Ünlü James Bond filminin bir sahnesinde bir ajan “Dünya çok karıştı, artık Soğuk Savaş’ı bile özlüyorum” diye bir yorum yapmıştı.
Gerçekten bir zamanlar çok tehlikeli sandığımız Soğuk Savaş bile aranır hale geldi. Soğuk savaş döneminde gerçekten zımnî veya açık anlaşılmış kurallar vardı ve büyük güçler bu kurallara uyardı. Herkes yerini bilir ve ona göre hareket ederdi. Devlet adamları demeç verirken dikkatli davranır, sözlerinin nereye gideceğini tartar, ona göre kamuoyuna mesaj verirdi. Hele nükleer silâhlar konusu kritik kabul edildiğinden ağzı olan konuşmaz yalnızca uzmanlar değerlendirme yapardı.
Bir de şu ana bakalım: ABD ve Rusya Devlet başkanları açıkça gece gündüz nükleer savaştan, üçüncü dünya savaşından bahsedip duruyor. Her şey ayağa düştü. Tıpkı sokakta nasıl konuşuluyorsa Biden ve Putin de öyle konuşuyorlar.
Putin, Batı’nın Rusya’ya yaptığı haksızlıklardan, verdiği sözleri tutmadığından ve kendilerini tehdit edecek adımlar attığından dem vurarak, bunun karşılığında Ukrayna’yı işgal edip binlerce insanın canına, malına kastediyor ve Ukrayna’nın şehirlerini bombalayarak mahvediyor. Ukrayna savaşıyla, NATO’ya, Orta ve Doğu Avrupa’daki nükleer silâhlarını geri çek ve 1997’deki duruma dön diyor. Peki Batı’dan istediklerini almak için, Rus milletinin bir parçası, Vatandaşlarım dediği Ukraynalıları mahvetmek ve ülkelerini işgal etmek hangi akla hizmet etmektedir? Kim derdi ki Rusya son çare olarak zevahiri kurtarmak için nükleer silâhları ağzına sakız yapacak.
Kim bilebilirdi ki, eski KGB ajanı Putin yıllardır elde ettiği karizmayı ve Batı’ya karşı avantajlarını bir hamle ile tarihe gömecek. Avrupa’yı Rus enerjisinin tiryakisi haline getirip ABD’den ayıracağını düşünerek Ukrayna’yı işgale girişip, Batı’yı tamamiyle birleştiren, “beyin ölümü” gerçekleşmiş NATO’yu dimdik ayağa kaldıran Putin. Bu durum, Soğuk Savaş’ta Amerikalıların Asya’da kullandığı “better dead than red” yani ölmesi, komünist olmasından iyidir sözünü hatırlatıyor. “Ukrayna Batı’ya bağlanacağına ölsün daha iyi” diyor Putin.
Sonra da nükleer güçlerini alarma geçirdiğini basına duyuruyor. Bunun ne anlama geldiğini, Nükleer güçle oyun olmayacağını, Putin’in bilmemesi mümkün mü? Acaba Dünyanın şer güçleri, Covid 19 ile başaramayacaklarını anladıkları dünya nüfusunun 500 milyona indirilmesi projesini gizli gizli Putin’e mi yaptırmak istiyorlar.
ABD ve AB ise, Ukrayna’ya gece gündüz gaz verip arkandayız diyor sonra da onu timsahın önüne elleri serbest, ama ayakları bağlı bir şekilde bırakıyor. Allah (cc) bütün mazlumları korusun.
Biden, perde arkasından devamlı oyunlarla Putin’i de öyle bir efsunluyor ki akıl alacak gibi değil. Akla hayale gelmeyecek söz ve vaatlerle Ukrayna hayal dünyasına sokuldu ve Rusya tahrik edildi. Bir anlamda Ukrayna Batı’daki en büyük sorunları çözmek için kurban edildi. Nato’nun artık gerekli olup olmadığı her gün tartışılır hale gelmişti ve ABD, Avrupalı NATO üyelerinin Rus enerjisine bağımlılığını azaltmalarını bir türlü sağlayamıyordu ki, Ukrayna krizi, imdada yetişip her iki sorunu da ABD açısından çözüverdi. Kimse artık NATO’nun işlevi ne diye sormuyor. Rus tehdidi açık hale geldi.
Böyle bir tecrit, her halde tarihte ilk defa görülüyor. Almanya tekrar devasa savunma harcamalarına başlıyor.