Mesnevi-i Nuriye - page 162

Bahusus, bu güruh-i mücahidin ve bu yüksek meclisin
ef’ali taklit edilir. kusurlarını millet ya taklit veya tenkit
edecek; ikisi de zarardır. demek, onlarda hukukullah,
hukuk-i ibâdı da tazammun ediyor. sırr-ı tevatür ve ic-
maı tazammun eden hadsiz ihbaratı ve delâili dinleme-
yen ve safsata-i nefis ve vesvese-i şeytandan gelen bir
vehmi kabul eden adamlarla hakikî ve ciddî iş görülmez.
Şu inkılâb-ı azîmin temel taşları sağlam gerek. Şu Mec-
lis-i Âlînin şahsiyet-i maneviyesi, sahip olduğu kuvvet ci-
hetiyle, mana-i saltanatı deruhte etmiştir. eğer, şeair-i
İslâmiyeyi bizzat imtisal etmek ve ettirmekle mana-i
hilâfeti dahi vekâleten deruhte etmezse, hayat için dört
şeye muhtaç, fakat an’ane-i müstemirre ile günde lâakal
beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı bozulmayan ve lehvi-
yat-ı medeniye ile ihtiyacat-ı ruhiyesini unutmayan bu mil-
letin hacat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse, bilmecbu-
riye, mana-i hilâfeti tamamen kabul ettiğiniz isme ve lâf-
za verecek. o manayı idame etmek için, kuvveti dahi ve-
recek. Hâlbuki, Meclis elinde bulunmayan ve Meclis tari-
kıyla olmayan böyle bir kuvvet, inşikak-ı asâya sebebiyet
verecektir. İnşikak-ı asâ ise,
(1)
Ék
©«/
ªn
L $Gp
?r
Ñn
ë
p
H
Gƒo
ªp
°ü`n
à`r
YGn
h
ayetine zıttır. zaman cemaat zamanıdır. Cemaatin ruhu
olan şahs-ı manevî daha metindir. Ve tenfiz-i ahkâm-ı
şer’iye daha ziyade muktedirdir. Halife-i şahsî, ancak ona
istinat ile vezaifi deruhte edebilir. Cemaatin ruhu olan
şahs-ı manevî eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâ-
mil olur; eğer fena olsa, pek çok fena olur. Ferdin
an’ane-i müstemirre:
sürüp gi-
den, devam edegelen, yerleşmiş
gelenekler.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
bahusus:
özellikle, en çok, hele.
bilmecburiye:
mecburiyetle, zo-
runlu olarak.
bizzat:
kendisi, şahsen.
cemaat:
topluluk, aralarında çeşit-
li bağlar bulunan insanlar toplulu-
ğu.
ciddî:
gerçek olarak, hakikaten.
cihet:
yön.
delâil:
deliller, bürhanlar, ispat va-
sıtaları.
deruhte:
üstüne alma, yüklenme,
kendini vazifeli bilme.
ef’al:
fiiller, işler.
fena:
kötü.
fert:
birey.
fıtrat:
yaratılış, tabiat, mizaç, huy.
güruh-i mücahidin:
mücahitler,
din için gayret gösterenler toplu-
luğu.
hâcât-ı diniye:
dinî ihtiyaçlar.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hakikî:
gerçek.
halife-i şahsî:
bireysel olan halife;
bir bireyin halife oluşu.
hukuk-i ibâd:
kulların hukuku, in-
san hukuku.
hukukullah:
Allah’ın hukuku.
idame:
devam ettirme, sürdürme.
ihbarat:
ihbarlar, bildirmeler, ha-
ber vermeler.
ihtiyacat-ı ruhiye:
ruhun ihtiyaç-
ları.
imtisal:
emre tamamen uyma,
gerekeni yapma, alınan emre bo-
yun eğme.
inkılâb-ı azîm:
büyük inkılâp, bü-
yük ve köklü değişiklik.
inşikak-ı asâ:
ihtilâf, ikilik; birliğin
bozulması; asayişin bozulması.
istinat:
dayanma.
kusur:
eksiklik, özür, suç, kabahat.
lâakal:
en azından, hiç olmazsa.
lehviyat-ı medeniye:
medeniye-
tin ortaya çıkardığı gayri meşru,
boş oyun ve eğlenceler.
mana-i hilâfet:
hilâfetin manası,
halifeliğin mahiyeti, halifeliğin
özelliği.
mana-i saltanat:
saltanatın ma-
nası, hükümdarlığın anlamı, sul-
tanlığın mahiyeti.
Meclis-i Âlî:
Büyük Millet Meclisi;
Yüce Meclis.
metin:
sağlam ve dayanıklı.
muktedir:
iktidarlı, gücü yeten.
müstakim:
doğru.
ruh:
hayat ve canlılık veren
şey.
safsata-i nefis:
nefsin safsata-
sı, nefsin yalan ve uydurmala-
rı.
sebebiyet:
sebep olma.
sırr-ı tevatür ve icma:
çok in-
sanların birleşmeleri ve bildir-
meleri esası.
şahs-ı manevî:
manevî şahıs,
belli bir kişi olmayıp bir cema-
atten meydana gelen manevî
şahıs.
şahsiyet-i maneviye:
manevî
şahsiyet, manevî kişilik.
şeair-i islâmiye:
İslâma ait
işaretler, İslâma sembol olmuş
iş ve ibadetler.
tarik:
yol.
tatmin:
doyurma, ihtiyacını
karşılama.
tazammun:
ihtiva etme, içine
alma, içinde bulundurma.
tenfiz-i ahkâm-ı şer’iye:
dinî
hükümlerin yerine getirilmesi.
tenkit:
eleştirme.
vehim:
zan, şüphe, yanlış ve
esassız düşünce.
vekâleten:
vekâlet yoluyla,
birisine vekil olarak, başkası
adına.
vesvese-i şeytan:
şeytanın
vesvesesi, şeytanın verdiği
vesvese.
vezaif:
vazifeler, işler.
ziyade:
fazla, fazlasıyla.
1.
Allah’ın dinine ve Kur’ân’a hep birlikte sımsıkı sarılın. (Âl-i İmran Suresi: 103.)
h
uBaB
| 162 | Mesnevî-i nuriye
1...,152,153,154,155,156,157,158,159,160,161 163,164,165,166,167,168,169,170,171,172,...528
Powered by FlippingBook