ABD’nin çiçeği burnundaki başkanı Donald Trump, gerçekten enteresan bir kişiliğe sahip. Meksikalıları sevmiyor. Müslümanlardan nefret ediyor. Göçmen ve mültecilerden hoşlanmıyor. Kadınları bir meta olarak görüyor. Engelli bir muhabirin taklidini yapıp alay edebiliyor. Basınla arası hiç iyi değil.
Geçen Cuma günü de önümüzdeki 90 gün boyunca Irak, Suriye, Sudan, İran, Somali, Libya ve Yemen ülkelerinden herhangi birinin ABD’ye girmesini yasakladı. Bu karar geçerli bir ABD vizesi veya Greencard’a sahip olanları da kapsıyor. Tabiî bu karar, başta ABD olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde tepkilere yol açtı, insanlar sokaklara dökülerek Trump’ı protesto etti.
ABD’LİLER BOŞUNA ENDİŞELENİYOR
Gerçek şu ki, Trump’ın başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Müslümanların ülkeye girişini yasaklaması, sadece aşırı uçlardaki radikallerin işine yarayacak. Böylece ABD daha da şeytanlaştırılacak. Üstelik Amerikan politika enstitüsü Cato’nun yayınladığı rapora göre, ABD’lilerin yabancı teröristlere karşı duyduğu korku inanılmaz derecede yersiz. Çünkü bir ABD’linin yabancı terörist tarafından öldürülme ihtimali 3.6 milyonda bir. Yataktan düşerek veya yılan tarafından zehirlenerek ölme riski bile daha fazla.
Hatırlanacağı üzere 11 Eylül saldırısının Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Lübnan vatandaşı teröristlerce gerçekleştirildiği açıklanmıştı. Ama Trump’ın ülkeye giriş yasağına bu ülkeler dahil değil. Dahası, Trump’ın listesinde adı geçen ülkelere mensup hiç kimse son 40 yıldır ABD’de bir kişiyi bile öldürmüş değil. Buna karşılık Boston Maratonu’nda bombalı saldırı gerçekleştiren terörist Rusya vatandaşıydı. San Bernardino saldırısında 14 kişiyi öldüren kişi Pakistanlıydı. Bu ülkeler de Trump tarafından yasaklanmış değil. İlginç bir nokta da bu, çünkü görünüşe göre liste bayağı tutarsız.
MADDÎ ÇIKARLAR GÖZE ÇARPIYOR
İstanbul, Mecidiyeköy’deki Trump Towers’ı veya Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki golf kurslarını hatırlayınca insanın aklına “Trump iş bağlantıları kurduğu ülkeleri listeye dahil etmemiş olabilir mi?” şeklinde haklı bir soru gelmiyor değil. Nitekim Bloomberg’in hazırladığı grafikte Trump’ın Türkiye, Azerbaycan, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde çeşitli projeleri olduğu görülüyor. Trump’ın iş yaptığı veya yapmak üzere olduğu ülkelerin bu yasak listesine dahil edilmemesi tesadüf olabilir mi?
“BİZDE OLSA” DEMEMEK MÜMKÜN MÜ?
Twitter’dan takip ettiğim yabancı haber kaynaklarına bakınca “insan hakları, hukukun üstünlüğü, bir başkasının hukukunu gözetme” gibi medeni ülkelere ait kavramlara ülkece ne kadar yabancı olduğumuzu daha iyi anladım. Türkiye’de yaşayan büyük çoğunluğunun bu gibi temel haklar konusunda hiçbir fikri yok. Fikri olmadığı için böyle bir talebi de yok. Sonuç ortada, ehl-i hamiyeti dahi başımıza müstebit ediyoruz. Aşağıda yazdıklarımı okuyunca eminim siz de bana hak verecek, kendi iç dünyanızda “Bizde olsa?” diye sorup cevabını yine kendiniz vereceksiniz.
HAKSIZLIĞA KARŞI SUSMADILAR
Müslümanları hedef alan bu yasağı dünya genelinde protesto edenler arasındaki Yahudi ve Hıristiyanları ele alalım meselâ. Farklı bir dine mensup olmalarına rağmen, bir haksızlık gördüklerinde buna tepkilerini yüksek perdeden dile getirmekten çekinmeyen insanlar. Nitekim “Ateistler, Müslümanlar için” yazılı dövizi taşıyan ateistleri bile gördü bu gözler.
Müslüman olmadığı halde “Hepimiz Müslümanız” pankartını taşıyanlar için bizdeki ilgisizler ne düşünür acaba?
ABD’nin Seattle, Chicago, New York gibi şehirlerinde kalabalık yürüyüşler düzenlendi. “Müslüman komşularımı seviyorum” pankartı açıldı. Airbnb, Netflix, Starbucks ve Apple’ın CEO’larından mültecilerle dayanışma mesajları yayınladı. Google kendi çalışanlarından topladığı 2 milyon dolarlık bağışı Müslümanlar ve mülteciler için ayırdı, kendi kasasından da 2 milyon dolar kriz fonu oluşturdu. ABD’li senatör Chris Murphy, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright… Bütün bu siyasiler Müslüman yasağını kınadı. Sanatçılar, oyuncular, kısacası herkes bir araya geldi.
Müslüman olarak şunu kendimize sorup muhasebesini yapmamız lâzım: Toplumun aidiyet bağımızın olmadığı başka bir kesimi haksızlığa uğrayınca buna karşı tepki verebiliyor muyuz?
TÜRKİYE’NİN SESİ ÇIKMIYOR
Müslüman olmamalarına rağmen Müslümanlara yapılan bu ayrımcılığa isyan eden ülkeler arasında Türkiye’nin olmaması dikkat çekici. Halbuki İran bile ABD’nin bu kararına misilleme yaparak ABD vatandaşlarını İran’a kabul etmeyeceğini açıkladı. Gelin görün ki nüfusunun çoğu Müslüman olan Türkiye’den Trump’ın bu kararına karşı resmî makamlarca en ufak bir tepki bile verilmiş değil. Buna ‘mütedeyyin’ tabir edilen gazetelerin sessizliği de eklenince insan sormadan edemiyor: İktidardaki bu Trump sevgisi ve müsamahasının sebebi nedir? Acaba Müslümanlara uygulanan bu yasağın ardından dünya çalkalanırken, Almanya’daki Yeşiller Partisi dahi Trump’ın ülkeye girişini engelleme talebinde bulunurken bizimkiler neden sessizliği tercih ediyor?
UZUN LÂFIN KISASI
Kısacası bütün dünyada iyiler, saf kötülüğe karşı bir araya gelerek dik duruş sergiledi. Bu yüzden başlıkta kullandığım ifadeyi tekrar yeniliyorum. Trump’ın Müslüman yasağının Müslümanlarla olan dayanışmayı pekiştirerek yine Müslümanlara yaradığına inanıyorum.