Yaklaşık yüz yıldır Yunanistan’a bağlı bulunan Rodos Adası, 29 Aralık 1522’den itibaren tam dört yüz sene müddetle Osmanlı hâkimiyetinde kaldı.
O tarihte fethi tamamlanan tarihî Rodos şehrini 29 Aralık günü gezen devrin padişahı Kànunî Sultan Süleyman, adadaki en büyük kiliseyi yine aynı gün camiye çevirdi. Cuma gününe kadar Rodos’ta kalan Kànunî, aynı camide okunan hutbenin ardından İstanbul’a doğru hareket etti.
*
Tarihin seyri: Anadolu coğrafyasının Güney Batısında bulunan Rodos Adası, ilk kez Emevîler zamanında 672’de fethedilmişti. Ancak, çok kısa süre sonra (680) burası tekrar Bizanslıların eline geçti. Bizans güçlü olduğu müddetçe de burayı elinde tuttu.
1291’de Akka’dan kovulan bir grup Hıristiyan şövalyesi (Hospitalier), gelip Rodos Adasına yerleşti. Bu tarihten sonra Rodos, Haçlı dünyasının stratejik üssü ve güçlü bir karakolu haline geldi. Zamanla, buradan Anadolu ve Mısır üzerine büyük ve yıkıcı seferler düzenlendi. Müslümanlara ağır kayıplar verdiren bu stratejik ada bir türlü kontrol altına alınamıyordu.
Hatta, Fatih Sultan Mehmed Han zamanında buranın fethedilmesine çok yaklaşılmasına rağmen, şövalyelerin muhkem şatoları ve adayı koruyan müstahkem kaleleri sayesinde, fetih, yine de müyesser olmadı.
*
Sultan Fatih’ten sonra, kardeş kavgasını kaybeden oğlu Cem Sultan’ın, Rodos şövalyelerinin eline geçmesi, adadaki korsanları büsbütün azgınlaştırmıştı.
Bayezid Han ve ondan sonra tahta geçen Yavuz Sultan Selim Han zamanında da bir türlü alınamayan Rodos Adasının fethi, nihayet Kanunî Sultan Süleyman’a nasip oldu.
Kànunî, Belgrad’ın fethinden sonra, Avrupalıların kendi içişleriyle uğraşmalarından da istifade ederek, Rodos’u fethetmeye karar verdi: Osmanlı donanması ise, 300 adet harp ve 400 de nakliye gemisiyle Rodos üzerine sefere çıktı. (4 Haziran 1522)
Sultan Süleyman, 16 Haziran’da kapıkulu ve eyâlet askerleriyle birlikte önce Marmaris’e geldi. 28 Temmuz’da gemilerle Rodos Adasının güvenli bir sahiline çıkarak, şövalyelere teslim olma çağrısında bulundu. Teklifin reddedilmesi üzerine, Ağustosun başından itibaren, o müstahkem kaleler top mermileriyle dövülmeye başlandı. Ağustos ayı boyunca, karşılıklı top atışı yapıldı.
Bu arada, Rodos’un etrafındaki küçük adalar bir bir fethedilmeye başlandı. Fetih haberleri, Osmanlı kuvvetlerinin moralini arttırırken, Haçlı şövalyelerini karamsarlığa düşüyordu.
Aylarca süren muharebenin ardından, şövalyeler takattan düştü. Nihayet, 20 Aralık günü kaleyi teslim etmeyi kabul ettiler. Yaklaşık 20 bin şehide mal olan Rodos Adasının fethi böylece tamamlanmış oldu. Sultan Süleyman, yapılan antlaşmanın ardından, 29 Aralık günü şehir merkezini gezdi ve en büyük kilisenin camiye çevrilmesini emretti.
Ayrıca, şehrin baştan başa imar edilmesini de isteyen Kànunî, adada okunan ilk hutbeden sonra Rodos’tan ayrıldı.
*
Osmanlı, Rodos’ta birçok cami ve külliye inşa ettirdi. Halen, içinde ibadet edilebilecek durumda 7 tane cami var. Ancak, Yunanistan hükümeti tarafından sadece bir tek camide ibadet edilmesine izin veriliyor.
*
1912 yılında neticelenen İtalyan Harbi sonrasında, Rodos, Osmanlı hakimiyetinden çıktı, İtalyan idaresine geçti.
12 adadan biri ve en büyüğü olan Rodos, Lozan Antlaşmasının ardından (1923), önce İtalya, ardından Yunanistan’a adeta peşkeş edildi.
1922’de uygulanan “Mübadele Kànunu”, Rodos Adasını fazla etkilemedi. Çünkü, o tarihde burası Yunanistan’ın değil, İtalyan hükümetinin yönetimindeydi. Bu sebeple, adada hâlâ bir Müslüman azınlığı mevcuttur.