u
?n
°Sn
h u
?n
°U -n
G @ n
Ú/
ªn
dÉn
©r
?p
d k
án
ªr
Mn
Q o
¬n
àr
?n
°Sr
Qn
G
(2)
@ n
Ú/
©n
ªr
Ln
G =/
¬p
Ñr
ën
°Un
h /
¬p
d'
G = '
¤n
Yn
h n
?p
àn
ªr
Mn
ôp
H o
?«/
?n
j Én
ªn
cn
h o
¬n
àn
er
ôo
M
İ’lemEyyühe’l-Aziz!
Her kim kendisini Allah’a mal ederse, bütün eşya
onun lehinde olur; ve kim Allah’a mal olmasa, bütün
abd:
kul.
âlem:
varlık sınıflarından her biri.
âlem-i kebir:
büyük âlem, kâinat.
azamet:
büyüklük.
bina:
var olan unsurları kullanarak
yeni bir şey yapma.
ecza:
cüzler, parçalar, kısımlar.
hamd:
Allah’a karşı şükran ve
memnuniyetini onu överek bildir-
me.
hikmet:
İlâhî gaye, yüksek bilgi,
fayda.
i’cazvari:
mu’cize gibi; insanın güç
yetiremeyeceği şekilde, olağanüs-
tü gibi.
ibda:
yoktan eşsiz ve benzersiz
yaratma.
icat:
vücuda getirme, yoktan var
etme.
i’lem eyyühe’l-aziz:
Ey aziz kar-
deşim, bil ki!.
inşa:
yoktan var edilen eleman ve
şeyleri bir araya getirerek yeni
şeyler yapma, yaratma.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
leh:
onun tarafına, ondan yana,
birinin faydası için yapılan hare-
ket.
mahlûk:
yaratık, Allah tarafından
yaratılmış olan.
masnu:
sanatla yapılmış eşya,
varlık.
medih:
övmek.
memlûk:
kul, köle.
nakış:
işleme, süsleme.
nimet:
lütuf, ihsan, bağış.
rahmet:
şefkat, merhamet,
bağışlama ve esirgeyicilik.
rububiyet:
Cenab-ı Hakkın
her zaman, her yerde, her
mahlûka muhtaç olduğu şey-
leri vermesi, onu terbiye et-
mesi ve idaresi altında bulun-
durma vasfı.
sabit:
ispat edilmiş, ispatlan-
mış.
sena:
methetme, övme.
sıbga:
boya.
sikke:
alâmet, nişan, turra.
Zeylü’l-Hubab:
Hubab Risale-
sinin eki.
ziynet:
süs.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
2.
Ey yeri ve göğü ayakta tutan Allah’ım! Bütün masnuatını ve mahlûkatını şahit göstererek
deriz ki: Sen Allah’sın, Senden başka ilâh yoktur; Sen teksin, Senin ortağın yoktur; Senden
mağfiret diler, Sana tövbe ederiz. Hem şahitlik yaparız ki, Muhammed Senin kulun ve
resulündür. Ona yakışır, Senin rahmetine yaraşır şekilde kendisine, bütün aile efradına ve
Ashabına salât ve selâm eyle.
Z
eYlü
l
-h
uBaB
| 172 | Mesnevî-i nuriye
1...,162,163,164,165,166,167,168,169,170,171 173,174,175,176,177,178,179,180,181,182,...528
Powered by FlippingBook