Dokuzuncusu:
Çok mühimdir,
(HaşİYe)
çok kuvvetli-
dir. Fakat siyasete temas ettiği için sükût ediyorum.
Onuncusu:
Bu da hiçbir kanun müsaade etmediği ve
hiçbir maslahat bulunmadığı, yalnız manasız evhamdan
bir habbeyi kubbeler yapmaktan ibaret hiçbir kanuna
girmeyen bir taarruzdur. Bu da mesleğimizce bakama-
dığımız siyasete temas etmemek için sükût ederek
böylece on vecihle kanunsuz muamelelere karşı yalnız
(1)
o
?«/
cn
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h *GÉn
æo
Ñr
°ùn
M
deriz.
SaidNursî
ì®í
Œ
215
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, bu yeni
taarruzda ve çok geniş ve çok evhamlı taarruz, yüzde
bire indi. dünkü gün dört saat mahkemede ifademi
aldılar. evvelce size gönderdiğim ifadenin aynını ve
izahatıyla cevap verdim. Allah Isparta adliyesinden çok
razı olsun ki, onların buraya lehimizdeki iş’arı bize çok
yardım etti. Yoksa Afyon’daki evham ve burada bazı
resmîler gizli düşmanlarımıza da yardımlarıyla pek çok
zahmet çekecektik.
HaşİYe:
İslâm hükûmetlerde Hıristiyan ve Yahudî bulunması ve Hristi-
yan ve Mecusî hükûmetlerde Müslümanlar bulunduğu gösteriyor ki,
idare, asayişe bilfiil ilişmeyen muhaliflere kanunca ilişilmez. Hem im-
kânat, medar-ı mes’uliyet olamaz. Yoksa herkes bir adamı öldürebilir;
herkesi bu imkânatla mahkemeye vermek lâzım gelir.
adliye:
mahkeme, yargılama işle-
riyle uğraşan daire.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
evham:
vehimler, zanlar, kurun-
tular.
evvelce:
daha önce.
habbe:
tane.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
ibaret:
meydana gelen, oluşan,
müteşekkil.
izahat:
izahlar, açıklamalar.
kubbe:
yarım küre veya kümbe-
timsi yapılan bina damı.
leh:
birinin faydası için yapılan
hareket.
maslahat:
fayda, maksat.
meslek:
gidiş, tutulan yol, sis-
tem.
muamele:
davranma, davra-
nış.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müsaade:
izin.
razı:
rıza gösteren, hoşnut
olan.
resmî:
devletin olan, devlete
ait, devletle ilgili.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
sükût:
susma, sessiz kalma.
şükür:
Allah’ın nimetlerine
karşı memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile Al-
lah’ı hamd etme.
taarruz:
saldırma, sataşma,
ilişme.
vecih:
cihet, yön.
zahmet:
sıkıntı, eziyet, meşak-
kat.
1.
Allah bize yeter; o ne güzel vekîldir. (Âl-i İmrân Suresi: 173.)
| 484 | Emirdağ Lâhikası – ı