veyahut öğrenmek ve anlamak istedikleri hâlde muvaffak
olamayan ve alâkadar olmak isteyen kardeşlerimi, bu ri-
saleye malikiyetlerinden dolayı tebrik etmekte, kendimi
çok haklı görüyorum.
Kıymettar Üstadım!
Risalenin geri kalan kısmının da, bir an evvel ikmaliy-
le, istifade ve istifazamız için irsal buyurulmasını, dest ve
damenlerinizi öperek niyaz etmekteyim. Ve ikmal ve ir-
saline de, arkadaşlarımla birlikte sabırsızlıkla intizarımızı
arz ediyorum. Efendim Hazretleri.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g»/
bÉn
Ñr
dn
G
Hakir Talebeniz
Ahmed Hüsrev
alâkadar:
ilgili, ilişkili, münase-
betli, bağlı.
arz:
sunma.
dâmen:
etek.
dest:
el.
hakir:
küçük, ehemmiyetsiz, kıy-
metsiz.
ikmal:
tamamlama, bitirme.
intizar:
bekleme, gözleme.
irsal:
göndermek gönderil-
mek, yollamak.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma.
istifaza:
feyz alma, feyz bul-
ma, feyizlenme.
malikiyet:
maliklik, malik ve
sahip olma.
muvaffak:
beceren, neticeye
varan, sonuç alan.
niyaz:
rica, dua.
sabır:
sabır, dayanma, katlan-
ma, zorluklara dayanma gü-
cü.
Üstad:
Bediüzzaman Said Nur-
sî Hazretlerinin, özel isim yeri-
ne geçen bir sıfatı; öğretici, öğ-
retmen.
1.
Bakî olan ancak Allah'tır.
| 182 | BARLA LÂHİKASI