"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şapka deyip geçmeyin-15

Nahit TOPALOĞLU
01 Eylül 2024, Pazar
Evdeki hesap… meselesi. Yazı serimizin 15.sinde “anlatım bozuklukları” bile bitecekti sözde. Ne velûd bir mevzuymuş! Sualler, îtirazlar, sataşmalar(!) bitmiyor; tabii yazı serimiz de.

28 Mayıs ve 04 Haziran 2024 târihli yazılarımızda(Şapka deyip geçmeyin! -1, 2), şapkanın kullanılmaması gereken, kullanıldığında telaffuz/ mânâ hatâları doğuran durumlar hakkında açıklamalar yapmıştık.

Tetkik için bize yazı gönderildiğinde gereken ikazları yapıyoruz. Kimseyi icbar etme salâhiyetimiz yok; haddim de değil. Yazı sâhipleri îkazlarımızı dikkate alırlarsa fe-bihâ…

Fakat Nurların metinlerinde yazım hatâsı yapılırsa, diksiyon veya mâna bozukluğu husûle gelecekse o konuda musırrâne tahşîdat, sadece fakīrin değil, bütün ehl-i kalemin, cemî Nur talebelerinin vazîfesidir.

Bu hususu tekrâren ifâde etmemizin sebebi, tetkik için gönderilmiş bir yazıda Nurlardan iktibâs edilen cümlelerdeki imlâ yanlışlarıdır.

Münâzarattaki “İstibdat nedir, Meşrûtiyet nedir?” suâline Üstadın yaptığı uzun târif aktarılırken “O derece ihtilâfâtı beyne’l-İslâm ÎKÂ’ edip…” yazılmıştı.

îkâ’(kef ile, sonda hemze): Dayanma, istinad etme, dayak koyma; (Kámûs-ı Osmânî’de ise bunlara ilâveten) cimrilik gösterme ma’nâlarındadır. (k’den sonra şapka, kaf’’ı kef okutur.)

Metindeki kelime ÎKÀ‘ / ÎKĀ‘ diye yazılmalı. Yeni Asya mobil Risâle-i Nur’da “ îká ” yazılmış. Her ne kadar sondaki ayın için işâret konup îká‘/ îkā‘ diye yazılmadıysa da kahrı çekilir; kaf’ı kef gibi okutmaz en azından. Son heceyi de kalın ve uzun okuttuğundan ayın’ın eksikliği fark edilmez.

îká‘ (Kaf ile, sonda ayın): Meydana getirme, yapma, yaptırma, vukū‘ buldurma mânâsındadır. Yâni Risâleden nakledilen mezkür kelimede şapka, sadece î’de olacaktı, a’da değil: îká‘/ îkā‘

Son heceye husûsî işâret koymak zor geliyorsa hiç olmazsa şapkasız “ika” yazmak ehven-i şer olurdu. Gazetemizin internet sitesindeki külliyatta kelime düz olarak İKA ; Almanya menşeli mobil yazılımda ise -bir tık daha doğru- ilk hece şapkalı ÎKA diye yazılmış. En azından her ikisi de kelimeyi “kef” li okutmazlar.

Lâkin mezkür yazıdaki sehiv, (O derece ihtilâfâtı beyne’l-İslâm ÎKÂ’ edip…) zorluktan kaynaklanmış olmasa gerek. Çünkü Yeni Asya menşeli Nurlarda çift şapkalı ÎKÂ’ yok. Cümleler kes/yapıştır şeklinde metne yerleştirilmişse ÎKÂ’ şeklinde çift şapka koymak için husûsî bir gayret lâzım; mânânın bozulması bahâsına hem de:

“O derece ihtilâfâtı beyne’l-İslâm ÎKÂ’ edip (dayak koyup, istinad edip, cimrilik yapıp)…”

Mezkür yazı, makaletetkik tarafından e-postama gönderildiğinde, sâir tekliflerim yanında husûsan belirttiğim bir sehiv de gene aynı paragrafta Üstadın istibdatı târif ettiği cümlelerden birinde geçen “Sû-i istimâlâta GÂYET müsâit bir zemindir.”deki “gâyet” yazımıydı.

