Barla Lâhikası - page 560

dair müçtehidînin derin mehazlerine gidip bazı beya-
natta bulunacaktım. Belki de daha o nevi hakaika meş-
guliyet zamanları gelmemiş. Her ne ise... Size bu defa
Sure-i Feth’in ahirine ait ve onun münasebetiyle,
n
Ú/
?j
u
ó°u
üdGn
h n
Ú
qp
Ñ s
ædG n
øp
e r
ºp
¡r
«n
?n
Y *G n
ºn
©r
fn
G n
øj/
òs
dG n
™n
e n
?p
Ä=` '
`dho
G
(1)
n
Ú/
ëp
?°s
üdGn
h p
ABG n
ón
¡ t
°ûdGn
h
ayetine dair beyanatı ve “Minhac-ı
Sünnet” namındaki lem’ada
(2)
»'
Hr
ôo
?r
dG »p
a n
Is
On
ƒn
ªr
dG s
’p
G
sırrına
dair muhakematı nasıl buluyorsunuz? Kardeşin Hüsrev
ile sen, Şeyh-i Geylânî’nin keramat-ı gaybiyesinin bütün
parçalarıyla bir nüsha yazıp Hulûsî Beye gönderseniz iyi
olur. Asım Beye de onlar bütün gitmelidir. Başta, Gavs-ı
Azam’ın tabiriyle Bekir Bey, bizim tabirimizle Bekir Ağa,
Ahmed, Hüsrev, Lütfi, Rüştü, Hafız Ahmed, kayınpede-
rin Hacı İbrahim Bey ve Sezai Bey olarak umum kardeş-
larinize selâm, dua ediyorum. Ve mübarek ve bahtiyar
Bedreddin’in başından öperim. O Kur’ân’ı okudukça ba-
na dua etsin. Öyle masumun duası inşaallah hakkımızda
makbuldür. Onun validesi olan ahiret hemşireme ayrıca
dua ediyorum. Bedreddin gibi bir evlât sahibesi oldu-
ğundan tebrike şayandır. Bedreddin’in okuduğu her bir
harf-i Kur’ân’ın, on sevaptan tut, tâ bine kadar uhrevî
meyveleri vardır. Hem validesinin defter-i a’maline, hem
hoca ve Üstadının defter-i a’maline dahi o sevaplar kay-
dolunur.
(3)
»/
bÉ n
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉ n
Ñr
dn
G
Kardeşiniz Said Nursî
ahir:
son.
ahiret:
öbür dünya, ikinci hayat.
bahtiyar:
bahtlı, talihli, mutlu.
beyanat:
açıklamalar, izahlar.
dair:
ait, alakalı, ilgili.
defter-i a’mal:
insanların işlediği
ve yaptığı şeylerin kaydedildiği
defter; amellerin defteri.
evlât:
çocuklar.
Gavs-ı Azam:
en büyük gavs, Ab-
dülkadir-i Geylânî Hazretlerinin
namı.
hakaik:
hakikatler, doğrular, ger-
çekler.
harf-i Kur’ân:
Kur’ân harfi.
hemşire:
kız kardeş, bacı.
inşaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nasında kullanılan bir dua.
keramat-ı gaybiye:
gaybla ilgili
kerametler; gelecek, bilinmeyen
ve görünmeyenlerle ilgili kera-
metler.
makbul:
kabul edilmiş, geçer-
li.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
mehaz:
menba, bir şeyin aslı-
nın alındığı kaymak.
meşguliyet:
meşgul olma, bir
iş yapma.
mübarek:
hayırlı, mutlu, kut-
lu, uğurlu.
müçtehit:
içtihat eden, gücü
yettiği kadar çalışan.
münasebet:
vesile, -dan dola-
yı.
nam:
ad, isim.
nevi:
çeşit.
nüsha:
birbirinin aynı olan su-
retlerin her biri.
sahibe:
bir şeyin sahibi olan
kadın.
sır:
gizli hakikat.
şayan:
değer, layık, münasip.
tabir:
ifade, söz.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete
ait.
üstad:
öğretici, öğretmen.
valide:
ana, anne.
1.
Onlar, kendilerine Allah’ın pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehitler
ve salih kimselerle beraberdirler. (Nisa Suresi: 69.)
2.
Sizden istediğim, ancak akrabaya sevgidir. (Şûra Suresi: 23.)
3.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
| 560 | BARLA LÂHİKASI
1...,550,551,552,553,554,555,556,557,558,559 561,562,563,564,565,566,567,568,569,570,...720
Powered by FlippingBook