gibi, Arabî
Katre
risalesinin başında beyan edildiği üze-
re, en evvel bu fakir kardeşinizin harekât-ı fikriyesi na-
mazdan sonra otuz üç
(1)
$G n
¿
Én
ër
Ñ°o
S
ve otuz üç
(2)
! o
ór
ªn
ër
dG
ve otuz üç
(3)
o
ôn
Ñr
cn
G *n
G
deki meratibe göre doksan dokuz
mücahedat-ı fikriye ve makamat-ı ruhiyedeki tezahürat
ve doksan dokuz Esma-i Hüsna cilvesine mazhariyet sır-
larını hayal meyal bir surette uzaktan uzağa hissedilme-
sindendir ki, bu otuz üç mübarek adedi ihtiyârım olma-
yarak çok harekât-ı ilmiyemde ve neşriyede hükmediyor.
Başta senin ders arkadaşların ve Hacı İbrahim olarak
kardeşlerimize selâm ediyorum. Ve mübarek hanendeki
masumlara dua ediyorum.
(4)
»/
bÉ n
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉ n
Ñr
dn
G
Kardeşiniz
Said Nursî
ì®í
Yirmi Yedinci Mektubun fıkraları içine derç etmek üze-
re kardeşim Abdülmecid’in Hulûsî Bey’e yazdığı mektu-
bun işaret olunan baş tarafı ile arkasındaki Re’fet Bey’in
mektubundan alınan fıkraları Hüsrev yazsın, sonra Hafız
Ali’ye göndersin.
ì@í
Arabî:
Arapçaya ait, Arap dili ile il-
gili.
beyan:
anlatma, açık söyleme,
bildirme, izah.
cilve:
tecelli, görüntü.
derç:
sokma, içine alma.
Esma-i Hüsna:
Allah’ın adları, Al-
lah’ın doksan dokuz güzel ismi.
fıkra:
kısım, fasıl, bölüm.
hane:
ev, mesken.
harekât-ı fikriye:
fikrî hareketler,
canlılıklar.
harekât-ı ilmiye:
ilmî çalış-
malar, ilmî hareketler.
ihtiyâr:
seçme, tercih etme.
makamat-ı ruhiye:
ruhla ilgili
makamlar, ruhun makamları.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
mazhariyet:
görünme ve te-
zahür yeri olma; nail olma, şe-
reflenme.
meratip:
mertebeler, basa-
maklar.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mübarek:
hayırlı, mutlu, kut-
lu, uğurlu.
mücahedat-ı fikriye:
fikrî mü-
cadeleler, fikir yoluyla yapılan
savaşlar.
neşir:
herkese duyurma, yay-
ma, tamim.
risale:
konu, bölüm.
sır:
gizli hakikat.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tezahürat:
görünüşler, belir-
meler, ortaya çıkmalar.
1.
Allah’ı her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz.
2.
Ezelden ebede, her kimden her kime karşı olsa, bütün hamd ve övgüler Allah’a mahsustur.
3.
Allah en büyük, en yücedir.
4.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
| 556 | BARLA LÂHİKASI