takdir eden ve münasip gördüğün zatlara ver, kendileri-
ne yazdırsınlar.
Haber almışım ki, Arabî olarak eski huruf ile Matbaa-i
Evkafta tab edilmek izni varmış. Eğer Cenab-ı Hakkın
rahmetiyle, Türkçe olarak eski hurufa müsaade-i resmî
olduğu dakikada ve Bekir Efendi şu iki risaleyi Seyyid Şe-
fik’in taht-ı nezaretinde tashihine gayet dikkat etmek
şartıyla çabuk tab’ ediniz. Tab masrafını da kesenizden
sarf etmeye mecbur değilsiniz. Çünkü Haşir Sözüne sek-
sen banknotu sarf ettik, üç yüz banknotu kazandık. De-
mek bunlar satılmayacak mallar değildir. Müslüman ruh-
ları bunlara gıda gibi muhtaçtırlar. Yalnız iki yüze yakın
aboneler bulunsa, birisi tab’ edilse hem fiyatını çıkarabi-
lir, hem başka risalelerin de tab’ına medar olabilir. Halk-
lardan sadaka kabul etmediğim gibi, kitaplarımın da sa-
dakalarla tab’ını kabul etmem. Yalnız gayretinizi ve him-
metinizi Onuncu Söz gibi, yalnız yanlışsız ve güzelce
tab’ına ve matbaadaki tashihatına sarf ediniz. Ve birinci
olarak tab ettirdiğiniz risalenin masarif-i tab’iyesi ne ka-
dar ise bana bildiriniz. Ben borç eder, para gönderirim.
Eğer tab’ına muvaffak oldunuz ise, zatınız pederiniz
gibi çok sevdiğiniz Medine-i Münevere ve Mekke-i Mü-
kerreme ahalisine bir miktar nüsha gönderseniz çok iyi
olur. Belki eski hediyelerinizden daha hayırlı hediye hük-
müne geçecektir, inşaallah.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉn
Ñr
dn
G
Said Nursî
ì®í
ahali:
halk.
Arabî:
Arapça.
banknot:
kâğıt bir lira.
Cenab-ı Hak:
Allah (c.c).
gayet:
son derece.
haber:
bilgi, bilgilendirme.
haşr:
kıyametten sonra bütün in-
sanların bir yere toplanmaları, Al-
lah’ın ölüleri diriltip mahşere çı-
karması.
himmet:
manevî yardım, ihsan,
lütuf.
huruf:
harfler.
hükmüne:
yerine, değerine.
inşaallah:
Allah izin verirse.
kıymet:
değer.
Matbaa-i Evkaf:
vakıflar matbaa-
sı.
medar:
sebep, vesile.
Medine-i Münevvere:
Nurlu
Medine şehri.
Mekke-i Mükerreme:
ke-
remli, aziz, mukaddes Mekke
şehri.
muhtâc:
gerek duyan.
muvaffak:
başarmış, başarılı.
münasip:
uygun.
müsaade-i resmî:
resmî izin,
resmî makamların, kanunla-
rın müsaadesi.
nüsha:
kitap.
peder:
baba.
rahmet:
şefkat, merhamet,
bağışlama ve esirgeyicilik.
risale:
Risâle-i Nur Külliyatını
meydana getiren kitaplardaki
her bir bağımsız bölüm.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın
temeli ve sebebi olan manevî
varlık.
sadaka:
Allah rızası için ihti-
yaç sahibi fakirlere yapılan
yardım.
sarf:
harcama.
şart:
koşul.
tab:
basma.
taht-ı nezaret:
gözetim altın-
da.
takdir:
kıymet verme, beğen-
me.
tashih:
düzeltme, yanlışını gi-
derme.
tashihat:
düzeltmeler, tas-
hihler.
1.
Gerçek baki olan ancak Allah’tır.
| 398 | BARLA LÂHİKASI