"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsaf dışı suçlama yöntemleri

M. Latif SALİHOĞLU
06 Ocak 2025, Pazartesi
İnsanoğlu suç işler. Dolayısıyla, suçlamanın hedefi olur. İşlediği suça göre de illâ ki cezasını çeker ve çekmeli. Hiç kimse işlemiş olduğu bir suçtan dolayı muaf tutulamaz ve tutulmamalı.

Bütün bunlar, umumî kabul gören sözler, hükümler, ölçüler manzumesi.

İhtilâflı olan husus şudur: Suç işleyenin yakınları ne olacak? Onlara ne demeli, ne yapmalı? Yani, suçlu kimsenin arkadaşları, partidaşları, aile fertleri, aşiret-kabile mensupları gibi onunla bir şekilde münasebeti bulunanlar hakkında ne düşünmeli, ne yapmalı, yahut ne yapmamalı? Evet, üzerinde asıl durulması gereken nokta budur. 

*

Hiçbir grup ve zümreye karşı bir “toptan suçlama” cihetine gitmemeli. Gidilirse eğer, bu katmerli bir zulüm olur. Zira, suçlu olanlardan çok suçsuz masumlar zarar görür. Bu ise, insanlık dışı bir muamele olur. Onun içindir ki, dahilî çatışma ve cephe mücadelesine İslâmiyet cevaz vermiyor.

Cephe mücadelesi, öncelikle hariçten saldırıda bulunan düşmana karşı yapılır.

Ki, mâzide çok revaçta olan bu tarz bir mücadele yöntemi bile günümüz dünyasında gitgide ehemmiyetini kaybediyor. Zira “Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer [sosyal sınıflar] muharebesine terk-i mevki ediyor.”1 

Dahilde, cepheleşme tarzında bir kavgaya, çatışmaya İslâmiyetçe hiç izin verilmediği halde, bunun tam zıddına bir hareketle kavgayı daha da kızıştırmaya çalışanlar oluyor.

Dahası, kendisi kavga etmekle yetinmeyip seni de ısrarla aynı çatışma ortamına doğru sürüklemek isteyenler çıkıyor. Şayet onun tarafında yer almazsan, anında seni damgalayıp fütursuzca karşı tarafın adamı olmakla itham edebiliyor.

Dahilî gruplaşma marazı, insanları işte böylesi bir tarafgirliğe, fanatizme, radikalizme doğru sürükletip götürüyor. 

Oysa bu durum, içinde büyük tehlikeleri, ağır vebâlleri barındırıyor. Zira, bu tarzdaki dahilî mücadelede kul hakkına ve mâsumların günahına girmeye mecbur kalınıyor. Bunun ise, günahı-vebâli pek büyük olup affı kàbil değildir. Bu noktada inancımız şu ki: Cenâb-ı Hak, kul hakkını Cennetlik olan şehitlerden dahi sorar.

*

Evet, cephe savaşı veren bağnaz tarafgir, seni hep yanında, hatta yedeğinde görmek ister. İstediğini yapmadığında ise, sana “kuvvetli şüphe” marazıyla bakar.

Tabiî, cephe savaşı veren kimse, yerinde durmuyor. Zaman içinde saf değiştirebiliyor, genişletebiliyor; dahası, hedefine yeni bir düşman grubunu yerleştirebiliyor. Kendisi değiştikçe, senin de aynı şekilde değişmeni bekliyor. Sadece beklemiyor, dolaylı şekilde seni yeni konsepte uyum sağlamaya zorluyor.

*

Kavgalı cepheleşmenin ve karşılıklı olarak toptan suçlayıcı davranışlar sergilemenin İslâm ahlâkında yeri olmadığı gibi, medenî hukuk anlayışında da yeri yoktur. Hukuk ölçüsüne göre “Prensip olarak suç şahsîdir.”

Kurân’ın temel prensibi ise şudur: “Velâ tezirü vâziretün vizrâ uhrâ.” Yani, bir kişinin hatasıyla onun kardeşi, ailesi, akrabası, aşireti, cemaati, partisi, köylüsü, şehirlisi..., mesul olamaz. Keza, suç işleyenin hatası bahane edilerek diğerleri suçlanamaz, cezalandırılamaz. Bunun aksini yapmak ise zulümdür ve insanlık ile bağdaşmayan vahşiyane bir muameledir. 

Dipnotlar: 

1- Mektubat, s. 456.

