"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir manşetin arka planı...

Mücahit ÇAKIR
01 Mart 2017, Çarşamba
Yeni Asya’nın 27 ve 28 Şubat tarihli manşetini hazırlarken İzmir 1 Nolu T tipi ceza infaz kurumundan gelen bir zarfın içinden çıkan 4 sayfalık mektuptan faydalandık.

Bir tutukludan gelen bu mektup, Kastamonu Lâhikası’nda yer alan "Risale-i Nur Talebesinin vazifeleri bölümünü aklımda kaldığı kadarıyla yazarak mektubuma başlıyorum” satırlarıyla başlıyordu. Lâhikalardaki bu kısmı ezbere yazıyordu, çünkü hapishanenin koğuş ve kütüphanesindeki Risale-i Nur eserlerine el konulmuştu.

Eserler hiçbir makul gerekçe gösterilmeden koğuşlardan toplatıldığı zaman Risale-i Nur’ların kıymet ve ehemmiyetini idrak eden ve etmeye çalışan her Nur Talebesi gibi bu uygulamaya dilekçe ile itirazda bulunmuştu. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Eğitim Kurulu Başkanlığı’na yapılan itiraz 2016/125 nolu kararla reddedilmişti. Bu karara yapılan itirazın da Karşıyaka İnfaz Hâkimliği’nce reddedilmesinin ardından tutuklunun yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Bu yüzden olsa gerek, mektubunun son kısmında “Konu ile ilgili benim elimden gelenler bu kadar olduğu için konuyu size haber verme ihtiyacı duydum ve bundan sonraki mesuliyetin size ait olduğunu düşünüyorum” cümlelerini kullanmıştı. Okuyup öğrendikten sonra bu mesuliyetin gereğini yerine getirmememiz kabul edilemezdi elbette.

Risale-i Nur’ların ilgili cezaevinden hangi tarihte toplatıldığını bilmiyoruz. Ancak Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Eğitim Kurulu Başkanlığı’na yapılan itiraz 16 Kasım 2016 tarihinde reddedilmiş. Ardından bir üst merci olan Karşıyaka İnfaz Hâkimliği de 25 Aralık 2016’da toplatılma kararını onaylamış. Yani nereden baksanız en az 3 aydır cezaevinde Risale-i Nur’lara el konulmuş.

Haberi yaptıktan sonra hükümetin bütün günahlarını setretmeyi kendine görev ittihaz eden Nurcu kardeşlerimizin içine büründüğü derin sessizlik akşam saatlerine doğru sona erdi. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi “başka bir tutuklunun” yaptığı itiraz üzerine Risale-i Nur eserlerinin tutukluya geri verilmesini kararlaştırmıştı. Elbette herkes gibi bu karardan biz de memnuniyet duyduk. Anadolu Ajansı’nın bu haberi yapması, AKP’li vekil Said Yüce’nin bu haberi “İnsanlığa Kur’an eczahanesinden reçete Risale-i Nur’lar için FETÖ’nün tahrikçilerine rağmen, mahkemeden güzel cevap” diye paylaşması da tesadüf değildi elbette. Belli ki birileri devreye girmiş, Anadolu Ajansı’na bu haberi yaptırmıştı. İyi de oldu. Aralarında Habertürk, CNN Türk ve Hürriyet gibi gazetelerin de bulunduğu birçok AA abonesi haberi paylaştı, insanların haber akışında Risale-i Nur’un adı biraz daha yer almış oldu.

Bütün bunları neden mi anlattım? Evvelâ bu hastalıklı zihniyeti iyice görüp tanımanızı istiyorum. 3 aydan uzun bir süredir cezaevinde Risale-i Nur’ların yasak olduğunu haberleştirdiğiniz zaman FETÖ’nün tahrikçisi ve hükümet aleyhinde algı operasyonu yaptığınızı düşünen bu kişilere söylenecek hiçbir söz yok. Hükümete hiçbir şekilde toz kondurmamayı kendine görev edindiğiniz zaman Risale-i Nur’lara halel geldiğinde dahi üstün bir tevil yeteneğine kavuşuyorsunuz. “Kripto FETÖ’cüler yapmıştır” diyerek her işin içinden sıyrılabilirsiniz. Ancak söz konusu olan Risale-i Nur’lar! Diyanet eliyle, yani devlet tarafından basılan Risale-i Nur’ların diğer yandan yine devlet eliyle yasaklanmasına susmanız zaten kabul edilemez. Ama hadi sustunuz, bunu mesele edinenlere niye iftira ediyorsunuz?

Yine de amacımızın üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu öne süren bu kardeşlere soralım: Bize bu tutukludan mektup gelmeseydi, muhtemel ki bizim de Risale-i Nur yasağından haberimiz olmayacaktı. Memleketin dört bir yanındaki hapishanelerde münferit dahi olsa bu gibi hukuksuz kararların alındığını biz öğrendik, siz bilginizden ne kadar eminsiniz?

Dahası böyle bir kararın alındığından 3 aydır haberiniz yokken, meseleyi gündeme getirmesinden dolayı Yeni Asya’ya teşekkür etmeniz gerekirken, hakaretler yağdırmanızı neyle izah edeceğiz? İnsaf, izan!

