dâhildir. Ve âyine ise
(1)
/
?p
ôr
«n
Z »/
a »k
æ`r
©n
e '
¤n
Y s
?n
O
olan harfin
tarifine mâsadak olur.
Kâinat nazar-ı Kur’ânî ile, bütün mevcudatı huruftur,
mana-i harfiyle başkasının manasını ifade ediyorlar. Ya-
ni, esmasını, sıfâtını bildiriyorlar. Ruhsuz felsefe, ekseri-
ya mana-i ismiyle bakıyor, tabiat bataklığına saplanıyor.
Her ne ise… Şimdi çok konuşmaya vaktim yoktur. Hat-
ta fihristenin en kolay, en mühim, en ahir parçasını da-
hi yazamıyorum. Senin ders arkadaşların, bilhassa Hüs-
rev, Bekir, Rüştü, Lütfi, Şeyh Mustafa, Hafız Ahmed,
Sezai, Mehmedler, Hocalara selâm ve mübarek hanen-
de mübarek masumlara dua ediyorum.
(2)
»/
bÉ n
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉ n
Ñr
dn
G
Kardeşiniz
Said Nursî
ì@í
Œ
271
œ
27 Haziran 1934, Çarşamba
(4)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(3)
@ /
¬p
ª°r
SÉp
H
(5)
o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h$G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ
r
«n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
Aziz, Sıddık ve Ziyade Müteharri ve Müstefsir
Kardeşim Re’fet Bey!
Senin faik zekân ve dikkatin, sorduğun suallerin çoğu-
na cevap verebildiği için, muhtasar cevap veriyorum,
ahir:
son.
âyine:
ayna, mirat.
aziz:
muhterem, saygın.
bilhassa:
özellikle.
cihet:
yön.
dahil:
içinde, giren.
ekseriya:
pek çok zaman, sık sık,
çok defa olarak.
esmâ:
adlar, isimler.
faik:
üstün, seçkin, ileri, yüksek.
felsefe:
maddeyi esas alan.
hanende:
evinde bulunanlar.
huruf:
harfler.
ifade:
anlatma, anlatım, anlatış.
Kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
mana-i harfî:
bir şeyin kendisini
değil de sanatkârını, ustasını, sa-
hibini bilip tanıtan mana.
mana-i ismî:
bir şeyin kendi başı-
na taşıdığı anlam.
mâsadak:
doğrulayıcı, tasdik
etmek.
mevcudat:
mevcutlar, var
olan her şey, mahluklar.
muhtasar:
kısaca, özetle.
mübarek:
hayırlı, mutlu, kut-
lu, uğurlu.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
müstefsir:
bir şeyin tefsirini,
izahını, genişçe anlatılmasını
isteyen.
müteharrî:
taharri eden, araş-
tıran.
sıddık:
hakikatı kabul eden.
sıfat:
vasıf, nitelik.
sual:
soru.
tabiat:
maddî âlem.
tarif:
bir şeyi bütün vasıflarını
içine alacak şekilde anlatma.
ziyade:
fazlasıyla.
1.
Başkasının manasına işaret eder.
2.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
3.
Allah’ın adıyla.
4.
Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
5.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı üzerinize olsun.
| 554 | BARLA LÂHİKASI