"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meta’nın sessiz biatı: Trump etkisi

Mustafa Sait ÖNAL
22 Ocak 2025, Çarşamba
Instagram ve Facebook’un çatı şirketi Meta’nın “Topluluk Notları” gibi sansürden uzaklaşan yeni politikaları, gerçekten bir ifade özgürlüğü zaferi mi, yoksa Trump’ın siyasî gücüne karşı bir teslimiyet mi?

Mark Zuckerberg’in seçimlere müdahil olmayacaklarını ve platformun tarafsız kalacağını açıklaması, geçmişte muhafazakâr sesleri susturduğu iddia edilen bu dijital devin yön değiştirdiğini mi gösteriyor? Günümüzde askıya alınan gönderilerin yerini, Trump’ın etkisiyle şekillenen bir “sessiz biat” alıyor olabilir. Öyleyse Meta’nın bu adımlarını, ifade özgürlüğünü savunma çabası olarak mı okumalı yoksa Trump’ın gazabından kaçmak için atılmış stratejik bir geri çekilme olarak mı görmeliyiz?

2020’nin Kayıp Sesleri: Meta, Trump ve Seçim Tartışmaları

Meta’nın 2020 seçimlerindeki rolü, adeta dijital bir romanın entrikalarla dolu bir bölümü gibi. Özellikle Trump’ın Facebook hesabının 6 Ocak olayları sonrasında askıya alınması, sansür tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Şiddeti teşvik ettiği gerekçesiyle yapılan bu hamle, bir kesim tarafından doğru bulunurken; muhafazakârlar için “ifade özgürlüğüne darbe” anlamına geliyordu. Peki, seçim güvenliği bahanesiyle gölgede bırakılan muhafazakâr sesler ne oldu? Muhafazakâr seslerin gölgede bırakılması, demokrasiyi görünmez yaralarla baş başa bırakıyor.

2024 seçimleri yaklaşırken, Zuckerberg’in kaleme aldığı mektup da gözlerden kaçmadı. Biden yönetiminin Kovid-19 paylaşımlarını baskılama isteğini açıkça ifşa etmesi, bir yandan Biden’ı hedef tahtasına koyarken, diğer yandan Trump’a bir zeytin dalı uzatır nitelikteydi. Çünkü 2024 seçimlerinde Trump’ın kazanma ihtimalinin güçlenmesiyle birlikte, onun “2020’de seçimi bizden çalanlar adaletin karşısına çıkacak” tehdidi Meta üzerindeki baskıyı ciddi olarak artırdı.

Burada kilit soru şu: Meta’nın geçmişiyle bugünü arasındaki bu hızlı dönüş, platformun kendini yeniden keşfetme çabası mı, yoksa siyasî güçlerin fırtınasından kaçmak için bir sığınak arayışı mı? Bunu anlamak için susturulan ve yükseltilen seslere daha yakından bakmak gerekiyor. Çünkü bu hikâye yalnızca Trump ve Zuckerberg arasında değil, aynı zamanda demokrasinin ve dijital çağın geleceği arasında da yazılıyor.

Susturulan Gerçekler: Gazze ve Koronavirüs Döneminde Meta’nın Politikaları

Meta’nın sansür politikaları, sadece bir sosyal medya devinin tarafsızlık iddiasını değil, ideolojik savaşların dijital alandaki yansımalarını da tartışmaya açıyor. Bir düşünsenize: Pandeminin ortasında bir doktor, yeni bir tedavi önerisini paylaşıyor, ama gönderisi “yanıltıcı bilgi” damgasıyla kaldırılıyor. Gazze’de İsrail’in vahşi soykırımı belgeleyen bir gazeteci, “topluluk kuralları” gerekçesiyle hesabını kaybediyor. Öte yandan ahlâksız cinsiyetsizlik ajandası mı? Meta’nın algoritmaları, bu içerikleri üst sıralara taşımaktan âdeta keyif alıyor. Hatta Trump’ın “cinsiyet karmaşası saçmalığını kökünden kazıma” vaadi, Meta’nın politikalarının tam karşısında duran açık bir meydan okuma gibi görünüyor.

Peki bu sahnede Zuckerberg’in rolü ne? Trump’ın “DSÖ’yü Amerika’dan kovma” isteği, Biden’ın DSÖ’yü fonlama rekoruyla çelişirken, Meta kendini tam da bu zıtlıkların ortasında büyük bir tehdidin gölgesinde hissediyor. Globalist komünist ajandanın destekçisi gibi görünse de, 2024 seçimleri öncesinde Trump’ın gazabından kaçmak için belli manevralar yapıyor. “Topluluk Notları” ve sansürden uzaklaşma hamleleri, ifade özgürlüğüne yönelik bir jest gibi sunulsa da, aslında Trump’ın güç kazandığı bir dünyada ayakta kalmak için tasarlanmış bir strateji izlenimi veriyor. Sonuçta Meta, ifade özgürlüğü altında Trump’ın gücüne teslim olmuş bir devin sessiz çöküşünü sergiliyor.

Trump’ın Gücüne Meta’nın Biatı: Sansürden Topluluk Notlarına

Meta, yıllar boyunca hangi seslerin yükseleceğine ve hangilerinin susturulacağına kendi kurallarıyla karar veren bir sosyal medya devi olarak biliniyordu. Ancak Trump’ın yükselen politik gücü, Meta’nın tahtını sarsmışa benziyor. Nasıl mı? ABD’nin yarısını temsil eden muhafazakâr bir seçmen bloğu, Yüksek Mahkeme’de muhafazakâr çoğunluk ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin kontrolü düşünüldüğünde, güçlü bir siyasî figür böylesi bir dijital devi hizaya getirebilir.

Trump’ın “Herkes hesap verecek” söylemi, yalnızca siyasî rakiplerini değil, Zuckerberg gibi teknoloji devlerinin kurucularını da endişelendirmiş olmalı. Nitekim Zuckerberg’in Senato’ya sunduğu mektupta Biden yönetimini ifşa etmesi ve ardından “sansürü kaldırması,” “bir şeyler yapma çabasının” alenileştiğine işaret ediyor.Eskiden bir gönderi “yanıltıcı” olarak işaretlendiğinde tamamen gölgelenir ve paylaşan kişinin sesi neredeyse kesilirdi. Şimdi ise Topluluk Notları sayesinde, aynı gönderi “açıklamalarla” birlikte bırakılıyor ve Meta adeta “Bak, kimseyi susturmadık” deme gayretine giriyor. Belki de bu, “tahtın gözüne girme” çabasıdır.

Böyle bir ortamda Meta’nın “Topluluk Notları” ile sansürden uzaklaşma adımı, kâğıt üzerinde ifade özgürlüğünü savunuyor gibi görünse de perde arkasında Trump’ın yükselen politik gücüne uyum sağlama çabası olarak değerlendirilmez mi? Dijital medya ekosisteminde hangi seslerin yükseleceğini veya hangilerinin susturulacağını anlamak için, bu güç dinamiklerini sorgulamaya devam etmek gerekir. Dijital medyada hâkim olan güç dengeleri, sadece bugünü değil, geleceğimizi de şekillendirecek.

Okunma Sayısı: 309
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı