İşaratü'l İ'caz - page 425

sonra, vakta ki mesele tebeyyün etti ve hikmetin sırrı
zahir oldu; geçen cevab-ı icmalînin bu tafsilâta netice
kılınması makamın iktizasından olduğuna binaen,
Én
e o
º n
? r
Yn
Gn
h ¢p
Vr
Qn
’r
Gn
h p
äGn
ƒ'
ªs
°ùdG n
Ör
«n
Z o
º n
? r
Yn
G
u
Êp
G r
º o
µ
n
d r
?o
bn
G r
º n
dn
G n
?Én
b
(1)
n
¿ƒo
ªo
à`r
µ
n
J r
ºo
àr
æo
c Én
en
h n
¿ho
ór
Ño
J
Yani, “
Sizinketmettiğinizşeyi
bilirim.
Şu mukavele ve mükâlemeden anlaşılıyor ki; İblisin
enâniyeti, kibri, melâikeye sirayet etmiştir; ve yaptıkları
istifsâra, bir tâifenin itirâzı da karışmıştır.
üçüncüVecih
: Cümlelerin hey’et ve nükteleri.
(2)
Én
¡ s
?o
c n
ABÉ n
ªr
°Sn
’r
G n
?n
O'
G n
º s
?n
Yn
h
Yani, Cenab-ı Hak, Âdem’i
(
As
) bütün kemalâtın mebadisini tazammun eden âlî bir
fıtratla tasvir etmiştir ve bütün maâlînin tohumlarına
mezraa olarak yüksek bir istidat ile halk etmiştir ve mev-
cudatı ihata eden ulvî bir vicdan ve ihatalı on duygu ile
teçhiz etmiştir. Ve bu üç meziyet sayesinde, bütün haka-
ik-ı eşyayı öğretmeye hazırlanmıştır; sonra bütün esma-
yı kendisine öğretmiştir. demek bu cümlenin evvelinde-
ki
h
şu mukadder olan üç cümleye işarettir:
(3)
n
º s
?n
Y
: Bu kelimenin ihtiyâr edilmesi, ilmin ulüvv-i
kadrine ve kadrinin yüksek derecesine ve hilâfete mihver
olduğuna işarettir.
âlî:
yüce, yüksek, ulu.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
cevab-ı icmalî:
kısa cevap,
tafsilâtlı olmayan cevap.
enaniyet:
kendini beğenme,
bencillik, egoistlik.
esma:
adlar, isimler.
evvel:
önce.
fıtrat:
yaratılış, tabiat, mizaç,
huy.
hakaik-ı eşya:
nesnelerin,
şeylerin perde arkasındaki ha-
kikatleri.
halk:
yaratma, yoktan var et-
me.
hey’et:
şekil, suret.
hikmet:
İlâhî gaye, yüksek bil-
gi, fayda.
hilâfet:
halifelik, Allah adına
ve yine Onun izniyle yaratıl-
mışlar üzerinde çeşitli tasar-
ruflarda bulunma.
ihata:
kuşatma, içine alma.
ihatalı:
kuşatıcı.
ihtiyâr:
seçme, tercih etme.
iktiza:
gerek, lüzum.
1.
Cenab-ı Hak dedi ki: “Size demedim mi, Ben göklerin ve yerin gizliliklerini de bilirim, sizin
açığa vurduklarınızı ve gizlediklerinizi de bilirim.” (Bakara Suresi: 33.)
2.
Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti. (Bakara Suresi: 31.)
3.
Öğretti. (Bakara Suresi: 31.)
İşaratü’l-İ’caz | 425 |
i
nSanın
Y
araTılışı
ilim:
bilgi, marifet.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
istifsar:
ifade isteme, açıklama is-
teyerek sorma, sorup anlama.
itiraz:
direnme, karşı koyma.
kadir:
kıymet, değer, mertebe.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
ketmetme:
bir sözü, bir haberi
saklama, gizleme.
kibir:
gurur.
makam:
yer, mevki.
mebadi:
temel prensipler, ilk un-
surlar.
melâike:
melekler.
mesele:
konu.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her şey, mahlûklar.
meziyet:
kıymetli özellik.
mezraa:
tarla, ekilecek yer.
mihver:
eksen, yörünge.
mukadder:
takdir olunmuş, kıy-
meti biçilmiş.
mukavele:
sözleşme, karşılıklı an-
laşma.
mükâleme:
konuşma.
nükte:
ince manalı, ancak dikkat-
le anlaşılabilen mana veya söz.
sır:
giz.
sirayet:
birinden diğerine geçme,
bulaşma.
tafsilât:
tafsiller, açıklamalar, izah-
lar.
taife:
takım, güruh.
tasvir:
betimleme, başka bir ifade
ile anlatma.
tazammun:
ihtiva etme, içine al-
ma, içinde bulundurma.
tebeyyün:
meydana çıkma, gö-
rünme, belli olma, anlaşılma.
teçhiz:
cihazlama, donatma, ha-
zırlama.
ulüvv-i kadir:
seviyenin, merte-
benin en yükseği.
ulvî:
yüksek, yüce.
vakta ki:
ne vakit ki, ne zaman ki,
o zaman ki, olduğu vakit.
vecih:
cihet, yön.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayrı şer-
den ayırt etmeye yardımcı olan
ahlâkî duygu.
zahir:
açık, aşikâr.
1...,415,416,417,418,419,420,421,422,423,424 426,427,428,429,430,431,432,433,434,435,...576
Powered by FlippingBook