Lem'alar - page 1081

hemen hemen umumî şeklini alan tahsil-i rızıkta
şiddet-i hırs yüzünden şirk-i hafiye düşmekle bera-
ber, ibadeti terk ettiklerinden rahmet-i İlâhiye ve hik-
met-i sübhaniye ve ilham-ı rahmanî ile beşeri te-
vekkül ve rızaya, teslim ve ricaya sevk eden ve da-
rü’s-selâma davet eden ve çoklar üzerinde hayır-
hahlığını ve tesirini gösteren bir iksir-i nuranîdir.
Yİrmİ üÇüNCü NüKte
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
657
risale-i nur’un mühim erkânından bir şakirdinin
tarafgirâne ve risale-i nur’a rakîbâne söylenen söz-
lere karşı tatlı ve şirin bir mukabele ve hakikatbin
bir tahkikî fıkradır.
Yİrmİ DörDüNCü NüKte
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
658
risale-i nur’un Müellifine şümul ve rumuzlu bulu-
nan bir kardeşin rüyasıdır.
Yİrmİ BeŞİNCİ NüKte
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
658
risale-i nur’dan iman-ı tahkikî dersini alan ve
ebede namzet ruhunun neşe ve sevinmesinden
gelen zevk ile ona söylettirilen elmas ve cevahir ile
müzeyyen bir kardeşin fıkrasıdır.
Yİrmİ aLtıNCı NüKte
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
661
p
¿ƒo
£o
H /
‘ r
ºo
µo
?o
?r
în
j m
êGn
hr
Rn
G n
án
«p
fÉn
ªn
K p
?Én
©r
fn
’r
G n
øp
e r
ºo
µn
d n
?n
õr
fn
Gn
h
(1)
m
å'
?n
K m
äÉn
ªo
?o
X /
‘ m
?r
?n
N p
ór
©n
H r
øp
e Ék
?r
?n
N r
ºo
µp
JÉn
¡s
eo
G
ayet-i kerîmesiyle koyun, keçi, manda ve deve gibi
hayvanların maddî hilkatlerinden ziyade manevî her
cihetle nimet olup semadan rahmet hazinesinden
inzal edildiğini göstermekle; her cihet-i istifadede,
Lem’aLar | 1081 |
f
iHriST
ilâç.
ilham-ı rahmanî:
rahmeti her
şeyi kuşatan, bütün yaratılmışların
rızıklarını veren Allah’ın kalbe ve
zihne indirdiği mana.
iman-ı tahkikî:
tahkikî iman,
imana dair bütün meseleleri ince-
leyip delilleriyle inanma.
inzal edilmek:
indirilmek.
kudret:
güç, kuvvet.
maddî:
cismanî; bedenî.
manevî:
manaya ait, maddî olma-
yan.
mukabele:
karşılık.
muktebes:
alıntı yapılmış, aktarıl-
mış.
murat etmek:
istemek, arzu et-
mek
mutlak:
sonsuz, sınırsız.
muttasıf olmak:
sıfatlanmak, bir
hâli, davranışı, özelliği kazanmak
müellif:
telif eden, yazar.
mühim:
önemli.
müzeyyen:
süslü, süslenmiş.
namzet:
aday.
neş’e:
sevinç.
nimet:
Allah’ın verdiği hayırlı ve
faydalı şey, lütuf, ihsan.
nükte:
ince manalı söz; ancak dik-
katle anlaşılabilen mana.
rahmet:
şefkat ve merhamet et-
mesi, maddî ve manevî nimetler
vermesi.
rahmet-i İlâhîye:
Allah’ın rahmeti,
acıması, şefkat ve merhamet et-
mesi.
rakîbâne:
rakip olarak, üstünlük
sağlamaya çalışırcasına.
rıza:
razı olma.
rica:
yalvarma, niyaz etme; ümit
etme; isteme.
rumuz:
işaretler.
sema:
gök.
sevk etmek:
ulaştırmak.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şekil:
biçim.
şiddet-i hırs:
hırsın aşırı olması,
arzu ve isteklerin aşırılığı.
şirk-i hafî:
gizli şirk, örtülü bir bi-
çimde Allah’a ortak koşmak.
şümul:
içine alma; ait olma, işaret
etme.
tahkikî:
araştırmaya dayalı.
tahsil-i rızık:
rızkı elde etmek, ka-
zanmak.
tarafgirâne:
taraftarlık göstererek.
tesir:
etki.
teslim:
kendini Allah’ın emrine bı-
rakma.
tevekkül:
bir işin gerçekleşmesi
için gerekenleri yaptıktan sonra
işi Allah’a bırakmak, neticeyi on-
dan beklemek.
umumî:
herkesle alâkalı, herkesle
ilgili, genel.
ziyade:
fazla, çok.
ahlâk-ı hasene:
güzel ahlâk,
güzel hâl, hareket ve davra-
nışlar.
ahlâk-ı İlâhîye:
Allah’ın razı
olduğu, sevdiği ve yapılmasını
istediği hâl, hareket ve davra-
nışlar.
ayet-i kerîme:
kıymetli ve şe-
refli ayet.
beşer:
insan, insanlık.
cevahir:
cevherler.
cihet:
yön.
cihet-i istifade:
istifade ciheti,
faydalanma yönü.
dârüsselâm:
selâmet ve huzur
yeri, Cennet.
ebed:
sonsuzluk.
erkân:
rükünler, ileri gelenler.
fıkra:
kısım, bölüm; paragraf.
hadis:
Peygamberimizin sözü.
hakikatbin:
hakikati gören,
hakikati anlayan.
hayırhah:
herkesin iyiliğini is-
teyen, iyilik sever.
hikmet-i Sübhaniye:
bütün
kusur ve noksanlardan uzak
olan Allah’ın hikmeti, her şeyi
gayeli, faydalı ve yerli yerinde
yaratması.
hilkat:
yaratılış.
ibadet:
Allah’a karşı kulluk va-
zifesini yerine getirme.
iksir-i nuranî:
nurlu, çok etkili
1.
Sizin için erkekli dişili sekiz çift ehlî hayvan indirdi. Annelerinizin karnında sizi üç karanlık
içinde, bir yaratılıştan diğerine çevirerek yaratıyor. (Zümer Suresi: 6.)
1...,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077,1078,1079,1080 1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089,1090,1091,...1406
Powered by FlippingBook