Okunma Sayısı: 30811
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mahmut

    2.3.2017 09:59:17

    Allah razı olsun

  • zeydanoğlu

    1.3.2017 22:05:19

    Bizim işimiz nurlarla hemhal olan ve en büyük gayesi üstadlarına ittibaen nurların neşri için çalışanlar sadık ve samimi olanlar iledir.Evet bir makam ve dünyalık uğruna üstadların,üstadlarının davasını ve bir zamanlar sofrasında ekmek yedikleri nur talebelerini satan,satmakla kalmayıp alçakça arkadan hançerleyen münafık ve ahlak yoksunu kibir abideleri ve enaniyet mahkumlarıyla işimiz yoktur.Kendilerine bakmaya tenezül etmiyoruz yüzlerine bakmıyoruz kendilerinden de gölge yapmalarını istemiyoruz vesselam.Allah yar ve yardımcınız olsun sa'yiniz daim ve bereketli olsun hey yeni asyam ve cemaatim.

  • zeliha

    1.3.2017 20:17:40

    Bir gün gelip verdikleri destekten yüzleri kizaracak belkide mahcubiyetden ellerine risale bile alamayacaklar,açarsak acaba üstad yüzümüzdeki kızarıklığı görüpte bizi talebelik ten atarmı diye Allah insaf ozan versin,masum evlatları yüzünden onlara merhamet etsin

  • erol

    1.3.2017 14:43:50

    Allah razı olsun .

  • Özcan Erkiş

    1.3.2017 12:00:26

    Meselenin Yeni Asya tarafından gündeme getirilmesi, iktidarın hukuksuz icraatlarının deşifre edilmesi mânâsına gelir ki, bundan başta itaat altına alınmış ve biat etmiş gruplar, cemaatlar yâni cümle müfritâne ve taasubâne iktidar yanlıları rahatsız olurlar. Olsunlar, ehemmiyeti yoktur. Mühim olan "Hakkın hatırını âli tutmaktır." Yaşım itibariyle böylesine politize olmuş, "dindar" eliyle topkuma fitne sokulmuş, yanlışa bile "dindar"görünenlerin alkış tuttuğu bir dönem hatırlamıyorum. Gidişatımız hayra alâmet değildir. Böyle bir süreçte Yeni Asya'nın varlığı bir lütf-u ilâhidir. Teşekkür ediyoruz.

  • Toygar

    1.3.2017 08:52:41

    Yazıklar olsun o bedbahtlara! "Kişi sevdiği ile beraberdir" hadisini hatırlatmak geliyor içimden. Kimi seveceklerine ve sevmenin ölçüsüne dikkat etsinler! Yoksa bu ölçüsüzlükleriyle, kendilerini mahvedecekler. Dâvâya bir şey olmaz nasıl olsa! Sahibi düşünmüştür! Yeni Asya'ya, daha doğrusu davası nurculuk adına hareket olan her hangi bir kişi yada grubu, başka davalarla karıştırıp mahkum etmeye çalışmak ne hamakattir Yâ Rabbi! Akıl ver, iz'an ver!

  • Said YÜKSEKDAĞ

    1.3.2017 08:40:01

    Tebrik ederim Mücahid kardeşim.. Yeni Asya'nın bu olayı gündeme getirmesi ile ortadan kalkan hukuksuzluğu tebrik edeceklerine iftira atan müfterilere güzel bir cevap olmuş..

  • Hasan KOÇ

    1.3.2017 08:15:04

    Tutukluya üç aydır risale-i nurları vermeyen Cezaevi eğitim kuruluna ve infaz hakimliğine neden bir kelime etmiyor Said Yüce Bey!

  • Ali Yücesoy

    1.3.2017 08:00:39

    Mücahid kardeşim faydalı buldum yazınızı. Bazen olayların arka planları, önde görünen (görüntülemeye müsaade edilen) kısımdan daha ziyade ders veriyor. Üstad Hazretlerinin fevkalade ihtiyat deyip Zübeyir Ağabeyin de dikkat! dediği şey budur kardeşim. Tebrikler

  • Ahrar Fırkası

    1.3.2017 02:22:46

    "İlkkez Üstad dedim hata etmedim" Üstad telafuzu kolay ancak kelam'ın Hakkı'nı vermek zor sadakat ve fedakarlık ister lisan-ı hâl ile kâl'in uygunluğu da gaye-i hayal edinebilmeyi hayatının gayesi bildikten sonra Üstad der sadakat işr her bir indi şahsi hisden ziyade bir sıdk gerekir ki bu sıdk "mihenge vurunuz" ölçüsü ile "ahmakane" "kalbim Üstad ile" sözlerinden azade tahkiki ve bürhanı esas alan bir yaklaşımı gerektirir velhasıl ne cennet Sevda'sı ne cehennem korkusu ( küre-i Arz'ı ve içindekileri zaten geçtik inşallah dua hükmünde) Risale-i Nur hiçbir şeye alet olmaz ne dünya cereyanları ne de şahsi kemalata biz İmanın cereyanındayız...sadakte Yeni Asya

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı