İşaratü'l İ'caz - page 112

Birincisi
: Bu, Allah’ın kelâmıdır.
İkincisi
: Allahça murat olan mana, haktır.
üçüncüsü
: Mana-i murat, budur.
eğer kur’ân’ın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali ol-
mayan muhkemattan olursa veya kur’ân’ın başka bir ye-
rinde beyan edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen
kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet
kur’ân’ın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir
nas veya zahir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım
olmadığı gibi, inkârı da küfür değildir. İşte, müfessirlerin,
ihtilâfları, ancak ve ancak şu kısma aittir.
İhtar:
Mütevatir hadisler de, bu hususta, ayetler gibidir.
Yalnız, birinci kaziye, teemmül yeridir. Çünkü
(1)
Gn
ò'
g
ile işaret edilen hadisin hakikaten hadis olup olmadı-
ğında tereddüt yeri vardır.
Sual:
küfür, cehildir. Hâlbuki, kâfirler Hazret-i Mu-
hammed’i (
AsM
) evlâtları kadar tanıyorlardı?
Cevap:
küfür, iki kısımdır:
• Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder.
• İkincisi, bildiği hâlde inkâr eder. Bu da birkaç şube-
dir:
Birincisi
, bilir, lâkin kabul etmez.
İkincisi
, yakini var, lâkin itikadı yoktur.
üçüncüsü
, tasdiki var, lâkin vicdanî iz’anı yoktur.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
beyan:
açıklama, bildirme, izah.
cehil:
bilgisizlik, cehalet, cahillik.
evlât:
çocuklar.
hadis:
Hz. Muhammed’e (
ASM
) ait
söz, emir, fiil veya Hz. Peygambe-
rin onayladığı başkasına ait söz, iş
veya davranış.
hakikaten:
doğrusu, gerçekten.
ihtar:
dikkatini çekme, hatırlatma,
uyarı.
ihtilâf:
ayrılık, bir konuda farklı
görüş ve düşünüş, fikir ayrılığı.
ihtimal:
belki, olabilir.
inkâr:
reddetme, inanmama, ka-
bul ve tasdik etmeme.
itikat:
Allah’a inanma, Allah’a olan
bağlılık, kesin inanış; iman.
iz’an:
basiret, anlayış, kavrayış,
akıl, zekâ.
kâfir:
Allah’ı ve İslâmiyeti inkâr
eden, dinsiz.
kaziye:
iddiayı ispat etmek mak-
sadıyla ileri sürülen mesele.
kaziye:
önerme, teklif, hü-
küm.
kelâm:
söz, lâfız, konuşma.
küfür:
Allah’ın varlığına, birli-
ğine inanmama, müşriklik,
imansızlık.
mana-i murat:
istenen mana,
arzu edilen mana, ifade edil-
mek istenen mana.
müfessir:
Kur’ân-ı Kerîm’in
metnini tefsir, şerh ve izah
eden İslâm âlimi.
muhkemat:
hüküm ihtiva
eden ayetler, tevil ihtimali bu-
lunmayan Kur’ân ayetleri.
murat:
maksat, meram.
mütevatir:
yalan söylemekte
birleşmeleri aklın kabul etme-
yeceği bir topluluğun verdiği
haber.
nas:
kesin delil ve hüküm ge-
tiren ayet veya hadis.
sual:
soru.
şube:
bölüm, kısım, takım.
tasdik:
doğrulama, onaylama.
teemmül:
inceden inceye, et-
raflıca düşünme.
tereddüt:
kararsızlık, şüphede
kalma.
vicdanî:
vicdanla, kalbî his ile
ilgili, vicdana ait.
yakin:
açık seçik ve kesin bil-
gi.
zahir:
açık, aşikâr.
1.
Bu.
B
akara
S
ureSi
| 112 | İşaratü’l-İ’caz
1...,102,103,104,105,106,107,108,109,110,111 113,114,115,116,117,118,119,120,121,122,...576
Powered by FlippingBook