vakfolmadığından, sayılırlar. Makam-ı cifrîsi bin iki yüz
elli altı tarihini göstermekle, bu asırda ve bu zamandaki
İslâmiyet’in inhisafını, bir asır evvel izhar eden mukadde-
matına bakarak
(1)
$G n
‹p
G Ék
«p
YGn
On
h
kelimesi yüz doksan bir
(191) ederek, Risale-i Nur’un bir hakikî ismi olan, Bedi-
üzzaman’ın makam-ı cifrisi bulunan, yüz doksan bir
(191) adedine tam tamına tevafukla ima eder ki; Risale-i
Nur dahi, o inhisaf içinde bir
(2)
Gk
Ò/
æo
e Ék
LGn
ô°p
Sn
h /
¬p
fr
Pp
Ép
H
(HAŞİYE)
ve yalnız
Gk
Ò/
æo
e Ék
LGn
ôp
°S
kelimesi ise, tam tamına Risale-i
Nur’un bir ismi olan "Siracünnur’a lâfzen ve manen ve
cifren tevafukla bakar.
Gk
Ò/
æo
e
’daki
mim, ye,
p
Qƒt
ædn
G
’deki
şeddeli
nun’
a mukabildir.
Evet, İmam-ı Ali (
RA
) keramet-i gaybiyesinde, Risale-i
Nur’a “Siracünnur” namını vermesi, bu ayetin bu fıkra-
sından mülhemdir denilebilir. Ve çekinmeyerek deriz:
(4)
$G n
øp
e r
ºo
¡n
d s
¿n
Ép
H n
Ú/
æp
erD
ƒo
Ÿr
G p
ôu
°ûn
Hn
h
cümlesi, şedde sayılmak ci-
hetiyle, makam-ı cifriyesiyle bin üç yüz elli dokuz (1359)
BARLA LÂHİKASI | 579 |
manen:
mana bakımından, ma-
naca.
mukabil:
karşı, karşılık, muâdil.
mukaddemat:
başlangıçlar, önce-
ler, ilkler, önde olanlar.
mülhem:
ilham olunmuş.
nam:
ad, isim.
sirac-ı münevver:
ışık saçan lam-
ba.
Siracünnur:
Nurun lambası anla-
mında Risale-i Nur külliyatından
bir eser.
şedde:
Arapça ve Farsçada iki de-
fa okunması gereken bir harfin
üzerine konulan ve o harfi iki de-
fa okutan işaret.
tevafuk:
uyma, uygunluk, birbiri-
ne denk gelme.
vakıf:
durma, duruş.
asr:
yüzyıl.
cifren:
cifir ile, harflere verilen
sayı kıymetiyle ibarelerden
geçmişe ve geleceğe ait işa-
retler çıkarmak suretiyle,.
cihet:
yön.
fıkra:
kısım, fasıl, bölüm.
hakikî:
gerçek.
haşiye:
dipnot.
ima:
işaretle anlatma, üstü
kapalı ifade etme.
inhisaf:
söner gibi olma, par-
laklığı gitme; daha parlak bir
şey karşısında ikinci derecede
kalma.
izhar:
gösterme, açığa vurma.
keramet-i gaybiye:
gaybla il-
gili keramet, istikbal ile alâkalı
keramet.
lâfzan:
lâfız itibariyle, kelime-
nin söylenişine, yapısına göre,
yalnız kelimenin şekli yönün-
den, mana yönü kastedilme-
den.
makam-ı cifrî:
cifre ait ma-
kam, cifir hesabına göre ulaşı-
lan netice, sayı değeri.
1.
Allah yoluna çağırıcı. (Ahzab Suresi: 46.)
2.
Onun izniyle nur saçan bir kandil. (Ahzab Suresi: 46.)
3.
Nur saçan kandil. (Ahzab Suresi: 46.)
4.
Allah’tan büyük bir lütfa erişeceklerini mü’minlere müjdele. (Ahzab Suresi: 47.)
HAŞİYE:
(
Tenvin
’ler, elif sayılır) makamı (1330) edip, Risale-i Nur’un fa-
tihası olan
İşaretü’l-İcaz
tefsirinin zuhur tarihine ve
(3)
Gk
Ò/
æo
e Ék
LGn
ô°p
S
eğer
birinci
tenvin
sayılsa (1380) ederek, yirmi bir sene sonra Risale-i Nur kü-
re-i zemini ışıklandıracak bir sirac-ı münevver olacağına remzeder inşal-
lah...
Risale-i Nur Talebelerinden
Tahsin