1975’de Saygon’a giren Vietkong birliklerinin önünden kaçarak Amerikan Büyükelçiliğine sığınmak için yalvaran insanların ve onları kurtarmaya çalışan Amerikan deniz piyadelerinin ümitsiz çırpınışları ve Büyükelçiliğin çatısından arka arkaya kalkan ABD helikopterlerinin görüntüleri, dünya siyasî tarihinin 20. yüzyılda en fazla izlenen görüntülerinden biri olmuştur.
İnsanların o anlardaki dehşete düşmüş yüz ifadeleri orada aslında çok şey ifade ediyordu. Hele ABD’ye inanıp onlarla çalışan Vietnamlılar geride kalırlarsa başlarına ne geleceğini tahmin ettikleri için son anda helikopterlerle ülkeden ayrılabilmek amacıyla ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Tıpkı şimdi Afganistan’da olduğu gibi. İnanılmaz sahneler. Şimdi yine, ABD süper gücünün bir üçüncü Dünya ülkesi tarafından inanılmaz şekilde nasıl dize getirildiğinin son anları ekranlara geliyor, yine ABD Helikopterleri ve uçakları Vietnamdakine benzer görüntüler veriyor. ABD’nin içine düştüğü acziyet bütün Dünya tarafından adım adım izleniyor.
Bir hegemon nasıl olur da bu duruma düştü sorusu uzun yıllar tartışılacağa benziyor. Vietnam’da nasıl olur da “Üç beş bin Vietkong on binlerce ABD askerini öldürür ve bizi yener?” soruları zamanında çok sorulmuştu. Vietnam’da ABD’nin kuyruk acısı o kadar fazlaydı ki, Hollywood neredeyse yüzlerce Vietnam filmi çekti. Şimdi de nasıl olur da Taliban bizi bu hale getirdi soruları sorulacaktır ve belki onlarca Afganistan filmi çekilecektir.
ABD’nin en uzun savaşı olan Afganistan 20 yıldır devam etmekteydi. ABD büyük bir güçle Afganistan’a girmiş ve en başta B-52 uçaklarıyla arka arkaya bombardımanlarla Taliban’a büyük kayıplar verdirmişti. 20 yıl sonra ABD binlerce asker kaybı, trilyonlarca dolar harcama, on binlerce Afganlı ölü ve çökmüş bir ülke bırakarak çekiliyor. Ne hazin bir tablo.
Şaşırmalı mıyız? Bu sorunun cevabı belki evet belki hayır, ama Baba Bush, Clinton ve Obama’nın hüküm sürdüğü yıllarda ABD’nin 23 yılda 9 ülke işgal edip 11 milyon insanı öldürdüğünü bilenler eminim şaşırmayacaklardır.
Şimdi akıllardaki soru şudur: ABD’nin derin ve gerçek yönetici kurumu olan Pentagon, ABD’yi gerçekten savaştan çekmek için mi çekmiştir; yoksa bulduğu ya da bulacağı yeni düşmana saldırması için mi çekmiştir? Bekleyip göreceğiz.
ABD’nin 20 yıldır ayakta tutmaya çalıştığı Afgan yönetimi ABD çekildikten sonra 20 gün bile dayanamayıp az bir gün içinde darmadağın oldu. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ülkesinden kaçan ilk kişilerden oldu. ABD bir kez daha Almanya’da yaptığını her yerde yapabileceği hayalinin çöktüğünü görmüştür.
SSCB 10 yıl süren savaştan sonra 620 binin üzerinde Kızılordu askeri, 12 savaş uçağı, 350 helikopter yitirerek büyük bir mağlûbiyete uğramıştı. Zamanın ABD Başkanı Carter’in Millî güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski, SSCB savaşı esnasında Pakistan’da Afgan mücahitlerine eliyle işaret ederek şöyle demişti: “Şu topraklar sizindir haklısınız gidin ve oraları alın. Allah (cc) sizin yanınızda ve yardımcınız olsun.” Ne ilginçtir ki; Brzezinski’nin duâsının ABD için de kabul olduğu görülüyor.
Afgan savaşından kısa süre sonra Doğu Bloku ve SSCB dağılmak zorunda kalmıştı. “Afganistan imparatorlukların mezarıdır” sözü adeta bir kez daha doğru çıkmıştı.
Bölgede dengeler şimdi tamamen ve hızla değişiyor ve kartlar yeniden dağıtılıyor. Afganistan’da taşların yerine oturması daha uzun bir süre alacaktır.