Tıpkı ”k” gibi, “g” den sonra da şapka kullanılırsa g’yi ince okutur. Oysa kelimenin (gayet) ilk ünsüzü eskimez yazıda gayın harfiyle yazılır. Yâni kalın sessizdir. Kelimenin ilk hecesi doğru telaffuz edilecekse kalın-uzun okunmalıdır. Bunu temin için ya GÀ-YET/GĀ-YET yazılacak veya hiç olmazsa düz (şapkasız) GA-YET olacak ki ilk hece ince söylenmesin.

Hiçbir ciddî lügatta “gâyet” yazımını göremezsiniz. Tıpkı “meydana getirmek” mânâsına gelen kelimeyi “ îkâ’ ” diye iki şapkalı göremeyeceğiniz gibi.

Makale neşredilince gördüm ki bahse konu iki sehvin birinden vazgeçilmiş:

“Sû-i istimâlâta GAYET müsâit bir zemindir.” şeklinde düzeltilip şapkasız yazılmış. Gerçi husûsî işâretlerden biri kullanılarak GÀYET/GĀYET yazılsaydı çok daha güzel olurdu. Çünkü Risâle metni bu.

Makale yazarı, sehvin birinde (hem de sadece diksiyona değil mânâya da dokunan ÎKÂ’ sehvinde) ısrar ederek “Biri sizin dediğiniz gibi olsun, biri de benim direttiğim gibi” mi demiş oldu? Bilemem.

Kişi, özel yazılarında canı nasıl isterse yazar, keyfine kâhya değiliz. Sorulursa bildiğimiz kadarıyla fikrimizi beyân ederiz.Lâkin Nurları diksiyon hatâsıyla okutmaya sebep olacak sehivler, Nurların sâhibini üzer ilk önce.

Hulûsi ağabeyin “… bir harfe dokunmayı azîm bir günah işliyor telakki ediyorum.” (Barla – 62) sözü, Risâle metinlerinde keyfine göre tasarruf yapmaya yeltenenleri titretmeli değil mi?

Kur’an’ın tecvidli okunması nasıl istihsan edilecek bir şeyse, onun mânevî tefsiri olarak asrımız insanına lütfedilen Nurların, telaffuz hatâlarından uzak, düzgün bir diksiyonla okunması(nı temin ) dahi öyledir, kanaatindeyim.

* * *

Sıra geldi şapka ile hitâma. Bir şâirimizin şapka dikkatsizliği:

“HAYA, hoşgörü, şefkat nerede kaldı?”

Kelimelerin sâdece lügat mânâlarını vereceğim. Fakat bilirsiniz ki lügatlardan hakāik çıplak çıkar; hakikati bir nebze peştamala büründürdük, tesettüre soktuk:

HAYA : Husye, testis. Erkeklerde âlet-i tenâsül müştemilâtı.

HAYÂ : Utanma, sıkılma, utanç; ar, nâmus, edep.

Boşuna mı diyoruz: Şapka deyip geçmeyin!

Okunma Sayısı: 1217
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fatih Aslan

    1.9.2024 19:34:51

    “Yeis ve sû-i zandan neş’et eden zaaf-ı kalp, mazlumun –zalimin darbelerinden, mütevali âlâmından in’ikâs eden– teellümatını kendi vicdanından izale için mazlumun istihkakını arzu edip bahaneler bulur, “Müstehaktır” der. Sefil, güneş vermezse, gölge edip manen zulme de yardım etmesin.” 2 (Tulûat)

  • Müjdat Bayar

    1.9.2024 19:22:56

    Hayâ kelimesinin şapkasız yazılması benim de çok fazla dikkatimi çeker.

  • Hüseyin Okur

    1.9.2024 18:44:23

    Sadeleştirme sahteleştirmedir. Bu konuyu vurgulayan yazarımızın alnının ortasından öperim. Selametle.

