Yirmi Yedinci Mektubun
Üçüncü Zeyli
Œ
68
œ
[Said’in bir fıkrasıdır.]
(1)
W
(Nur Risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından
intibaha düşen bir doktora yazılan mektuptur. Bu üçüncü
zeyle, çendan münasebeti azdır, fakat kardaşlarımın fıkra-
ları içinde bu da benim bir fıkram olsun.)
Merhaba ey kendi hastalığını teşhis edebilen bahtiyar
doktor, samimî ve aziz dostum!
Senin hararetli mektubunun gösterdiği intibah-ı ruhî şa-
yan-ı tebriktir. Biliniz ki, mevcudat içinde en kıymettar,
hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymettar, hayata hizmet-
tir. Ve hidemat-ı hayatiye içinde en kıymettarı, hayat-ı fâ-
niyenin hayat-ı bâkiyeye inkılâp etmesi için sa’y etmek-
tir. Şu hayatın bütün kıymeti ve ehemmiyeti, bir hayat-ı
bâkiyeye çekirdek ve mebde ve menşe olması cihetinde-
dir. Yoksa hayat-ı ebediyeyi zehirleyecek ve bozacak bir
aziz:
değerli.
bahtiyar:
bahtlı, talihli, mutlu.
cihet:
yön, sebep, vesile.
çendan:
gerçi, her ne kadar.
ehemmiyet:
önem, değer,
kıymet.
fıkra:
kısım, fasıl, bölüm.
hararet:
ateşlilik, coşkunluk,
heyecanlılık.
hayat-ı bâkiye:
bâkî olan ha-
yat, sonsuz hayat.
hayat-ı ebediye:
ebedî ve
sonsuz hayat.
hidemat-ı hayatiye:
hayata
ait vazifeler.
intibah:
duyguların harekete
geçmesi, uyanış.
intibah-ı ruhî:
ruhî uyanış,
gafletten sıyrılış.
kıymet:
değer.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
mebde:
başlangıç.
menşe:
esas, kaynak.
merhaba:
“Rahat olunuz.”an-
lamında bir hitap şekli.
mevcudat:
mevcutlar, var
olan her şey, mahluklar.
münasebet:
ilgi, ilişki, bağ.
müştak:
arzulu, fazla istekli,
iştiyak gösteren.
mütalâa:
okuma, dikkatli
okuma.
sa’y:
iş, çalışma, çabalama.
samimî:
içten, candan, gönül-
den.
teşhis:
tanıma, fark etme, ne
olduğunu anlama.
vazife:
görev.
zeyl:
ek, bir eserin devamı
olarak yazılan kısım.
1.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
| 118 | BARLA LÂHİKASI