Barla Lâhikası - page 439

BEŞİNCİ MESELE:
Mühim Bir Sırr-ı Ayet:
Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan, mecmuu mu’cize olduğu gibi
her bir suresi dahi bir mu’cize, Hatta pek çok ayetlerin
her birisi birer mu’cize veya bir lem’a-i i’cazı gösterir bir
tarzdadır. Meselâ, Sahabeden bahseden ahir-i Sure-i Fe-
tih olan ayeti, ki
(1)
$G o
?ƒo
°Sn
Q l
ós
ªn
ëo
e
’dan başlar, bütün hu-
ruf-i hecaiyeyi tazammun etmekle beraber, Sahabenin ta-
bakat-ı meşhuresinin –ki Ashab-ı Bedir, Şüheda-i Uhud,
Ashab-ı Suffa, Ehl-i Biat-ı Rıdvan gibi, şöhretgir-i âlem
tabakatın– esmasının adedine işaret ediyor. Ve şu ayet-
ten evvelki
(2)
o
¬n
dƒo
°Sn
Q n
?n
°Sr
Qn
G …/
òs
dGn
ƒo
g
ayeti altmış üç harf ol-
duğundan, ömr-i Nebeviyeye işaret ettiği gibi, bahsettiği-
miz ayetle beraber Ashab-ı Bedir ve Suffa ve Uhud ve
Ehl-i Beyt-i Nebevînin adedini gösterir. İşte, ahirdeki aye-
tin adedi iki yüz altmıştır. Ashab-ı Bedir, Şüheda-i Uhud
ile beraber, Bedir ile Uhud şühedasından bulunan bir tek
sayılmak, hem isimleri bir olanlar bir sayılmak şartıyla, iki
yüz altmıştır.
Aynı ayetteki hurufat gibi Ashab-ı Bedir, Ashab-ı Suf-
fa ile söylediğimiz şartla beraber, iki yüz altmış dört eder.
Ayetten dört fazladır ki, Hulefa-i Erbaa ve Hamse-i Âl-i
Abadan dördüne işaret vardır. Ayette her bir harfin ne
kadar tekerrür ettiği ve Ashab-ı Bedir ve Uhud ve Suf-
fa’nın esmasına ne derece muvafık adet göstermesine,
gelecek hurufata dikkat et:
BARLA LÂHİKASI | 439 |
Kur’an.
lem’a-i i’caz:
acze düşüren parıltı,
mu’cizelik parıltısı.
mecmu:
bütün hepsi.
mesele:
konu.
mu’cize:
benzerini yapmaktan in-
sanların aciz kaldığı şey.
muvafık:
uygun, münasip.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
ömr-i Nebevî:
Peygamber Efendi-
mizin (
ASM
) hayat müddeti.
sırr-ı ayet:
ayetin sırrı, hakikati.
Sahabe:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed’in mübarek yüzünü gör-
mekle şereflenen ve onun soh-
betlerine katılan mü’min kimse.
Suffa:
oturulacak yüksekçe yer,
sedir, peyke.
sure:
Kur’ân-ı Kerîm’in ayrıldığı
114 bölümden her biri.
şöhretgir-i âlem:
şöhreti tüm
dünyaya yayılmış, dünyaca tanı-
nan.
şüheda:
şehitler.
Şüheda-i Uhud:
Uhud şehitleri,
Uhud Harbinde şehit olan Sahabî-
ler.
tabakat-ı meşhure:
meşhur, bili-
nen tabakalar.
tarz:
biçim, şekil.
tazammun:
ihtiva etme, içine al-
ma, içinde bulundurma.
tekerrür:
tekrarlanma.
Uhud:
Medine’ye beş kilometre
uzaklıkta bulunan büyük, kırmızı
bir dağın adı.
ahir:
en son, en sondaki.
Ashab-ı Bedir:
Bedir Ashabı,
Bedir Harbinde bulunan Saha-
beler.
Ashab-ı Suffe:
Suffe Ashabı;
hayatları boyunca Peygambe-
rimizin (
ASM
) yanında bulunan,
Peygamberimizin (a.s.m) mes-
cidine bitişik bir yerde oturan
ve orada yaşayan, Peygambe-
rimizden (
ASM
) ders alan Saha-
beler.
Bedir:
Mekke-i Mükerreme ile
Medine-i Münevvere arasında
bulunan, Müslümanlar ile
müşrikler arasında Bedir Sa-
vaşının yapıldığı yer.
Ehl-i Beyt-i Nebevi:
Peygam-
ber sülalesi.
Ehl-i Biat-ı Rıdvan:
Hicretin 6.
yılında Hudeybiye’de Hz. Pey-
gambere biat eden Sahabîler.
esmâ:
adlar, isimler.
Hamse-i Âl-i Aba:
Hz. Pey-
gamberimizle birlikte kızı Fa-
tıma, damadı Hz. Ali, torunları
Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin.
Hulefa-i Erbaa:
dört büyük
halife.
hurufat:
harfler.
Kur’ân-ı Mucizül Beyan:
açık-
lamalarıyla akılları benzerleri-
ni yapmaktan aciz bırakan
1.
Muhammed Allah’ın Resulüdür. (Fetih Suresi: 29.)
2.
O ki, Resulünü gönderdi. (Fetih Suresi: 28.)
1...,429,430,431,432,433,434,435,436,437,438 440,441,442,443,444,445,446,447,448,449,...720
Powered by FlippingBook