Uzun bir aradan sonra elhamdulillah klasikleşmiş noel kamplarımızı geride bıraktık.
Hırıstiyan aleminin en önemli dini günlerinde bizlerde bu günleri geri çekilmeye, günlük stresten uzak kalmaya ve bir nevi yenilenmek için kullanıyoruz.
Kendi eğitimimiz dışında bizim için en önemli olan, çocuklarımızın eğitim programları oluyor.
Birlikte geçirdiğimiz 5 günde hem onlar, hem de bizler çok şey öğrendik. İlk etapta kamp başlarken telefonlar toplanıp, sadece gerekli olan şeylere konsantre olunuyor. Aslında onları bir nevi “sanal alemden” koparıp “gerçek alemle” tanıştırıyoruz.
Günlük hayatta eksik olan aile, arkadaş, eş dost vesaire ile telefonsuz iletişim kurup, birbirleriyle tanışıklıklarını başlatmaya veya pekiştirmeye vesile oluyor. Onların bir nevi bağımlılığından, Risalelere ve hizmete baĝlılığa geçmesine çalışma oluyor.
Her yeni kampta insan gerçekten çok şeyler öĝreniyor. 9 yaşından ta 17 yaşına kadar farklı yaşlardakı çocuklar ve gençlerle, farklı alemlerde oldukları halde, hem konuşma, hem oyun oynama, dertleşme veya sadece iletişim kurma imkanı oluyor.
Bu gençlerin anne ve babaları çoğunlukla “telefon bağımlılığı” ve iletişimsizlikle şikayetçi oluyor.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin üstünde durduğu müfritane irtibat da bu şekilde sağlanmış oluyor, çünkü irtibat kamplardan sonra da devam ediyor. Bu nedenlerden dolayı da, islami ve dünyevi eğitimde pek muvaffak olamadıklarından muzdaripler.
Peki çocuklar hatalı da, anne ve babanın hiç mi suçu yok? Çocuklar anne ve babanın fiili duasıyla dünyaya teşrif edebiliyorlar, Cenab-ı Allah tabii nasip ederse. Eğitimi daha annesinin karnındayken başlayıp, en geç evlenme yaşına geldiĝinde (genellikle 20’li yaşlarda) sona eriyor.
Peki baktığımızda eğitim için en önemli yaşlar hangisi? İlk etapta ilk okula, bazen de hatta kreşe başlarken, 3 ve 7 yaşları arası. Zaten okula başladığında çocukların çevresi değişince artık, o zamana kadar eğer temel eğitim verilmediyse, tabiri caizse tren kaçmış oluyor.
Zaman artık o kadar çok çabuk geçiyor ki, bazen abla ve abilerden “Su çocuk ne ara bu kadar büyüdü?” sorusu duyuluyor.
Geçenlerde çok enteresan bir yazı okudum: “Sizler çocuklarınızı şımartmadan büyütürseniz, torunlarınızı şımartabilirsiniz. Fakat çocuklarımızı şımartarak büyütürseniz, torunlarınıza sizin bakmanız ve büyütmeniz gerek.”
Yani işin ilgi kısmınada geldiğimizde, çocuklar ilgisiz büyürse eğer, torunların eğitim ve büyütülmesi bize bakar. Bizleri büyük ölçüde esir almış olan sosyal medya ve internetten uzak durmaya çalışalım. Yapılan her paylaşımı takip etmek, ona yorum yazmak veya paylaşım yapmak zorunda değiliz. Aynı şekilde her haberi takip edip, her olayı okuyup yorum yapmak zorunda da değiliz.
Bizi kendine bağlayan akıllı, bizleri “akılsız” yapan telefonlardan kafamızı kaldırsak yeterli. İnanın çocuklar fazla bir şey istemiyor. Sadece ilgi ve alaka bekliyorlar. Görevli olarak programda telefonlar elimizde olduğu halde çocuklarla olan muhabbet ve sohbet sebebiyle telefonlara bakmayı canımız hiç istemedi.
Geç olmadan elimizdeki en önemli hazine olan çocuklarımıza sahip çikalım ve onları eğitelim...