Emirdağ Lâhikası - page 616

tahribatçılara karşı asayiş ve emniyet-i umumiyeye ait va-
zifelerini tam yapabilsinler.
HizmetindekiNurTalebeleri
ì®í
Œ
2 8 9
œ
[Üstadımızın çok evvel yazmış olduğu zîrdeki mektubu,
şahsî nüfuz temin ve dini siyasete âlet etmek ithamlarına
tam bir cevap olduğundan, kararnameye ilhak edilmiştir:]
kONUŞaN YaLNıZ hakikaTTir
risale-i nur’da ispat edilmiştir ki, bazen zulüm içinde
adalet tecelli eder. Yani, insan bir sebeple bir haksızlığa,
bir zulme mâruz kalır, başına bir felâket gelir, hapse de
mahkûm olur, zindana da atılır. Bu sebep haksız olur. Bu
hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vâkıa adaletin tecellisine
bir vesile olur. kader-i İlâhî başka bir sebepten dolayı ce-
zaya, mahkûmiyete istihkak kesb etmiş olan o kimseyi bu
defa bir zalim eliyle cezaya çarptırır, felâkete düşürür. Bu,
adalet-i İlâhînin bir nevi tecellisidir.
Ben şimdi düşünüyorum. Yirmi sekiz senedir vilâyet vi-
lâyet, kasaba kasaba dolaştırılıyorum. Mahkemeden mah-
kemeye sürükleniyorum. Bana bu zalimâne işkenceleri
yapanların bana atfettikleri suç nedir? dini siyasete âlet
yapmak mı? Fakat bunu niçin tahakkuk ettiremiyorlar?
Çünkü hakikat-i hâlde böyle bir şey yoktur.
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, hakka-
niyet, âdillik.
adalet-i ilâhîye:
Allah’ın adaleti,
İlâhî adalet.
asayiş:
emniyet, kanun ve nizam
hakimiyetin sağlanması.
atıf:
yükleme.
defa:
kere, kez, yol.
emniyet-i umumîye:
genel gü-
venlik.
evvel:
önce.
felâket:
musibet, büyük dert,
bela.
| 616 | Emirdağ Lâhikası – ıı
hakikat:
gerçek, doğru.
hakikat-i hâl:
işin aslı.
hüküm:
emir, bir konu hak-
kında verilen karar.
ilhak:
ilâve etme, ekleme,
katma.
ispat:
kanıtlama, doğrulama.
istihkak:
hak etme, hak ka-
zanma, hakkı olma.
itham:
suç isnat etme, suç-
lama.
kader-i ilâhî:
İlâhî kader, Al-
lah’ın kader kanunu.
kararname:
sorgu hakiminin
hazırladığı, suçlamaya veya
aklamaya dair resmi yazı.
kesb:
kazanma.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymiş, hükümlü.
mahkûmiyet:
hüküm giyme,
hükümlülük.
maruz:
uğramak, etkilenmek.
nevi:
çeşit.
nüfuz:
söz geçirme, hüküm
sahibi olma.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
şahsî:
şahsa, kişiye ait, hususî.
tahakkuk:
gerçekleşme, ke-
sinleşme.
tahribat:
tahripler, yıkıp boz-
malar.
tecelli:
açılıp belirme, açıkça
ortaya çıkma, aydınlanma.
temin:
sağlama.
vakıa:
olay.
vazife:
görev.
vesile:
bahane, sebep.
vilayet:
il.
zalim:
merhametsiz, gaddar.
zindan:
hapishane.
zîr:
alt, aşağı.
zulüm:
haksızlık, eziyet, iş-
kence.
1...,606,607,608,609,610,611,612,613,614,615 617,618,619,620,621,622,623,624,625,626,...1032
Powered by FlippingBook