Œ
218
œ
Yirmi İkinci Mektubun Hatimesindeki
Bahse Bir Zeyildir
(1)
Ék
à`r
«n
e p
¬«/
Nn
G n
ºr
ën
d n
?o
cr
Én
j r
¿n
G r
ºo
co
ón
Mn
G t
Öp
ëo
jn
G
Gıybet şu ayetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’ân’da ga-
yet menfur; ve ehl-i gıybet, gayet fena ve alçaktırlar. Gıy-
betin en fena ve en şenii ve en zalimâne kısmı, kazf-ı
muhsanat nev’idir. Yani gözüyle görmüş dört şahidi gös-
teremeyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zina
isnat etmek, en şenî bir günah-ı kebair ve en zalimâne
bir cinayettir; hayat-ı içtimaiye-i ehl-i imanı zehirlendirir.
Bir hıyanettir, mes’ut bir ailenin hayatını mahveden bir
gadirdir.
Evet, Sure-i Nur bu hakikati o kadar şiddetle göster-
miş ki, vicdan sahibini titretiyor ve tüylerini ürperttiriyor.
Gn
ò'
¡p
H n
ºs
?`n
µ`n
àn
f r
¿n
G BÉn
æn
d o
¿ƒo
µ`n
j Én
e r
ºo
à`r
?o
b o
?ƒo
ªo
à`r
©p
ª°n
S r
Pp
G n
B ’r
ƒn
dn
h
(2)
l
º«/
¶n
Y l
¿Én
à`r
¡o
H Gn
ò'
g n
?n
fÉn
ër
Ñ°o
S
şiddetle ferman ediyor ve diyor ki: Gözüyle görmüş dört
şahidi gösteremeyen merdudü’ş-şahadettir.
bahis:
konu.
cinayet:
bu derecede ağır suç.
ehl-i gıybet:
gıybet yapan, arka-
dan çekiştirenler.
fenâ:
kötü iyi olmayan, uygunsuz
(olan.
ferman:
emir, buyruk.
gıybet:
arkadan çekiştirmek, ha-
zır olmayan birisinin aleyhinde
konuşma.
gadir:
zulüm, hainlik.
gayet:
son derece.
günah-ı kebair:
büyük günahlar.
hıyanet:
hainlik, kendine olan gü-
veni kötüye kullanma.
Hatime:
son, nihayet.
hayat-ı içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayatı.
hayat-ı içtimaiye-i ehl-i
iman:
müslümanların toplum
hayatı.
isnâd:
bir şeyi bir kimseye ait
gösterme.
kat’î:
kesin, şüpheye ve tered-
düde mahal bırakmayan.
kazf-i muhsanat:
temiz ve
namuslu bir kadını zina ile
suçlama, ona bu hususta ifti-
ra etme.
menfur:
kendisinden nefret
edilen, sevilmeyen, iğrenç.
merdûdü’ş-şehâdet:
şahitlik-
leri kabul edilmeyenler.
mesut:
saadetli, bahtlı, mutlu.
nazar-ı Kur’ân:
Kur’ân’ın ba-
kışı.
nev’î:
çeşit.
şenî:
ahlâk dışı, utanç verici,
iğrenç.
zalîmâne:
zulmedercesine,
zalimce.
zeyil:
ek, ilâve.
zina:
İslam’ın haram saydığı
nikahsız olarak yapılan cinsî
münasebet.
1.
Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? (Hucurat Suresi: 12.)
2.
Onu işittiğinizde, “Bunu söylemek bize yakışmaz, hâşâ bu bir iftiradır” demeniz gerekmez
miydi? (Nur Suresi: 16.)
| 430 | BARLA LÂHİKASI