Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 695

Allah’ın Rahmet ve Gazabından Fazla Tahassüs Hatadır
Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın ga-
zabından fazla gazap edilmez.
öyle ise, işi bırak o Âdil-i rahîm’e. Fazla şefkat elemdir;
fazla gazap zemîme.
• • •
Akıbet-i Dünyeviye İkab-ı Uhrevîye Delildir
(1)
Herkes bir zamanda, hususî tecrübe ile, böyle netice
bulmuş: “Falan fenalık etti, belâsını da buldu.” Bir düs-
tur-i hayattır.
Şu cümle-i manidar, zebanzed-i cumhurdur masiyetin
muhtelif envaının içinde tek hadd-i müşterek var ki,
tab-ı masiyettir.
demek masiyet hasiyeti müstelzim-i cezadır; küçükleri bu
dârda, büyükleri o dârda. Masiyetin akıbeti, bu dârda
ukbadaki ikaba bir delildir.
• • •
Beşerin Rahatı ihtiyâr-İktidarıyla Makusen Mütenasiptir;
Rızık Tekâsüf Etmemiş Genişçe Bir Cesettir
(2)
ey beşer-i pürşer!
(HaşİYe)
sendeki iktidar, ihtiyâr sebep-
tir, menşedir açlığa, zahmete. zaaftır, aczdir rızkının
sebebi.
etme, güç yetirme.
ikab-i uhrevîye:
ahirette verile-
cek ceza.
ikap:
ceza.
iktidar:
hükmetme gücü.
makusen:
ters olarak, aksine, zıd-
dına olarak.
masiyet:
günah.
menşe:
kaynak.
muhtelif:
çeşitli, değişik; pek çok.
müstelzim-i ceza:
cezayı gerekti-
rici durum.
mütenasip:
uygun, aralarında
muntazam bir nispet bulunan.
nazım:
manzum yazı, şiir.
netice:
sonuç.
rahmet:
acıma, merhamet etme,
iyilik ve ihsanda bulunma.
rızık:
yiyecek, insanın faydalandığı
her şey.
sakin:
beklenen, durulan.
şefkat:
acıyarak ve esirgeyerek
sevme, içten ve karşılıksız merha-
met; karşılıksız yardım etme.
tab-i masiyet:
günahın karakteri.
tahassüs:
duygulanma, hislenme.
tecrübe:
deneme, sınama.
tek:
bir.
tekâsüf:
bir noktada toplanma.
temdid-i nefes:
nefeslenmeyi
uzatma.
ukba:
ahiret.
zaaf:
zayıflık, güçsüzlük.
zahmet:
sıkıntı.
zebanzed-i cumhur:
herkesin di-
linde gezen, dolaşan.
zemîme:
beğenilmeyen kötü dav-
ranış. israf.
acz:
güçsüzlük, âcizlik.
Âdil-i rahîm:
adaletle iş gö-
ren sonsuz merhamet ve rah-
met sahibi Allah.
ahir:
son.
akıbet:
sonuç.
akıbet-i dünyeviye:
dünya
yaşayışının sonu.
belâ:
felâket, musibet.
beşer:
insan, insanlık, âde-
moğlu.
beşer-i pürşer:
fenalık kötü-
lük dolu insan.
cümle-i manidar:
ince anlamlı
cümle.
dâr:
dünya, diyar.
delil:
bir şeyi ispata yarayan
belge.
düstur-i hayat:
hayat kuralı,
prensibi.
elem:
acı.
enva:
çeşit.
fenalık:
kötülük.
garip:
acayip, şaşırtıcı.
gazap:
hiddet, öfke.
hadd-i müşterek:
ortak hu-
dut, ortak nokta.
hasiyet:
hususiyet, özellik.
haşiye:
dipnot.
hata:
kusur.
hususî:
özel, kendine ait.
ihtiyâr:
seçme.
ihtiyâr-iktidar:
seçme, tercih
HaşİYe:
nazmı garip, cümleleri kısadır. Her kelimenin ortasında az tem-
did-i nefes, ahiri sakindir.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 695 |
l
emaaT
1.
Bu mebhas R/H 1337/1339 tarihli ilk baskı Lemaat’tan alınmıştır.
2.
Bu mebhas R/H 1337/1339 tarihli ilk baskı Lemaat’tan alınmıştır.
1...,685,686,687,688,689,690,691,692,693,694 696,697,698,699,700,701,702,703,704,705,...790
Powered by FlippingBook