Okunma Sayısı: 1478
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Doğukan Pamir

    6.1.2025 21:07:27

    Semanur kardeşim! Lütfen siyasi erkin bir mensubunun Ulusal tv'lerde söylediği şu cümleyi bana açıklar mısınız ne demek istiyor? "karşımızda iki grup vardı:biri ergenekon diğeri fetö. Fetö ile bir olduk ergenekonu, ergenekonla bir olduk fetö'yü hallettik.". Not:Bu suali sorarken anacım ne birilerini ibra, ne de birilerini itham etmek değildir.

  • Latif Salihoğlu

    6.1.2025 16:15:26

    Pek yerinde, mahz-ı hakikat ve cevabı-izahı gerekli olan sualler, Semanur Hanım kardeşim. Takdir, tebrik ve dua ile..

  • Abidin

    6.1.2025 13:02:56

    Çok güzel bir anlatım, derin ve gerekli bir anlam! Sağolunuz...

  • Semanur Tunoğlu

    6.1.2025 10:45:00

    Tabiki suça dahil olmakla dahil olmamak farklı şeylerdir. Gülen cemaati özelinde düşündüğünüz zaman kimin suçlu olup olmadığı nasıl anlaşılacak? Gülenciler suçsuzları dayanak yapıp suçlular da cezalandırılmasın diyorlar. Gülencilerin yedikleri haklar ne olacak peki? Koca bir şebeke gibi bir cemaat kurup, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarını yemediler mi? Soruları çalmadılar mı? Böyle bir kolektif suç ortadayken bunu bir iki kişiye yükleyip cemaati kurtarmak mümkün mü? Bu kadar hak yerlerken o cemaatin içinde değiller miydi? Sadece soruyorum, nasıl olacak? Gülencilerin hakları hak ama onların yedikleri hak hak değil mi?

  • Hasan Diğan

    6.1.2025 10:16:54

    Evet sayın ağabeyim işin nirengi noktasına tam da parmak basmışsınız.Zira düşmanı sık değişenin dostluğuna da güven olmaz diye bir söz vardır.Evvela birlikte çalıştıkları bir gruba Haydar Ağa diyerek daha sonra da kavgaya tutuştuklatında onu HAYDO kuralına atıp onunla birlikte kim varsa suçlu suçsuz masum mazlum hepsini o torbaya atıp zulüm yaptığında sen de onun yanında OLMASAN ve haydo dediğine sen de haydo demesen sen haydo olur ve o ceza muamelesine tabi olursun.Hele ki onun masum ve sucsuzlara yaptığı mezalimi hele yazarsan zaten sen tümden haydocusun.Yani bu zamanda tüm mesele budur.Rabbjm bizi böyle zalimlerin zulmünden muhafaza etsin ve masumların hakkını da ger daim müdafaa etmeyi naip etsin.Zalimiyet ile yaşamaktansa mahkumiyetle ölmek dah iyidir diyor ÜSTAD.

  • İbrahim FİŞEK

    6.1.2025 09:28:54

    Tebrik ederim, çok güzel bir yazı olmuş...

  • Said Yüksekdağ

    6.1.2025 08:42:34

    Günümüzün en büyük yaralarından biri de bu ne yazık ki. Toptan bir anlayışla herkesi aynı kalıba sokmak doğru olmadığı gibi büyük bir zulümdür. Babamın işlediği suçun cezasını ben niye çekeyim? Babam katil ise cani ben miyim? Toplum olarak bu hastalığımızı iyileştirmeliyiz. Yazınızdan istifade ettik. Allah razı olsun Lâtif Ağabeyim..

  • Burhan Kula

    6.1.2025 01:39:31

    ''Hiçbir grup ve zümreye karşı bir “toptan suçlama” cihetine gitmemeli. Gidilirse eğer, bu katmerli bir zulüm olur. Zira, suçlu olanlardan çok suçsuz masumlar zarar görür. Bu ise, insanlık dışı bir muamele olur. Onun içindir ki, dahilî çatışma ve cephe mücadelesine İslâmiyet cevaz vermiyor.'' Bu yazınızı günümüzdeki Yüzbinlerce masum KHK lıya yapılanla eşleştirince, Yapılanların İslamla, dinle, vicdanla ve hukukla hiçbir ilgisinin olmadığı daha net anlaşılır ama bunları yapanların, destekçilerinin ve sessiz kalanların umurlarında bile değil..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı