Barla Lâhikası - page 280

Beni takiben camie o da girdi. Gördüm ki, Üstadım bir
karyola üzerindedir. Evvelki cemaatimizden hariç, içerde
beş-altı daha jandarma bulunuyor. Cemaat
(1)
ïdG...o
¬ n
d n
?j/
ôn
°T n
’ o
?n
ór
Mn
h *G s
’ p
G n
¬ '
d p
G n
B ’
devam ediyorlar. O
beraber girdiğimiz kumandan ise, cemaatimize karşı
“Aman, siz ne yapıyorsunuz?” diyerek kendisinin itliğini
ispat edip, mağruriyetinden içeriye tükürdü. O anda Üs-
tadım o dinsizin yüzüne tükürüp, “Git yanımızdan pis!”
dedi. Tard etti. Hemen o zaman elimi sağ taraftaki deli-
ğe uzattığımda bir kasatura geldi. Hiç meslek ve meşre-
bimize uymayan, her cihetle muhalif hareket eden Ha-
san isminde bir adam o kasaturayı alıp ve ucuyla o dinsi-
zi göstererek, “Aman efendim, aman hocam, siz yalnız
emir buyurunuz, bu dinsizin imhasına sebep ben olaca-
ğım” dedi ve aynı zamanda bir sağ omuzuna, bir de sol
omuzuna vurdu ve gitti. Bütün bu dinsizler bunu görünce
tevehhüme düşüp, “Başımıza belâ bulduk, bizden Hoca-
nın yanına kimse gitmez. Ancak, Edhem Çavuş
(HAŞİYE)
var, onu gönderelim; bizim için yalvarsın, yakarsın. Aman
biz hepsinden vazgeçtik” dediler.
O sabah bu garip rüyayı Zühtü Efendi ve Hafız Ahmed
ağabeylerime söyledim. Hatta o gün Hafız Ahmed, Üs-
tadımı ziyaret için iki bardak su ile beraber Isparta’ya git-
mek istedi. Fakir de gittiğine memnun oldu. Rüyayı tem-
bih ettim. Çünkü o gece gördüm. Nitekim söylemiş.
HAŞİYE:
Cây-ı hayrettir ki, o gecede Keçiborlu’da bulunan Edhem Ça-
vuş herkesden evvel o hâdiseden müteessir olarak imdada gelnıişti.
belâ:
musibet, sıkıntı.
cemaat:
topluluk.
cihet:
yan, yön, taraf.
garip:
tuhaf, hayret verici.
hariç:
bir şeyin dışında kal-
ma.
imha:
ortadan kaldırma,
mahvetme.
kasatura:
askerlerin bellerine
bağlayıp taşıdıkları ve süngü
gibi kullandıkları düz ve kısa
kılıç.
kumandan:
komutan.
mağruriyet:
gururluluk, kibir-
lilik.
meslek:
gidiş, usül, tarz.
meşrep:
âdet.
muhalif:
zıt, karşıt, aykırı.
takiben:
takip ederek, takip
suretiyle.
tard:
kovma, çıkarma, uzak-
laştırma, sürme.
tembih:
hatırlatma, ihtar.
tevehhüm:
vehimlenme, yok
olanı var zannetmekle ümit-
sizliğe ve korkuya düşme.
Üstad:
Bediüzzaman Said Nur-
sî Hazretlerinin, özel isim yeri-
ne geçen bir sıfatı; öğretici, öğ-
retmen.
1.
Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir. Allah bir olur. Onun ortağı yoktur.
(Buharî, Ezan: 155, Teheccüt: 21, Cihad: 128; Müslim, Zikir: 28, 30, 74, 75, 76; Vitir: 24, Cihad:
128; Tirmizî, Mevakit: 108, Hac: 104.)
| 280 | BARLA LÂHİKASI
1...,270,271,272,273,274,275,276,277,278,279 281,282,283,284,285,286,287,288,289,290,...720
Powered by FlippingBook