  • Doğukan Pamir

    1.9.2024 18:31:27

    وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصٖيبَنَّ الَّذٖينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَٓاصَّةًۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعِقَابِ(enfal /25) Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir. Not:İki de bir tevkifhanedeki çocukları misal veren salih baş kardeşim,! Al sana masumlara da sirayet eden musibet...işte ayetin şumulü

  • Salih baş

    1.9.2024 14:54:35

    Pelin hanım cezaevinde ölen bebekler hakkında ne düşünüyorsunuz

  • Salih baş

    1.9.2024 14:16:31

    Edipler edebli olmalı diyor üstad

  • Salih baş

    1.9.2024 14:15:55

    A yılmaz nerden biliyorsun kaderin gazap tokadı olduğunu kabeyi tavaf eden kişi cemaat neden işini tamamlayamadı İslam'ı hakim kılamadı diye kendine sorarken rüşdünü ispat edemediler dendi şahsın anlatımı bu bela onları olgunlaştırdı herkes hesabını Allah'a verecek vesselam

  • Sefer Akgül

    1.9.2024 13:31:49

    Ramazan risalesinde geçen Mâ- i nisan tabiri 10 yayınevinden 9 unda " Mâh- ı nisan" diye geçiyor. Siyak ve sibak bile mâ- i nisan olduğunu bağıra bağıra söylüyor. Amma ve lâkin kes kopyala usulüyle yazım ve anlam hatası tekrarlanıyor hâlâ

  • Sefer Akgül

    1.9.2024 13:27:16

    Gayet haklısınız. Tebrikler. Yazmaya devam ,kaleminize selâm.

  • Pelin Kurukahveci

    1.9.2024 08:33:08

    Üstadımız Mehdi vazifesi ile gelmiştir diyoruz. "Bediüzzaman ben mehdi değilim dedi. Mehdi bizim hocamızdır" diyorlar. Biz sizi savunuyoruz ama sizin gibi düşünmüyoruz dememize bile razı değiller. Her durumda onlar gibi düşünüp inanmamızı bekliyorlar.

  • Pelin Kurukahveci

    1.9.2024 08:30:32

    Yine "soruları çalıp hak yediniz, bu durumla yüzleşmeniz gerek" dediğimiz vakit, "cezaevinde yatan bebekler de mi soru çaldı" diyorlar. Hep bir cerbeze. Hep bir sorulan sorulara cevap vermeme var.

  • Pelin Kurukahveci

    1.9.2024 08:25:51

    İşin garip tarafı "sahteleştiremezsiniz" dediğimiz zaman "siz zalim akp nin taraftarısınız" diye bir savunma yapıyorlar.

  • A. Yılmaz

    1.9.2024 08:21:58

    Sadeleştirme yapanlar bırakın titremeyi, daha da ileri gitmek istiyorlar. Kaderin gazap tokadı da akıllarına başlarına getiremediyse ne diyelim.

  • S.topuz

    1.9.2024 02:25:06

    ...[Bundan kırk sene evvel ve hürriyetten bir sene evvel İstanbul'a geldim. O zaman Japonya'nın baş kumandanı, İslâm ulemasından dinî bazı sualler sormuştu. Onları İstanbul hocaları benden sordular. Hem çok şeyleri o münasebetle sual ettiler. Ezcümle, bir hadîste: "Âhirzamanda dehşetli bir şahıs sabah kalkar, alnında (Hâzâ kâfir) yazılmış bulunur." diye hadîs var deyip benden sordular. Dedim: "Bir acib şahıs, bu milletin başına geçer ve sabah kalkar başına şapka giyer ve giydirir." Bu cevabdan sonra bunu sordular: "Acaba o zaman onu giyen kâfir olmaz mı?" Dedim: "Şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşâallah müslüman edecek."] Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 358. Şapka deyip geçelim mi? 😪😭😢🙌🌹🤲🌹😪😭😢😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı