İşaratü'l İ'caz - page 432

edebiyatla alâkadar olanlar için, kur’ân bir kitab-ı
edebdir. lisan mütehassısları için, kur’ân bir elfaz hazi-
nesidir. Şairler için, kur’ân bir ahenk menbaıdır. Bun-
dan başka, bu kitap, ahkâm ve fıkıh namına bir muhit-i
maariftir.
davud’un (
As
) zamanından, jan talmus’un devrine
kadar gönderilen kitapların hiçbiri, kur’ân-ı kerîm’in
ayetleriyle muvaffakıyetli bir şekilde rekabet edememiş-
tir. Bundan dolayıdır ki, Müslümanların yüksek sınıfları,
hayatın hakikatini kavramak nokta-i nazarından, ne ka-
dar tenevvür ederlerse, o derece kur’ân ile alâkadar olu-
yorlar ve ona o kadar tazim ve hürmet gösteriyorlar.
Müslümanların kur’ân’a hürmetleri daima tezayüt et-
mektedir.
İslâm muharrirleri, kur’ân ayetlerini iktibasla yazıları-
nı süslerler; ve o yazılar, o ayetlerden mülhem olurlar.
Müslümanlar, tahsil ve terbiye itibarıyla yükseldikçe,
fikirlerini o nispette kur’ân’a istinat ettiriyorlar.
Müslümanlar, kitaplarına aşıktırlar ve onu kalblerinin
bütün samimiyetiyle mukaddes tanırlar. Hâlbuki, kütüb-i
İlâhiyeye nail olan diğer milletler, ne kitaplarına ehem-
miyet verirler ve ne de onlara hürmet gösterirler.
Müslümanların kur’ân’a hürmetlerinin sebebi, bu kitap
payidar oldukça, başka bir dinî rehbere arz-ı ihtiyaç et-
meyeceklerini anlamalarıdır. Filhakika, kur’ân’ın fesahat,
ahenk:
uygunluk, düzen.
ahkâm:
dinî hükümler, emirler.
alâkadar:
ilgili.
arz-ı ihtiyaç:
ihtiyacını bildirme.
ayet:
Kur’ân cümlesi.
edebiyat:
duygu, düşünce, hayal
ve olayları en güzel şekilde, sözlü
veya yazılı olarak ifade etme sa-
natı, literatür.
ehemmiyet:
önem, değer, kıy-
met.
elfaz:
lafızlar, kelimeler.
fesahat:
dilin doğru, düzgün, açık
ve akıcı şekilde kullanılması.
fıkıh:
şerîat ilmi, şeriatın usul ve
hükümleri, amelî ve şer’î mesele-
ler bilgisi, fıkıh.
e
cneBi
f
eYleSofları
| 432 | İşaratü’l-İ’caz
filhakîka:
hakikatte, esasında,
hakikaten, gerçekten, doğru-
su.
hakikat:
gerçek, doğru.
hazine:
zengin ve değerli kay-
nak.
hürmet:
saygı.
iktibas:
alıntı.
istinat:
dayanak.
kitab-ı edep:
edep kitabı, için-
de ahlâk ile ilgili öğütler bulu-
nan kitap.
lisan:
dil.
menba:
kaynak.
muharrir:
yazan, yazar.
mukaddes:
takdis edilmiş,
kutsal, aziz, temiz.
muvaffakıyet:
başarı.
mülhem:
içine doğmuş, ilham
olunmuş.
mütehassıs:
bir ilim dalında
veya bir meslekte derin bilgi
sahibi olan, uzman.
nail:
kavuşan, ulaşan, eren.
nispet:
oran, ölçü.
nokta-i nazar:
görüş açısı, ba-
kış açısı; görüş, fikir.
payidar:
iyice yerleşmiş, sü-
rekli, kalıcı, sabit, kaim, de-
vamlı.
rekabet:
aynı amacı güden
kimseler arasındaki çekişme,
yarışma, yarış.
tahsil:
öğrenim, öğretim.
tazim:
hürmet, ululama, say-
gı gösterme.
tenevvür:
nurlanma, parlama,
aydınlanma.
terbiye:
besleyip büyütme,
yetiştirme, eğitme.
tezayüt:
artma, çoğalma, zi-
yadeleşme.
1...,422,423,424,425,426,427,428,429,430,431 433,434,435,436,437,438,439,440,441,442,...576
Powered by FlippingBook