Barla Lâhikası - page 345

Sekiz yüz sene evvelinden görmüş,
Hadimü’l-Furkan Bediüzzaman’ı.
Habib-i Hudâ hem de Gavs-ı Azam,
Sultan-ı evliya Şah-ı Geylânî.
Büyük bir hüsnüzan eyle, Üstadım,
Seni Kur’ân hadimi eder add.
Kapan secde-i şükre ey Hulûsî:
(1)
o
ór
Ñn
©r
dG Én
fn
Gn
h »
u
Hn
Q n
âr
fn
G »/
¡'
dp
G
Bu âciz kulunu muvaffak eyle,
Hzmet-i Kur’ân’la şerefyab eyle.
Hizbü’l-Kur’ân’dan ayırma tâ ebed,
Bu asi kuluna merhamet eyle.
Üstadım Said Nursî’den ol razı,
(2)
u
Àp
Vr
ôn
ªr
dG u
Àp
VGs
ôdG n
?p
Ñ`«`/
Ñn
M p
án
er
ôo
ëp
H
Evliya sultanı Abdülkadirin,
Himmetin eksiltme bizden İlâhî.
İhbarname-i gaybın izharının,
Gönül istedi yazmak tarihini.
Yüz bin hamd ü şükret, Hakka Hulûsî
Sana Üstaddır Molla Said Nursî.
Uhrevî Kardeşiniz
Hulûsî
ì®í
BARLA LÂHİKASI | 345 |
Allah’ım!
izhar:
gösterme, açığa vurma.
merhamet:
acımak, şefkat gös-
termek, korumak, esirgemek.
molla:
eskiden büyük âlimlere
verilen isim, büyük kadı, büyük
âlim.
muvaffak:
başarmış, başarılı.
Rabbi:
benim Rabbim, Allah’ım.
razı:
hoşnut olma, kabul etme.
secde-i şükür:
şükür secdesi; bir
nimete erişmek, sevindirici bir
olay yaşamak veya bir musibet
ve belâdan kurtulmak sebebiyle
Allah rızası için yapılan secde.
Sultan-ı evliya:
evliyaların sulta-
nı.
Şah-ı Geylânî:
Şeyh Abdülkadir
Geylânî.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete ait.
ümmî:
okuma yazması olmayan,
okumamış.
Üstad:
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin, özel isim yerine ge-
çen bir sıfatı; öğretici, öğretmen.
add:
sayma, sayılma.
âlim:
çok okumuş, bilen, bil-
gili, bilgin.
asî:
baş kaldıran, söz dinle-
mez.
Bediüzzaman:
Said Nursî’ye
ilim adamlarınca takılan bir
sıfat. Anlamı: çağın eşsiz gü-
zelliği.
ebed:
sonsuzluk, daimîlik.
ente:
sen.
evliya:
veliler, Allah dostları.
evvel:
önce.
Gavs-ı Azam:
en büyük gavs,
Abdülkadir-i Geylânî Hazret-
lerinin namı.
Habib-i Hudâ:
Allah’ın sevgili-
si.
hâdim:
hademe, hizmetçi,
hizmet eden, işe yarayan.
hadimü’l-Furkan:
Kur’ân hiz-
metkârı.
Hakka:
Cenab-ı Hak.
hamd:
teşekkür, şükran.
haşiye:
dipnot.
himmet:
yardım, ihsan, lütuf.
hizbü’l-Kur’ân:
Kur’an hiz-
metkârı, Kur’an taraftarı.
hizmet-i Kur’ân:
Kur’ân hiz-
meti.
hüsn-i zan:
iyi fikirde bulu-
nup, iyi olacağını düşünmek.
İlâhî:
seslenme, yakarış) Ey
1.
Allah’ım Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum.
2.
O Senden, Sen ondan razı olan Habibinin hürmetine.
1...,335,336,337,338,339,340,341,342,343,344 346,347,348,349,350,351,352,353,354,355,...720
Powered by FlippingBook